Bilgisel’in ilk bölümünde, Galatasaray ile Leeds United arasında 2000 yılında UEFA Kupası Yarı Final Maçı öncesinde yaşanan kanlı olaylar ve bunun Kopenhag’daki finale yansıması ele alındı. Keyifli dinlemeler!

Kaynakça:
UEFA Kupası Öyküsü I Unutulmaz Maçlar - Mehmet Ali Birand


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

1: Bitmeyen Husumet I Galatasaray-Leeds Olayları

Merhaba, ben Ali Yağız Baltacı. Bilgisayarda bu hafta sizler için Galatasaray ile Leeds United arasında 2000 yılında UEFA Yarı Final maçı öncesinde yaşanan kanun olayları derledim. Öyleyse başlayalım. Birkaç saat sonra gelecek, korkunç haberden uzak, eşsiz bir bahar akşamında, Galatasaray adasının boğaz manzarası eşliğinde, kuş sütünün eksik olmadığı mükellef bir sofrada, yiğit sünay tıtlı yöneticiler ağırlanıyordu. Karidesler gidiyor, kalamarlar geliyor, pırolar yakılıyor, rakılar, şaraplar içiliyordu. Herkesin keyfi o kadar yerindeydi ki, ertesi gün Galatasaray ile İngiliz temsilcisi Lewis Newington UEFA Kupası yarı final ilk maçında İstanbul'da kozlarını paylaşacağı unutulmuştu sanki. Ancak bu dostane ortamın ortasına düşen bomba gibi bir haber işlerin rengini değiştirmişti. Adaya yanaşan bottan inen iki görevli alelacele garsonların kulağına bir haber fısıldadı. Duyar duymaz yüzünün rengi değişen garson, durumu Galatasaray Başkanı Faruk Süen ile paylaştıktan sonra vahim habere öğrenen sürenin yüzü bembeyaz kesildi. Taksim Meydanı'nda Galatasaray ile Leeds taraftarları arasında çıkan kavga sonucunda Kevin Spade ve Christopher Loftus adlı iki İngiliz taraftarı bıçaklanmış ve hayatlarını kaybetmişti. Bu haberi duyan Hint yöneticilerinin tavrı değişirken adaya derhal tekne çağırılıp ayrılındı. Hint yöneticileri morga giderek ölen iki taraftarı ziyaret ettiler. Birleşik Krallık İstanbul Başkonsolosluğu oradaydı. Herkes neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. Olaylar akşam saatlerinde başlamıştı. Litz taraftarlarının alkolün de etkisiyle etrafa saldırmaya geçmeleri Galatasaray taraftarını çılgına döndürmüş ve taraflar kelimenin tem anlamıyla birbirlerine girmişti. Litz taraftarlarının ellerindeki birayı yoldan geçen bir kadının üstüne döktükten sonra Türkiye bayrağının hakaretleri ise olayları geri dönülemeyecek noktaya taşıdı. Yaşar'ın ABD'de iki kişi öldürürken onlarca kişi yaralandı. Galatasaray ile Linsun Erdil arasında İstanbul'da oynanan maçı sarı kırmızı ile ekip Hakan ve Capone'nin golleri ile 2-0 kazansa da dünya basının asıl gündemi saha içinde olanlar değil saha dışında çıkan olaylardı. İki hafta sonra İngiltere'de eşi benzeri olmayan bir rövanş olamayacaktı. Leeds başkanı, İngiltere'ye gelecek Türklerin güvenliklerini garanti edemiyoruz sözleriyle Galatasaray taraftarını üstü kapalı tehdit ediyor, UEFA ise Ravanch maçına Türk taraftarların alınmayacağını duyuruyordu. Sadece 50 kişilik kulüp yöneticisi, siyasetçi ve gazeteciler maçı statta izleyebilecekti. Ancak onlar bile tüm protokole rağmen linç edilimi korkusunu iliklerine kadar hissettiler. Tabii kurallar çok katı konmuştu. Bizi sanıyorum 200 kadar Türktük biz. Gazeteciler, milletvekilleri bir köşeye sıkıştırdılar. Ali Sami'nin numaralısını düşünürsek onun en sağ üst köşesinde çatının altında bir yere biz sıkıştık. Ve polis sürekli olarak başımızda, kadın ve erkek polisler de vardı hatta. Tezahürat yapmamamızı, hiçbir şekilde bağırmamamızı tembih ettiler sıkı sıkı bize. Adabasın ayaktaydı. Ülkede görülmemiş bir infal yaşandı. Lils taraftarları Galatasaray'a hitaben deprem için gönderdiğimiz ceset torbalarını kendiniz için yanınızda getirin yazarak mesajını direkt verdi. Galatasaray kafilesi Lils şehrine maçtan bir gün önce değil günü birlik olarak maç sabahı geldi. Türkiye'den özel güvenlikler de kafileye eşlik etti. Yigit şehri adeta devasa bir taziyeviydi. Galatasaray'a karşı oluşan büyük nefret sebebiyle... ...Allen Road Stadyumu ise resmen alev alev yanıyordu. Uzakları sağ verecek bir tezahürat var. İnanılmaz bir tezahürat var. Hemen onu size söyleyeyim. Lilz taraftarı bu maçı bir kan davası gibi görüyor, kulakları sağır etmeye ant içmiş bir uğultu çıkarıyordu. Galatasaraylı futbolcular işte bu cehennem atmosfere resmen can korkusuyla çıktılar. Galatasaray erken bulduğu golle bu baskıyı bir nefese de olsa kırmayı başarmış ve Lilz tribünlerini bastırmıştı. Bu sayede maç iki-iki berabere bittiğindeyse ilk maçı kazanan Galatasaray UEFA Kupası'nda finale çıkmayı başardı. Final maçı 17 Mayıs'ta Danimarka'nın başkenti Kopenhag'da oynanacaktı. Kader'in cilvesine bakın ki Galatasaray'ın karşısında bir başka İngiltere temsilcisi Arsenal yer alacaktı. UEFA Kupası 2000 finali için Parkenstad'ında her iki takıma da takribi 15'er bin kişilik yere ayrıldı. 17 Mayıs günü oynanacak final için Londra'dan Copena'a 40 binin üstünde insan geldi. Gelenler arasında Lidisliler de vardı. Kopenhag'daki Galatasaray taraftarı büyük oranda Avrupa'da yaşayan gurbetçilerdi. Galatasaray tribünlerinin ana damarını buluşturan gruplar büyük oranda İstanbul'da kalmış, gidenler içinse biletler pahalı, mesafe oldukça uzaktı. Dolayısıyla Kopenhag'da çıkacak bir kavgada İngilizlerin kesin üstünlüğü kaçınılmazdı. Üstüne üstlük büyük bir nefret ve intikam duygusuyla şehre gelmişlerdi. Danimarka polis de yeterli doğrunda değildi. 17 Mayıs'ta yapılacak maç için 15 Mayıs'tan itibaren şehir hareketlenmeye başladı. Kopenhag şehir merkezinde Arsenal formalı Leeds şapkalı traktörler görmek mümkündü. Adeta fırtına ötesi sessizlik yaşanıyordu. 16 Mayıs günü ise asıl fırtına koptu. Günün erken saatlerinden itibaren barları dolduran İngiliz taraftarlar daha sonra barların bulunduğu sokaktan çıkarak Tivoli Meydanı'na toplandılar. Galatasaray taraftarlarına içkişi sıfırlattılar ve kavga başladı. Sandalye, masa ve şişelerin havada uçuştuğu kavga sırasında ömürlerinde bu çapta bir toplumsal olaya şahit olmayan Danimarka polisi neye uğradığını şaşırdı. İngiliz taraftarlar ellerindeki demir çubuklarla Türkiye basınından çalışanlara saldırdılar. Biz savaş muhabiriyiz çok gördük bu olayları diye caka satan çoğu gazeteci kaçacak delik aramaya başladı. İngilizler resmen İstanbul'un intikamını alıyordu. Onlarca insan ağır yaralanmış ve kaos şehri ele geçirmişti. İsveç'ten acil takviye isteyen Danimarka polisi meydandaki kalabalığı gözyaşartıcı bomba atarak dağıtmaya çalıştı. Ancak Kopenhag meydan savaşının devam etmesini engellemeye yetmemişti bu çaba. Türk taraftarlar Arsenal'lilerle bir sorunları olmadığını, hatta dostça kendi takımlarının tezahüratlarını yaptıklarını söylüyordu. Galatasaraylılara göre olayları çıkaran Leedslilerdi. 16 Mayıs günü başlayan olaylar 17 Mayıs'a devam etti. Öğleden sonra tekrar toplanan İngiliz taraftarlar Tivoli Meydanı'nda Galatasaray formalılara saldırdı. Yine onlarca insan yaralandı, bir İngiliz taraftarı bıçaklanarak komaya girdi. Yaşananlar finalin bile önüne geçmişti. Şehir merkezinden gelen haberler hem Galatasaray hem de Arsenal kampına ulaşınca maçın erteleneceği söylentileri dolaşmaya başladı. Akşam saatlerine doğru ise karşılaşmanın oynanacağı UEFA tarafından resmen açıklandı. 17 Mayıs 2000'de Parkenstad'ında oynanan maçı penaltı atışları sonucunda Galatasaray 4-1 kazandı. Ancak finalin bile önüne geçen bu Kopenhag Meydan Savaşı, Danimarka tarihinde 2. Dünya Savaşı sonrası yaşanan en büyük toplumsal olay oldu. Danimarka'da bugün dahi polis olmak isteyenlere 16-17 Mayıs olaylarının izlettirildiği, Danimarka polisi için turnusol değerinde bir süreç olduğu ifade ediliyor. Lisünakitli iki tarafları öldürmekle suçlanan Ali Ümit Demir ise birden fazla kişiyle birlikte hafif tahrik altında faili belli olmayacak şekilde iki kişiyi öldürmek suçundan 15 yıl ağır hafif cezasını çarptırıldı. Demir'in mahkemesinde atılan ''Türkiye seninle gurur duyuyor'' sloganları ise hala akıllarda. Lid Zünaket ise İstanbul'da ölen taraftarlarını hiçbir zaman unutmadı. Kulübün Galatasaray nefreti ise aradan geçen 22 seneye rağmen hala devam ediyor. Nitekim Lid'sin ezili rakipleri Lid'si kızdırmak için marşlara, Türk bayrakları ve Galatasaray formaları ile gelmekte. Leeds ve Galatasaray'ın yolları bir gün yeniden başka bir yerde kesişir mi şu anda bilme şansımız yok. Ancak bildiğimiz şu ki İstanbul'da ölen iki Leeds taraftarının Leeds İnakit Kulübü var olduğu sürece Ellen Rhodes adında anılmaya devam edeceği.

Merhaba, ben Ali Yağız Baltacı. Bilgisayarda bu hafta sizler için Galatasaray ile Leeds United arasında 2000 yılında UEFA Yarı Final maçı öncesinde yaşanan kanun olayları derledim. Öyleyse başlayalım.

Birkaç saat sonra gelecek, korkunç haberden uzak, eşsiz bir bahar akşamında, Galatasaray adasının boğaz manzarası eşliğinde, kuş sütünün eksik olmadığı mükellef bir sofrada, yiğit sünay tıtlı yöneticiler ağırlanıyordu. Karidesler gidiyor, kalamarlar geliyor, pırolar yakılıyor, rakılar, şaraplar içiliyordu.

Herkesin keyfi o kadar yerindeydi ki, ertesi gün Galatasaray ile İngiliz temsilcisi Lewis Newington UEFA Kupası yarı final ilk maçında İstanbul'da kozlarını paylaşacağı unutulmuştu sanki. Ancak bu dostane ortamın ortasına düşen bomba gibi bir haber işlerin rengini değiştirmişti.

Adaya yanaşan bottan inen iki görevli alelacele garsonların kulağına bir haber fısıldadı. Duyar duymaz yüzünün rengi değişen garson, durumu Galatasaray Başkanı Faruk Süen ile paylaştıktan sonra vahim habere öğrenen sürenin yüzü bembeyaz kesildi. Taksim Meydanı'nda Galatasaray ile Leeds taraftarları arasında çıkan kavga sonucunda Kevin Spade ve Christopher Loftus adlı iki İngiliz taraftarı bıçaklanmış ve hayatlarını kaybetmişti.

Bu haberi duyan Hint yöneticilerinin tavrı değişirken adaya derhal tekne çağırılıp ayrılındı. Hint yöneticileri morga giderek ölen iki taraftarı ziyaret ettiler. Birleşik Krallık İstanbul Başkonsolosluğu oradaydı. Herkes neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.

Olaylar akşam saatlerinde başlamıştı. Litz taraftarlarının alkolün de etkisiyle etrafa saldırmaya geçmeleri Galatasaray taraftarını çılgına döndürmüş ve taraflar kelimenin tem anlamıyla birbirlerine girmişti. Litz taraftarlarının ellerindeki birayı yoldan geçen bir kadının üstüne döktükten sonra Türkiye bayrağının hakaretleri ise olayları geri dönülemeyecek noktaya taşıdı.

Yaşar'ın ABD'de iki kişi öldürürken onlarca kişi yaralandı. Galatasaray ile Linsun Erdil arasında İstanbul'da oynanan maçı sarı kırmızı ile ekip Hakan ve Capone'nin golleri ile 2-0 kazansa da dünya basının asıl gündemi saha içinde olanlar değil saha dışında çıkan olaylardı. İki hafta sonra İngiltere'de eşi benzeri olmayan bir rövanş olamayacaktı.

Leeds başkanı, İngiltere'ye gelecek Türklerin güvenliklerini garanti edemiyoruz sözleriyle Galatasaray taraftarını üstü kapalı tehdit ediyor, UEFA ise Ravanch maçına Türk taraftarların alınmayacağını duyuruyordu. Sadece 50 kişilik kulüp yöneticisi, siyasetçi ve gazeteciler maçı statta izleyebilecekti. Ancak onlar bile tüm protokole rağmen linç edilimi korkusunu iliklerine kadar hissettiler.

Tabii kurallar çok katı konmuştu. Bizi sanıyorum 200 kadar Türktük biz. Gazeteciler, milletvekilleri bir köşeye sıkıştırdılar. Ali Sami'nin numaralısını düşünürsek onun en sağ üst köşesinde çatının altında bir yere biz sıkıştık. Ve polis sürekli olarak başımızda, kadın ve erkek polisler de vardı hatta. Tezahürat yapmamamızı, hiçbir şekilde bağırmamamızı tembih ettiler sıkı sıkı bize.

Adabasın ayaktaydı. Ülkede görülmemiş bir infal yaşandı. Lils taraftarları Galatasaray'a hitaben deprem için gönderdiğimiz ceset torbalarını kendiniz için yanınızda getirin yazarak mesajını direkt verdi. Galatasaray kafilesi Lils şehrine maçtan bir gün önce değil günü birlik olarak maç sabahı geldi. Türkiye'den özel güvenlikler de kafileye eşlik etti.

Yigit şehri adeta devasa bir taziyeviydi. Galatasaray'a karşı oluşan büyük nefret sebebiyle... ...Allen Road Stadyumu ise resmen alev alev yanıyordu. Uzakları sağ verecek bir tezahürat var. İnanılmaz bir tezahürat var. Hemen onu size söyleyeyim.

Lilz taraftarı bu maçı bir kan davası gibi görüyor, kulakları sağır etmeye ant içmiş bir uğultu çıkarıyordu. Galatasaraylı futbolcular işte bu cehennem atmosfere resmen can korkusuyla çıktılar. Galatasaray erken bulduğu golle bu baskıyı bir nefese de olsa kırmayı başarmış ve Lilz tribünlerini bastırmıştı.

Bu sayede maç iki-iki berabere bittiğindeyse ilk maçı kazanan Galatasaray UEFA Kupası'nda finale çıkmayı başardı. Final maçı 17 Mayıs'ta Danimarka'nın başkenti Kopenhag'da oynanacaktı. Kader'in cilvesine bakın ki Galatasaray'ın karşısında bir başka İngiltere temsilcisi Arsenal yer alacaktı.

UEFA Kupası 2000 finali için Parkenstad'ında her iki takıma da takribi 15'er bin kişilik yere ayrıldı. 17 Mayıs günü oynanacak final için Londra'dan Copena'a 40 binin üstünde insan geldi. Gelenler arasında Lidisliler de vardı.

Kopenhag'daki Galatasaray taraftarı büyük oranda Avrupa'da yaşayan gurbetçilerdi. Galatasaray tribünlerinin ana damarını buluşturan gruplar büyük oranda İstanbul'da kalmış, gidenler içinse biletler pahalı, mesafe oldukça uzaktı. Dolayısıyla Kopenhag'da çıkacak bir kavgada İngilizlerin kesin üstünlüğü kaçınılmazdı. Üstüne üstlük büyük bir nefret ve intikam duygusuyla şehre gelmişlerdi. Danimarka polis de yeterli doğrunda değildi.

17 Mayıs'ta yapılacak maç için 15 Mayıs'tan itibaren şehir hareketlenmeye başladı. Kopenhag şehir merkezinde Arsenal formalı Leeds şapkalı traktörler görmek mümkündü. Adeta fırtına ötesi sessizlik yaşanıyordu. 16 Mayıs günü ise asıl fırtına koptu.

Günün erken saatlerinden itibaren barları dolduran İngiliz taraftarlar daha sonra barların bulunduğu sokaktan çıkarak Tivoli Meydanı'na toplandılar. Galatasaray taraftarlarına içkişi sıfırlattılar ve kavga başladı.

Sandalye, masa ve şişelerin havada uçuştuğu kavga sırasında ömürlerinde bu çapta bir toplumsal olaya şahit olmayan Danimarka polisi neye uğradığını şaşırdı. İngiliz taraftarlar ellerindeki demir çubuklarla Türkiye basınından çalışanlara saldırdılar. Biz savaş muhabiriyiz çok gördük bu olayları diye caka satan çoğu gazeteci kaçacak delik aramaya başladı.

İngilizler resmen İstanbul'un intikamını alıyordu. Onlarca insan ağır yaralanmış ve kaos şehri ele geçirmişti. İsveç'ten acil takviye isteyen Danimarka polisi meydandaki kalabalığı gözyaşartıcı bomba atarak dağıtmaya çalıştı. Ancak Kopenhag meydan savaşının devam etmesini engellemeye yetmemişti bu çaba.

Türk taraftarlar Arsenal'lilerle bir sorunları olmadığını, hatta dostça kendi takımlarının tezahüratlarını yaptıklarını söylüyordu. Galatasaraylılara göre olayları çıkaran Leedslilerdi. 16 Mayıs günü başlayan olaylar 17 Mayıs'a devam etti. Öğleden sonra tekrar toplanan İngiliz taraftarlar Tivoli Meydanı'nda Galatasaray formalılara saldırdı. Yine onlarca insan yaralandı, bir İngiliz taraftarı bıçaklanarak komaya girdi.

Yaşananlar finalin bile önüne geçmişti. Şehir merkezinden gelen haberler hem Galatasaray hem de Arsenal kampına ulaşınca maçın erteleneceği söylentileri dolaşmaya başladı. Akşam saatlerine doğru ise karşılaşmanın oynanacağı UEFA tarafından resmen açıklandı. 17 Mayıs 2000'de Parkenstad'ında oynanan maçı penaltı atışları sonucunda Galatasaray 4-1 kazandı.

finalin bile önüne geçen bu Kopenhag Meydan Savaşı, Danimarka tarihinde 2. Dünya Savaşı sonrası yaşanan en büyük toplumsal olay oldu. Danimarka'da bugün dahi polis olmak isteyenlere 16-17 Mayıs olaylarının izlettirildiği, Danimarka polisi için turnusol değerinde bir süreç olduğu ifade ediliyor.

Lisünakitli iki tarafları öldürmekle suçlanan Ali Ümit Demir ise birden fazla kişiyle birlikte hafif tahrik altında faili belli olmayacak şekilde iki kişiyi öldürmek suçundan 15 yıl ağır hafif cezasını çarptırıldı. Demir'in mahkemesinde atılan ''Türkiye seninle gurur duyuyor'' sloganları ise hala akıllarda.

Lid Zünaket ise İstanbul'da ölen taraftarlarını hiçbir zaman unutmadı. Kulübün Galatasaray nefreti ise aradan geçen 22 seneye rağmen hala devam ediyor. Nitekim Lid'sin ezili rakipleri Lid'si kızdırmak için marşlara, Türk bayrakları ve Galatasaray formaları ile gelmekte.

Leeds ve Galatasaray'ın yolları bir gün yeniden başka bir yerde kesişir mi şu anda bilme şansımız yok. Ancak bildiğimiz şu ki İstanbul'da ölen iki Leeds taraftarının Leeds İnakit Kulübü var olduğu sürece Ellen Rhodes adında anılmaya devam edeceği.

Bilgisel'de bu hafta, son yılların en popüler siyasetçilerinden Ekrem İmamoğlu'nun politik kariyerindeki kırılma anlarına odaklanacağız. Onun, Türk Ocağı Limasol kalesinden İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı'na uzanan hikayesine tanıklık edeceğiz. Hazırsanız, başlayalım.











Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!


----- Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Bilgisel'de bu hafta, son yılların en popüler siyasetçilerinden Ekrem İmamoğlu'nun politik kariyerindeki kırılma anlarına odaklanacağız. Onun, Türk Ocağı Limasol kalesinden İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı'na uzanan hikayesine tanıklık edeceğiz. Hazırsanız, başlayalım.

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir.  getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol. Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. Bonus Platinum Dinamik'le tanışın!Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi!
See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

22: Kalecilikten Politikaya : Ekrem İmamoğlu'nun Siyasi Yaşamı I Tekrar Dosyası

Bilgisel’in yeni bölümünde tüm özellikleriyle dünyanın en özel şehirlerinden olan İstanbul’un siyasi ve kültürel çerçevede 100 yıllık yolculuğunu derledik. Seçim öncesi İstanbul’un yerel dinamiklerini inceledik. Hazırsanız başlayalım.



Bölüm içerisinde referansta bulunduğumuz 31. Bölüm ektedir.

Kalecilikten Politikaya: Ekrem İmamoğlu'nun Siyasi Yaşamı

https://open.spotify.com/episode/61lwVwEsKVgaH5Pic2cReU?si=46d8771418764f09







Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Bilgisel’in yeni bölümünde tüm özellikleriyle dünyanın en özel şehirlerinden olan İstanbul’un siyasi ve kültürel çerçevede 100 yıllık yolculuğunu derledik. Seçim öncesi İstanbul’un yerel dinamiklerini inceledik. Hazırsanız başlayalım.

Bölüm içerisinde referansta bulunduğumuz 31. Bölüm ektedir.
Kalecilikten Politikaya: Ekrem İmamoğlu'nun Siyasi Yaşamı
https://open.spotify.com/episode/61lwVwEsKVgaH5Pic2cReU?si=46d8771418764f09

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir.  getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol. Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. Bonus Platinum Dinamik'le tanışın!Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi!
See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

21: Dünyanın Başkenti: İstanbul'un 100 Yılı

18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi'nin 109. yılında olağanüstü bir savaş hikayesiyle huzurlarınızdayız. Aynı asker, aynı savaşta, iki düşman ülkede birden kahraman olabilir mi? Alistair John Taylor mı yoksa Gazi Ali Can Çavuş mu? Tüyler ürpertici bu hikayeye hazırsanız başlayalım.





Oyuncular:

Beyaz Hala: Yasemin Yeşilgöz

Mustafa Kemal Paşa: Metin Bozkurt

Victoria Taylor: Dila Zeynep Dereli

Alistair John Taylor: Kadir Can Değer

Rehber: Gökbey Karataş

Türk Askeri: Zafer Peker

Köylü: Batuhan Kösegil









Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi'nin 109. yılında olağanüstü bir savaş hikayesiyle huzurlarınızdayız. Aynı asker, aynı savaşta, iki düşman ülkede birden kahraman olabilir mi? Alistair John Taylor mı yoksa Gazi Ali Can Çavuş mu? Tüyler ürpertici bu hikayeye hazırsanız başlayalım.


Oyuncular:
Beyaz Hala: Yasemin Yeşilgöz
Mustafa Kemal Paşa: Metin Bozkurt
Victoria Taylor: Dila Zeynep Dereli
Alistair John Taylor: Kadir Can Değer
Rehber: Gökbey Karataş
Türk Askeri: Zafer Peker
Köylü: Batuhan Kösegil

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir.  getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol. Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. Bonus Platinum Dinamik'le tanışın!Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi!
See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

20: Bir Çanakkale Öyküsü - İki Ulusun Kahramanı Ali Can Çavuş

Küçük bir Osmanlı şehrinden, mazlum bir halkın direniş karargahına, ardından Devrim’in ve Cumhuriyet’in başkentliğine uzanan yolculuk. Bilgisel’in yeni bölümünde Ankara’nın yakın tarihinde bir gezintiye çıkıp şehrin siyasi ve kültürel dokularını inceledik. Hazırsanız başlayalım.









Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Küçük bir Osmanlı şehrinden, mazlum bir halkın direniş karargahına, ardından Devrim’in ve Cumhuriyet’in başkentliğine uzanan yolculuk. Bilgisel’in yeni bölümünde Ankara’nın yakın tarihinde bir gezintiye çıkıp şehrin siyasi ve kültürel dokularını inceledik. Hazırsanız başlayalım.

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir.  getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol. Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. Bonus Platinum Dinamik'le tanışın!Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi!
See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

19: Cumhuriyetin Şehri - Ankara'nın 100 Yılı

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Bilgisel’in özel bölümüyle huzurlarınızdayız. Türkiye’de kadınların seçme ve seçilme hakkı kazanması için daha cumhuriyet kurulmadan önce mücadele etmeye başlayan Nezihe Muhiddin’in ve Türkiye Kadınlar Birliği’nin öyküsünü çok seveceksiniz. Hazırsanız başlayalım.

Oyuncular:

Nezihe Muhiddin: Gülşah Dim

Mustafa Kemal Atatürk: Metin Bozkurt









Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Bilgisel’in özel bölümüyle huzurlarınızdayız. Türkiye’de kadınların seçme ve seçilme hakkı kazanması için daha cumhuriyet kurulmadan önce mücadele etmeye başlayan Nezihe Muhiddin’in ve Türkiye Kadınlar Birliği’nin öyküsünü çok seveceksiniz. Hazırsanız başlayalım.
Oyuncular:
Nezihe Muhiddin: Gülşah Dim
Mustafa Kemal Atatürk: Metin Bozkurt

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir.  getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol. Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. Bonus Platinum Dinamik'le tanışın!Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi!
See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

18: Kadının Fendi: Nezihe Muhiddin ve Kadınlar Halk Fırkası

Bilgisel’in yeni bölümünde Yerel Seçimlere kısa bir zaman kala şehirlerimizi mercek altına alıyoruz. Ege’nin incisi İzmir’in 100 yıllık macerası; siyasi yapısı, yerel dinamikleri ve belediyecilik tarihiyle huzurlarınızdayız. Keyifli dinlemeler.

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

17: Ege'nin İncisi - İzmir'in 100 Yılı

Bilgisel’in yeni bölümünde Türk sinemasının en kült yapımlarından olan Vizontele’nin kahkahaların arkasına gizlediği sosyo-politik saptamalarını sizler için derledik. Hazırsanız başlayalım.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

16: Kahkahalar Arkasına Gizlenmiş Bir Melodram - Vizontele

Bilgisel’in yeni bölümünde yıkılan Yugoslavya’nın enkazından futbol topuna sarılarak çıkan, Bosna Hersek tarihinin en büyük futbolcusu Edin Dzeko’nun öyküsüyle huzurlarınızdayız. Keyifli dinlemeler.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

15: Savaş ve Yıkımın Ortasından Zirveye - Edin Dzeko

Bilgisel'in yeni bölümünde koskoca bir devletin, bir hayvan türüne karşı açtığı savaşa tanık olacaksınız. Avustralya Ordusu'nun Emu Kuşları'na karşı verdiği mücadelenin hikayesi ile huzurlarınızdayız. Hazırsanız başlayalım.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

14: Tarihin En Enteresan Savaşı - Avustralya, Emu Kuşlarına Karşı

Bilgisel’in yeni bölümünde, büyük deprem felaketinin birinci yılında, kaybettiğimiz canlarımızı anarken, enkaz altında yaşamını yitiren Hataysporlu Christian Aysu’nun yüreklere dokunan hikayesiyle huzurlarınızdayız. Hazırsanız, başlayalım.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

13: Bir Son Saniye Golünün Öyküsü - Christian Atsu

Bilgisel’in bu bölümünde, 2011 Genel Seçimlerinin MHP ve muhalefet aleyhine kaderini değiştiren kaset kumpasıyla bu kumpasın ardında yatanlar yer aldı. Keyifli dinlemeler!


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

2: 2011 Genel Seçimlerinin Kaderini Değiştiren Olay I MHP Kaset Kumpası

Türkiye tarihinde iz bıraksa da geçen zamanda unutulmaya yüz tutan siyasi ve kültürel olaylara sesli bir kapı açıyoruz. Podbee Media yapımı Bilgisel ile hem yakın zaman Türkiye tarihine, hem de toplumsal olayların perde arkasını aralıyoruz.

Bilgisel

Merhaba, ben Ali Yağız Baltacı. Bir siyaset bilimci ve gazeteci olarak; kimi zaman hafızalardan silinmiş, kimi zaman ise hayal meyal hatırladığımız, Türkiye tarihinde yer tutmuş toplumsal, siyasi ve kültürel olaylara ışık tutan bilgisellerimi, sizler için Podbee Media’yla birlikte derleyeceğim. Her hafta yepyeni bir hikayeyle buluşmak üzere!
See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

Podcast'e Soru Sor

Kaydet - Dinle - Gönder

Bildirimler

Bilgisel

Her hafta eklenen yeni bölümleri kaçırma!