Nadir bulunan bir tecrübeye sahip Murat Bayım. Genelde valelik kısa dönemli bir iş gibi düşünülür, o ise otoparkçılıkla başladığı bu mesleğin en eskilerinden. 25 yıldır gece kulübü, restoran, bar gibi birçok mekânda çalıştı, şu anda da bir kuaförde valeliğe devam ediyor. Etiler'deyiz. Bayım bir yandan işini yapıyor, bir yandan zenginler dünyasını, tanık olduğu sınıf gerilimlerini, çeyrek asırda biriktirdiklerini anlatıyor.

Katkılarından dolayı Cut Labs'e teşekkür ederiz.

------- Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Nadir bulunan bir tecrübeye sahip Murat Bayım. Genelde valelik kısa dönemli bir iş gibi düşünülür, o ise otoparkçılıkla başladığı bu mesleğin en eskilerinden. 25 yıldır gece kulübü, restoran, bar gibi birçok mekânda çalıştı, şu anda da bir kuaförde valeliğe devam ediyor. Etiler'deyiz. Bayım bir yandan işini yapıyor, bir yandan zenginler dünyasını, tanık olduğu sınıf gerilimlerini, çeyrek asırda biriktirdiklerini anlatıyor.

Katkılarından dolayı Cut Labs'e teşekkür ederiz.

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, On Dijital Bankacılık hakkında reklam içerir.
Bankacılık On'la Rahat. Dünya Döndükçe EFT-Havale- Fast Ücreti Yok.
ON Mobil'i İndir!
 
Bu podcast, Pegasus hakkında reklam içerir.
Yeni seyahat rotanı planlamak için hemen https://www.flypgs.com/’u veya Pegasus Mobil uygulamasını ziyaret et!

Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir.

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

1 - “Bir hastalık var bende, geri geri gitmesini çok seviyorum”

Sen, ben, o. Hayatlardan bir koleksiyon, seslerden bir albüm. Belki sen, belki ben, ya da o. İçimizden biri hayatından hikayeler anlatıyor. Tüm tuhaflığıyla, ağırlığıyla, neşesiyle ve incelikle.

Sizi ben farz edelim, müşteri olarak görüyorum. Hoş geldiniz.

Teşekkür ediyorsunuz. Müşterimle karşılaştım. Ne kadar kalacaksınız efendim? Ona göre aracınızın yerini ayarlayayım diyorum. Bana bir saat veya iki saat dediğinde tamam efendim diyorum, buyurun. Kendisine elimden ne geliyorsa yardımcı olmaya çalışıyorum.

valilik kısa dönemli bir iş gibi düşünülür.

Murat Bayım ise otoparkçılıkla başlayan bu mesleğin en eskilerinden. 25 yıldır gece kulübü, restoran, bar gibi birçok mekanda çalıştı. Şu anda da bir kuaförde valiliğe devam ediyor. Etiler'deyiz. Bayım, zenginler dünyasını, tanık olduğu sınıf gerilimlerini çeyrek asırda biriktirdiklerini anlatıyor. Şu an gelen bir müşterimin aracını aldım.

Yoğunlu bir trafik var. Bu trafiğin rahatlamasını bekleyerek aracımı otopark alanına çekeceğim.

Otopartılıktan sonra Vale olayı çıktı, böyle bir isim takıldı. Aslında ben Vale isminin, Vale'nin ne demek olduğunu dahi bilmiyorum. Aslında bizim Türkçemizi kullansak, sürücü veya bir isim bulmamız lazım. Vale, Vale nedir? Vale'nin ne anlama geldiğini bile ne araştırdım, ne de biliyorum açıkça söyleyeyim. Dolu dolu 25 sene. Yani çok özür diliyorum. Kafa bir tabirle değnekçilik dediğimiz olayla başladık. Tabii resmiyete dönene kadar. Oto parçalık yaptık. Sonra sonra hizmet sektörüne kadar geldik. Kafe, restoran, kuaför gibi bu tip yerlerde çalışmaya başladıktan sonra işin ciddiyetini, boyutlarını öğrendik. Taksim'de de en uca kulüplerinin kapısında da durdum.

Etiler Bölgesi Ulus ve Ortaköy gibi elit kesimlerin kapısında da veya mıntıkalarda da çalıştım. Şu an Etiler Bebek'te bir kuaförün kapısında çalışmaktayım. İşimden memnunum, işimi seviyorum, mesleğimi seviyorum. İnsanlarla diyalog kurmayı seviyorum. Tabii bu meanda siz de tanınıyorsunuz, güven duyuluyorsunuz. Aha diyorlar orada bir Murat var, ona biz arabamızı bırakalım diyorlar.

Geçen seneler zarfı içerisinde katı suretle büyük kazığa hiç karışmadım hayatım boyunca. Ufak tefek tampon dokunma, ayna gibi bu tip şeyler mutlaka olmuştur. Balenin görevi gelen kişiyi, müşterimize hoş karşılamak, hizmetini iyi verebilmesi, teslim olmuş olduğu aracı

müşteriye teslim ederken düzgün bir şekilde, kazasız, belasız teslim edebilmesi ve bu araç size emanet edildiğinde içinde herhangi bir şeyin kaybolmaması, zihniyet eşyası olabilir, para olabilir veya giysisi olabilir, herhangi bir şey olabilir. Yani tabii birçok sektörde olduğu gibi de yanlış insanlar veya kötü insanlarla da karşılaşabiliyoruz.

Araç sahipleri tekrardan gelip özür dilediği de olmuştur. Evinde unuttuğu bir şeyi arabasında var zannedip, örnek veriyorum bir telefon olabilir, örnek veriyorum cüzdan olabilir. Sonradan hatırlayıp o kadar bizi kırdıktan sonra gelip özür dilemeleri, bu tip şeylerle de çok karşılaştık.

Kişi arabasını dışarıda bir kazaya karıştırıyor. Bize geliyorlar. Atıyorum x bin mekana geliyorlar. Aracımız siz çarptınız diye bize telkinde bulunuyorlar. Tabii bizim çalıştığımız birçok otopark ve hareket ettiğimiz alanlarda kameralarımız var. Buradan ispatladığımızda

yüzlerini önleyip gidiyorlar. Zor olan biraz restoran tarzı yerler. Çünkü nasıl anlatayım ben size, eğlencede adam hiç arabasını falan düşünmüyor. Eğlenmeye gidiyor, bırakıyor. Çıkışta yine teslim ediyor. Ama restoran olaylarında şu hele pandemi döneminde aracını vermek istemeyip bize yer gösterin diyen insanlar var. Tamam, o anda ben yer gösteremeyebiliyorum, yerimiz olmayabiliyor.

Madem pandemi var, virüs var, o zaman çıkmayın sokağa. Garson arkadaş da bardak tutuyor, çatal tutuyor, tabak tutuyor. Yani onlara telkinli bulunmuyorsunuz. Yani şöyle açıkça, kısaca şöyle söyleyeyim. Vali, belli insanların gözünde çok alt sınıf,

ve aylak gezen, aylak gezip de bu işi gelmiş yapmış diye düşünen insanlar var. Mağdur olan çok insanlarımız var. Arabaları parçalanıyor, arabalarından eşyaları çalınıyor. Örnek veriyorum arabalarıyla geziliyor. Eleman yetersizliğinden, deneyimli eleman olmadığından dolayı böyle arkadaşları alabiliyorlar tabii ki iş hayatına.

Tabii sonra da büyük sorunlar yaşayabiliyorlar. Hızlı genç arkadaşlarımız var, merakından bu işe girenler var. Tabii belli bir dönem barınabiliyorlar, belli bir zaman çalışabiliyorlar. Zorluklarıyla karşılaşıyorlar. Bu işin yazı var, kışı var, soğuğu var. Devamlı dışarıdasınız.

Yine kontrollü bir şekilde sinyallerimi vererek acele etmeden dikkatlice sürüşümü yapmaya çalışıyorum. Siz

ne kadar iyisiniz karşınızdaki de iyi olmalı. Tabii ki dediğimiz gibi kötüyseniz insanlar da size karşı kötü oluyor ama

Bu vali olayında da söylediğim gibi hep hakir görülüyoruz. Alt sınıf insan olarak görülüyoruz. Bakın trafik müsait. Kimseyi rahatsız etmeden manevramı kontrollü bir şekilde tekrar yapıyorum. Ve otoparkıma birazdan çekiş yapacağım. Nasıl deriz biz?

Arka bahçesine baktığınızda kişiliğini veya düzgünlüğün her şeyini görebilirsiniz. Bir insanın arabasına bindiğinizde de temiz olduğunu, kişiliğini, düzenli olduğunu görebiliyorsunuz. Özellikle bayanlarda bu dağınıklık çok. Ben onu gördüm. Acaba diyorum bu araç böyle ise evi nasıldır diyorum. Çok özür diliyorum. Yani bunu söylemek zorundayım. Mesela siz bana geldiniz. Kuafördeyiz şu an.

Bakımınız yapıldı, saçınız yapıldı, çıkacaksınız. Ben sizi öyle göndermem efendim. Aracınıza ıslak mendilinizi direksiyona bırakırım. Yanınıza bir bardak su ve atıştırmalık bir şey mutlaka bırakırım. Şu son zamanlarda bunu yaptığımdan dolayı, bu pandemi sürecinden dolayı hijyene dikkat ettiğimden dolayı

Bazı müşterilerimiz bana Deli Vale diye isim takmışlar. Şu an öyle ve seviniyorum da böyle bir şey yaptıkları için. Güzel de bir olay. Birçok insan bilir. Anahtarlara fiş yazarız, numara yazarız, stiker yapıştırırız. Ben şahsım 30 tane, 40 tane aracı, 20 müsait ise 30 araca kadar

Fiş, numara, sticker yapıştırmadan hafızamda gelen kişiyi tanıyıp tekrar çıkışında karıştırmadan bir olay yaşamadan aracı alıyorum veya teslim ediyorum. Bir de insana göre de bir muamele var aslında. Yani onu da bazen yapmak gerekiyor ama ben yine de yapmamaya dikkat ediyorum. Bazı arkadaşlarımız da yapıyorlar. Çok çok çok ters olan insanlar var. Yani nasıl anlatayım?

Hakikaten o hizmeti almaya değecek insanlar değiller yani. Tepeden bakıp, hakir görüp... Böyle şeylerle de karşılaştığım oldu yani artık. O da hayatın bir cilvesi. Koltuğunla oynama diyor. Şimdi çok özür diliyorum. Ben o koltuğu oynatmazsam yerinden o arabayı süremem. Süremeyeceğim gibi de kazaya sebebiyet. Çünkü aynayı göremiyorum. Kendimi ona göre ayarlamam lazım.

Hanımefendi küçük bir bayamdır. İsterseniz o koltukta oynuyorum. Oynadığım zaman da aracı teslim ederken çok aşırı dereceli bir fırça yiyoruz. Yani azar işitiyoruz, öyle söyleyeyim. Bunlarla da çok karşılaşıyoruz. Aracını başka bir yerde çarpıp. gelip o mekanın önünde aşırı derecede rezillik çıkaran insanlarımız da var. Vali de haksızdır. Ben taraf tutmaksız konuşuyorum. Yatıştırmak zorundayım. Ben o kişiyle... Çünkü alt bir sınıf insan olarak görünüyorum. Bu konuyla ilgili kolluk kuvvetlerine yansıdığında haklı dahi olsam sonuçta bir valisin deyip karşı tarafı haklı gösteriyorlar. Nasıl anlatayım burayı bilmiyorum ama mesela kulüp olayında örnek veriyorum.

İçeriye beş bin, on bin TL gibi paralar ödeyip, eğlenip, çıkışta valiye para vermemek için bin bir dereden su getiriyorlar mesela. Kavgaya bile tutuşuyorlar. Ya ben size hizmet ediyorum, bunun da bir karşılığı var. Bir lokalde çalıştım, kumarhane diyelim, isime gerek yok. Şahıs kumar oynuyor, dünya kadar parasını kaybediyor. Sabah çıktığında kafama silah dayadı sebepsiz yere.

Tabii orada biraz kendi uslubumu bozmak zorunda kaldım. Böyle bir hadisede yaşadım. Tabii hatasını anlayınca da defalarca kez gelip özür diledi ama iş işten geçti. Böyle şeylerle, ağır şeylerle de karşılaştık.

Bir trafik yoğunluğumuz var, onun açılmasını bekliyorum.

araç kullanmasını kimse öğretmedi. Yaşım 15-16 iken, 14-15 yaşlarındayken Bayrampaşa'da nakış firmasında çalışmaya da başladım. Orada katlı otoparkımız olduğu için patronumun aracını yıkardım, temizlerdim.

Aracı çalıştırıp boşta rampa aşağıya salıp yavaş yavaş oradan kendi becerimle öğrendim. Şu ana kadar milyon bir araca binmişimdir, kullanmışımdır, alıp teslim etmişimdir. Türkiye'de olup da binmediğim araç yok. Özellikle yurt dışından gelen yabancı plakalı araçlar, ters direksiyon yani sağdaki direksiyonlu araçlardan tutun da

Ne bileyim, mesela G-kasa Mercedes dediğimizin altı tekerleklisi olsun, Hammer'ın altı tekerleklisi olsun, yurt dışından misafir gelen araçlarımızı da alıp teslim etmişimdir ve kullanmışımdır. Türkiye'de olup da binmediğim tek bir tane araç var. O da Anadol kullanmadım. Onun haricinde birçok araca binmişimdir. İki tekerden on sekiz tekere kadar kullanamayacağım hiçbir araç yoktur. Manevra konusunda olsun özellikle.

Yani manevram çok iyidir. Çok küçük, dar bir alana girilmeyecek arabayı da kazasız belasız manevramı yapıp...

Park etmeyi seviyorum yani. Siz sormadan ben söyleyeyim. En çok sevdiğiniz araba nedir diyeceksiniz. Ben Porsche hastasıyım. Akabinde Jeep. Jeep'in içinde de özellikle Toyota Land Cruiser hastasıyım. Hastayım diyorum öyle söylüyorum. Çok seviyorum. Kaba konuşuyorum belki. Ya bu iki aracı çok seviyorum. Porsche isterse 60 yaşında olsun veya Toyota Land Cruiser 40 yaşında olsun fark etmez. Bunlara karşı bir

Aşık olmam var yani aşığım bu araçlara. Benim arabam geldi diyorum. Tabii tanıdığım bir müşteri ise abi diyorum arabanı kaçıracağım diyorum.

Gülüyorlar. Tabii ki kimseyi üzmeden gezdiğim de oluyor ama nasıl? O kişilerle olan diyaloğumdan dolayı. Mesela Sergen Yalçın, Sergen Bey mesela. Porsche aracı vardır. Escalade cipi vardı o bir dönemler. Sergen Bey aracınızı yıkatayım mı dediğimde akşam vaktiydi. Gelirdi mekana örnek veriyorum veya bulunduğumuz yere.

Ya oğlum yapma akşam akşam derdi. Biliyordu alıp gezeceğimi benim. Çünkü herkes için geçerli değil bu. Herkesin arabasıyla böyle şeyler yapılmaz. Nazımızın geçtiği insanlar vardı. Kimsenin aracıyla başıma buyruk alıp gezme olayım olmamıştır.

Onlara da karşıyım. Ben ne kadar dikkatli olsam da kazaya karışabilirim. İnsanlar bana çarpabilir. Bunun sorumluluğu çok ağır. Bunun bedelini ödeyemeyebilirim. Tabii ki olmasını da isterim. Böyle bir aracımın olmasını isterim. Malum ekonomik şartlardan dolayı. Tabii sorumluluklarımız var. İstediğimiz yerlere gelemedik.

Bey de makara birisi de korna çalmış duymadık. Normal. Şu an motorum var. Ailemin bir arabası var. Onlar yeterli. İşte kız kardeşimin arabası. Zaman zaman alıyorum, işe geliyorum. Bir motorum var, X-Max.

Onu kullanıyorum. Tabii bu arada da Türkiye'nin sayılı ilk 10 kuryesinden de biriyim. Kısa bir dönem onu da yaptım. Ara boşluklarda yaptığım da olmuştu. Defalarca kez ayın kuryesi de seçildim. Bu kayıtlıdır da.

Atıyorum bir beş dakika içerisinde dönüp dolaşacağım geleceğim otoparka ben bir dakika içerisinde yine işimi profesyonel derecede yapıp müşterilerimi gönderiyorum. Benden ders almak isteyenler dolayı ya tabii ki ehliyet kursları ve sürücü kurslarımız var. Onlar orada trafiğin kurallarına göre bazı şeyleri öğretiyorlar ama

Trafiğin kurallarından ziyade İstanbul gibi bir trafikte, trafiğin yoğun olduğu yerlerde, özellikle bayanlar için söylüyorum, biraz erkek gibi kullanmalarını öğretiyorum. Bir hastalık var bende, ben geri geri gitmesini çok seviyorum. O konuda benim üzerime bayis bile oynamışlardır. Otokontrolümü sağlayıp trafiğin müsait olmasını beklerim, ışıkları beklerim, agresif bir şey yapmamaya çalışırım.

Şimdi bahsettiğim kontrollü sürüş ve geri geri.

normal araç sürer gibi geri geri manevramı yaptım ve aracımı otoparka alıyorum.

Doğma Bime İstanbul'dayım. Şişli Feriköy'de ikamet etmekteyim. Hiç evlenmedim. Hiç evlenmedim. Ailemle beraberim. Kız kardeşim, annem, bir erkek kardeşim. Erkek kardeşim de kendisi kağıthane bölgesinde bir restoranın kapısında valilik yapmaktadır. Kendisi üniversite öğrencisi. Ben okuyamadım.

Dediğim gibi ailede iki kişi şu an valilik yapıyoruz yani. A valiler çok para kazanıyor, para toparlıyorlar gibi. Değil efendim, o para havuzda toparlanır. O şirkette 20-30 tane arkadaş çalışır. Bunların

aylık olarak hesaplarına paraları yatırılır. Yani müşterimiz 50 TL de verebilir, 100 de verebilir. O para vale arkadaşının cebine girmez. Burada müşterinin vermiş olduğu bağışış benim şahsıma kalıyor. Neden? Ben bir vale şirketine bağlı çalışmıyorum. Ama restoran veya kafe veya kulüp gibi olan yerlerde müşteriye teslim edilen aracın karşılığı havuz sisteminde toparlanıp

Daha sonra arkadaşların hesaplarına yatırılır. Ve dörtlülerim yanıyor. Yine kontrollü bahsediyorum. Gördüğünüz gibi kimseden korna yemeden, çevreyi rahatsız etmeden faaliyetimi

gerçekleştiriyorum. Aracı alırken bu zengin, bu fakir

Şu para verir, bu para verir diye bakmıyorum. Çok çok zengin olan insan var. Hizmetimin karşılığında 10 TL de veriyor. Ama arabası çok alt segmentte olup 100 TL veren insanlar da var. Ayrımcılığı yapmak istemiyorum. Benim için müşteri müşteridir, hizmet hizmettir. Parası da olmayabilir, vermeye de bilir. Ben illaki o şeyin peşinde katü suretle olmadım.

Fiyat söylemeyi sevmem. İnsanların gönlüne bırakırım bazı şeyleri. Tabii fiyatlı yerler vardır. Nedir? Bir restoranın kapısında olsun veya bir kulüp kapısında özellikle belli fiyatlar söylenir. Gözü hiçbir şeyi görmeyen zenginlerimiz de var. Bazı zenginlerimiz var. Çok hassaslar, malının kıymetini bilen insanlarımız da var.

Aracını aldıktan sonra bizi takip eden insanlar var. Acaba nasıl aracı sürüyor? Ne şekilde park ediyor? Bir Sabancı ailesinden Özcan hanım. Özcan Sabancı hanım. Sabancı dahi olmamış olsa yapısından dolayı gönlü insanları hoş tutması, davranışı olsun. Mükemmel bir kadın. Allah uzun ömürler versin kendisine. Ekmeğini yedim. Bir Murat Göğebakan. Allah rahmet eylesin. Aracını bırakırdı. Çıkışta para verecek. Çekine çekine. Kendisini ezerek büzerek veriyordu parayı. Murat abi diyorum yapmayın böyle. Allah rahmet eylesin. Bir Adnan Şenses, Adnan Baba diyoruz. Bana Kara Çocuk diye seslenirdi. O da Allah rahmet eylesin. Adnan Şenses'in de ekmeğini yedim. Sibel Can Hanım'ın yedim. Kısacık zamanda kalmasına rağmen çıkarıp hayli bir para verdiğini biliyorum. Sağ olsun, ekmeğini yedim. İnkar edemem. Demet Akalın Hanım olsun. Bankaya gelir, otopark aracını bırakır. Bir 10 dakika, 20 dakika durur. Beni rahatsız etmez. Çıkarır, parasını verir. Arabayı yöne alsana biraz. Hemen, hemen halledeyim. Pardon, çok.

da değinim. Babasının arabasını almış.

Geliyor, içeride yiyor, içiyor, dünya kadar para ödüyor. Kapıya valiye geldiği zaman para vermemek için bin bir dereden su getiriyor. Yok yanımda nakitim yok, kart çeker misin? Ya bir valinin cebinde nerede görülmüş post makinesi? Bazen orada yapmış oldukları şımarıklıklar var. Onlara mı göz yemeyeyim, ne yapayım? Bazen bocaladığımız zamanlarda oluyor. O zengin kesimin çocukları. Bazıları da aile tarafından iyi yetiştirilmiş. Hepsini yabana atmamak lazım. Öyle düzgün gençlerimiz var. Z kuşağı diyorlar. Ben bu Z kuşağını anlamıyorum. Ne demektir Z kuşağı? Ben böyle bir şey duymadım. Ben 45 yaşındayım, 46 yaşındayım. Z kuşağı, A kuşağı diye bir şey yok efendim. Herkes dönemini yaşar. Herkes kendisini yetiştirmekle mesuldür. Ben ilkokul mezunuyum. Kendimi çalışarak, gezerek yetiştirdim. Okumadım ama benim diyen

Birçok üniversiteli genç arkadaşımla rahatlıkla aşık atabilirim. Hele hele sonradan görmeler var.

İnsanı rezil kepaze ediyorlar. Nereden geldiklerini bilmiyorlar. Düşünmüyorlar ki neydim ben ne olacağım diye düşünmüyorlar. Eveliyatında hiçbir şeysi olmayan bir insan. Belli ediyor kendisini. Çünkü biz de artık insanlarla diyaloglar halindeyiz. Artık biz de bir insan sarrafı olduk diyelim yani. Baktığınızda anlıyorsunuz. Bu insanları hemen tanıyabiliyorum. Onlarla fazla diyaloğa girmemeye çalışıyorum. Çünkü biliyorum moralim bozulacak. Davranışları, uslupları

Çok farklı yani Alt tabakadaki insanlar da Onların yaptığını yapmıyor En üst tabakadaki zenginler de yapmıyor Ne idim Ne olacağım Bunu herkes Kafasına yazmalı Ve kazımalı Bugün zenginsindir Allah göstermesin Ayağınıza bir taş takılır Ayağınıza Takılacak taşı bile bir gün bulamayabilirsiniz Bazı polis memuru arkadaşlar var Yan taraftaki

bir işçinin dubalarını bana kaldırmam için bulunduğu uslup. Vale, dubayı kaldır. Ya vale nedir? Arkadaşım o dubayı kaldır demesi benim daha çok hoşuma gider. Ne yapıyorum? Vale kelimesi beni rahatsız ediyor. Ben kendimi vale olarak bile görmüyorum artık yani. Öyle vale değilim aslında ben. O polis arkadaşa

Camını açar mısın diyorum. Açıyor. İn, kendin kaldır. Bunu ben ona rahatlıkla söyleyebilirim. O kollu kuvveti olsun olmasın hiç önemli değil. Polis olsun veya olsun olmaz. Bana davranış şekli, usluğu bu. Benim için çok önemli. Beni kimse hakir göremez. Kendimi de ne ezdirtirim, ne de kimseyi ezerim, ne de kimseye saygısızlık yaparım. Bu. Evet efendim. Kemal mesele hakir görülmemiz. Alt sınıf olarak görülmemiz. Yani niteliksiz insanlar olarak görülmemiz.

Ne bileyim? Yani çok çok özür diliyorum. Çok çok özür diliyorum. Mikrop gözüyle bakıyorlar. Valilerin olmamasını isteyen insanlar da var. Şöyle söyleyeyim. Şu Etiler Mispeti Caddesi'nde örnek veriyorum. Vali arkadaşlarımız olmamış olsa bu cadde karışır. Trafik polisi dahi baş edemez. Tabii esprili yönleri de var. Bazı tanınmış insanların aracını alıp

manevramı yaparken veya dönüşümü sağlarken bildiğim kardeşlerimin kapısına yanaşıp onlarla makarada yapmasını severim. Çünkü atıyorum X bir tanınmış kişinin arabasının plakasını birçok vali arkadaşımız bilir. Arabadan tanırlar. Zannederler ki örnek veriyorum Mehmet Bey geliyor gibi. Hemen kapıya saldırılar. Yani böyle neşeli günlerimiz de oluyor. Makara yaptığımız günler de oluyor. Zaman zaman oluyor tabii ki. Ailemle bir yere gittiğimde, Sarıyer'e tepeye çıktığımızda olsun veya sahile bir yere indiğimizde olsun. Tabii ki bıraktığımız oluyor. Aynı sektördeyiz. Tabii ki de bağış işlerini veriyorum. Yaşadığımız sıkıntılardan dolayı kendilerine... Benim de hakir görme gibi bir şansım yok. Tabii ki valiliğin de çok çok zor yanları var.

Çünkü başınızda, ben şu an kendim için söylemiyorum, vali arkadaşlar için söylüyorum. Vali arkadaşlarının aldığı paralar iyi paralar değil aslında. Bir mekana beş tane adam alacağınıza üç tane kalifiye elemanı alın. Biraz maaşını yüksek tutun. Hem o adam zevkli işini yapsın, hem de memnun kalsın aldığı paradan dolayı.

Bir arkadaş ne kafası dağılır, ne arabadan bir şey çalar. Veya var, böyle insanlar da var. Parfüm çalıyorlar, para çalınıyor veya vesaire vesaire. Birçok şey olabiliyor. Karşılaştık çünkü bunlarla biz. Şu an elimde iki aracım var. Birazdan kuafördeki müşterilerim tıraş olduktan sonra çıkacaklar. Çıkarken araçlarını çalıştırıyorum, hazırlıyorum. Dediğim ya başında, adamı deli valeye çıkarmışlar. Tabii ki güzel bir şey benim bu yaptığım hizmet.

Bu yaptığım hizmeti araç sahipleri ve müşterilerin gittikleri farklı yerlerde de anlatıyorlar. Ya burada bak böyle bir arkadaş var, böyle böyle hizmet veriyor diye söyleniyor. Bu dışarıdan da benim kulağıma geliyor zaten. Aslında da pek kafamdakileri ben lance edebilen bir insan değilim. Yani düşüncelerimi söze, sözlü düşünceye vuran bir insan da değilim. Böyle bir yapıya sahibim.

Pınar Övünç'ün hazırladığı senden o, bir pol bimediye yapımı.

Yüzünü başka yönlere döndüyse de yaşıtı çamların yükseldiği bahçede buldu kendini. Çatalcalı Onur Erbil, artık soranlara “çiftçiyim” diyor. Üstelik enginarlara cümbüş, üzümlere klarnet çalan bir çiftçi. Bahçe konserlerinde mandolin ve ud da var. Tuhafsa tuhaf, ince sazın zerzevatı coşturduğuna inanıyor. Anlattıklarında, büyüyen İstanbul, sinsice dolanan stres bulutları, doğaya imar gözüyle bakanlar var. Ama bu, Köy Enstitülü acayip bir dedenin, hayatı manalı kılmaya çalışan 30'larının başında birinin rast makamında hikâyesi aynı zamanda. Onur'un kışlıkları ektiği gün Çatalca'dayız.











Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Yüzünü başka yönlere döndüyse de yaşıtı çamların yükseldiği bahçede buldu kendini. Çatalcalı Onur Erbil, artık soranlara “çiftçiyim” diyor. Üstelik enginarlara cümbüş, üzümlere klarnet çalan bir çiftçi. Bahçe konserlerinde mandolin ve ud da var. Tuhafsa tuhaf, ince sazın zerzevatı coşturduğuna inanıyor. Anlattıklarında, büyüyen İstanbul, sinsice dolanan stres bulutları, doğaya imar gözüyle bakanlar var. Ama bu, Köy Enstitülü acayip bir dedenin, hayatı manalı kılmaya çalışan 30'larının başında birinin rast makamında hikâyesi aynı zamanda. Onur'un kışlıkları ektiği gün Çatalca'dayız.

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, On Dijital Bankacılık hakkında reklam içerir.
Bankacılık On'la Rahat. Dünya Döndükçe EFT-Havale- Fast Ücreti Yok.
ON Mobil'i İndir!
 
Bu podcast, Pegasus hakkında reklam içerir.
Yeni seyahat rotanı planlamak için hemen https://www.flypgs.com/’u veya Pegasus Mobil uygulamasını ziyaret et!

Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir.

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

10 - "Müziği gerek enginara, gerek kabağa, gerek salatalığa kaydediyorum ben"

Önce adaptörler birikmeye başladı sonra eski elektronik eşyalar evi

sardı. Derken aslen peyzaj mimarı olan Cem Özhatay kendisini esnaf

olarak buldu. Kadıköy Yazıcıoğlu Han'dayız. Disketler, Commodore

64'ler, ilk nesil yazıcılar, demode kameralar... Geçmişin teknolojik

artığı bugüne ve distopik denilen yarına dair neler söylüyor? Ve daha

önemlisi tavana kadar kutuların yükseldiği, her yanından kablolar

sarkan o dükkânda Cem aradığını nasıl buluyor? Uydu alıcılarına yuva

yapan kumrulara uzanacak bir hikâye.











Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Önce adaptörler birikmeye başladı sonra eski elektronik eşyalar evi
sardı. Derken aslen peyzaj mimarı olan Cem Özhatay kendisini esnaf
olarak buldu. Kadıköy Yazıcıoğlu Han'dayız. Disketler, Commodore
64'ler, ilk nesil yazıcılar, demode kameralar... Geçmişin teknolojik
artığı bugüne ve distopik denilen yarına dair neler söylüyor? Ve daha
önemlisi tavana kadar kutuların yükseldiği, her yanından kablolar
sarkan o dükkânda Cem aradığını nasıl buluyor? Uydu alıcılarına yuva
yapan kumrulara uzanacak bir hikâye.

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, On Dijital Bankacılık hakkında reklam içerir.
Bankacılık On'la Rahat. Dünya Döndükçe EFT-Havale- Fast Ücreti Yok.
ON Mobil'i İndir!
 
Bu podcast, Pegasus hakkında reklam içerir.
Yeni seyahat rotanı planlamak için hemen https://www.flypgs.com/’u veya Pegasus Mobil uygulamasını ziyaret et!

Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir.

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

9 - "Distopya gibi bir şey bu aslında"

Zeliha Bürtek, mimarlık, sonra sanat tarihi ve felsefe okudu, 21 yıl boyunca üniversitelerde ders verdi. Ama 25 yıldır onun hayatını asıl biçimlendiren şey sokak hayvanlarını beslemek. Az uyuyor, her gün sabah 5'e kadar kilometrelerce yürüyerek hayvanları doyuruyor. Peki bunu neden yapıyor? Kendisi de felsefeci olduğundan sorabiliriz, çok insanın “delilik” olarak baktığı bu işin ardındaki felsefe ne? Hayatta mutluluktan, anlamdan ve sorumluluktan konuşuyoruz. Sarmanla Spinoza'nın, sürgün köpeklerle terazi burçlu filozofların buluştuğu bir hikâye anlatıyor. Bir gece o gezerken kayıttayız.





Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Zeliha Bürtek, mimarlık, sonra sanat tarihi ve felsefe okudu, 21 yıl boyunca üniversitelerde ders verdi. Ama 25 yıldır onun hayatını asıl biçimlendiren şey sokak hayvanlarını beslemek. Az uyuyor, her gün sabah 5'e kadar kilometrelerce yürüyerek hayvanları doyuruyor. Peki bunu neden yapıyor? Kendisi de felsefeci olduğundan sorabiliriz, çok insanın “delilik” olarak baktığı bu işin ardındaki felsefe ne? Hayatta mutluluktan, anlamdan ve sorumluluktan konuşuyoruz. Sarmanla Spinoza'nın, sürgün köpeklerle terazi burçlu filozofların buluştuğu bir hikâye anlatıyor. Bir gece o gezerken kayıttayız.

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, On Dijital Bankacılık hakkında reklam içerir.
Bankacılık On'la Rahat. Dünya Döndükçe EFT-Havale- Fast Ücreti Yok.
ON Mobil'i İndir!
 
Bu podcast, Pegasus hakkında reklam içerir.
Yeni seyahat rotanı planlamak için hemen https://www.flypgs.com/’u veya Pegasus Mobil uygulamasını ziyaret et!

Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir.

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

8 - "Hayvanlara bakmaya başladıktan sonra insanlar beni yormaya başladı"

Sen Ben O'nun sadece ses üzerinden akan hikâyelerini o başka türlü dinliyor. 30 yaşındaki Mustafa Keskin, anlamanın görmekle eş tutulduğu, görselliğin egemen olduğu bu çağda bir görme engelli. Önce bir gözünü, sonra diğerini kaybetti, dünyanın görünen halinden aşama aşama uzaklaştı Mustafa. Sonra hukuk okudu, ailesiyle yaşadığı şehirden çıkıp bağımsız bir hayat kurmaya cüret etti. Rehber köpeği Tabs'le ormanda yürürken kayıttayız. Kalan dört duyudan, renklerden, karanlıktan konuşuyoruz.









Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Sen Ben O'nun sadece ses üzerinden akan hikâyelerini o başka türlü dinliyor. 30 yaşındaki Mustafa Keskin, anlamanın görmekle eş tutulduğu, görselliğin egemen olduğu bu çağda bir görme engelli. Önce bir gözünü, sonra diğerini kaybetti, dünyanın görünen halinden aşama aşama uzaklaştı Mustafa. Sonra hukuk okudu, ailesiyle yaşadığı şehirden çıkıp bağımsız bir hayat kurmaya cüret etti. Rehber köpeği Tabs'le ormanda yürürken kayıttayız. Kalan dört duyudan, renklerden, karanlıktan konuşuyoruz.

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, On Dijital Bankacılık hakkında reklam içerir.
Bankacılık On'la Rahat. Dünya Döndükçe EFT-Havale- Fast Ücreti Yok.
ON Mobil'i İndir!
 
Bu podcast, Pegasus hakkında reklam içerir.
Yeni seyahat rotanı planlamak için hemen https://www.flypgs.com/’u veya Pegasus Mobil uygulamasını ziyaret et!

Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir.

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

7 - #SadeceDuymakİstediklerin: "Hayır, biz karanlık içinde değiliz"

Nalan Atay'ı birkaç cümleye sığdırmak zor. 15'inde evlendirilmek, evlatlık olduğu gerçeğiyle yüzleşmek, maddi bağımsızlığını kazanmak için uzun yıllar oto tamirciliği yapmak.. Ankara'da sanayide Ayarcı Abla diye biliyorlar onu ya da Şeytanın Teyzesi. Ama erkeklere mahsus görünen bir işte ustalaşması değil onu o yapan. Ya da sonra tamirciliği bırakıp hayatını değiştirerek dünyayı gezmesi de değil. Zihnindeki özgürlükte direten, kendini de tamir eden bir kadın olarak anlatıyor. 











Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Nalan Atay'ı birkaç cümleye sığdırmak zor. 15'inde evlendirilmek, evlatlık olduğu gerçeğiyle yüzleşmek, maddi bağımsızlığını kazanmak için uzun yıllar oto tamirciliği yapmak.. Ankara'da sanayide Ayarcı Abla diye biliyorlar onu ya da Şeytanın Teyzesi. Ama erkeklere mahsus görünen bir işte ustalaşması değil onu o yapan. Ya da sonra tamirciliği bırakıp hayatını değiştirerek dünyayı gezmesi de değil. Zihnindeki özgürlükte direten, kendini de tamir eden bir kadın olarak anlatıyor. 

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, On Dijital Bankacılık hakkında reklam içerir.
Bankacılık On'la Rahat. Dünya Döndükçe EFT-Havale- Fast Ücreti Yok.
ON Mobil'i İndir!
 
Bu podcast, Pegasus hakkında reklam içerir.
Yeni seyahat rotanı planlamak için hemen https://www.flypgs.com/’u veya Pegasus Mobil uygulamasını ziyaret et!

Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir.

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

6 - "Zorlu yolları seviyorum, kendimle başa çıkabildiğim zorlu yolları"

Kızıldeniz'de fırtınanın ortasından atılmış bir mesajla çıkıyoruz yola, bir şehir hatları vapurunda devam ediyoruz. 29 yaşındaki Büşra Ertuğral, kuru yük gemilerinde, dev petrol tankerlerinde üçüncü kaptan, mesleki tarifiyle seyir zabiti olarak çalışıyor. Erkekler dünyasında kadın olmak, on ay toprağa ayak basamamak, Martı Beyler, yıldızlardan dostlar... Büşra üç yıl sonra ilk kez vapura binerken kayıttayız.

------- Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Kızıldeniz'de fırtınanın ortasından atılmış bir mesajla çıkıyoruz yola, bir şehir hatları vapurunda devam ediyoruz. 29 yaşındaki Büşra Ertuğral, kuru yük gemilerinde, dev petrol tankerlerinde üçüncü kaptan, mesleki tarifiyle seyir zabiti olarak çalışıyor. Erkekler dünyasında kadın olmak, on ay toprağa ayak basamamak, Martı Beyler, yıldızlardan dostlar... Büşra üç yıl sonra ilk kez vapura binerken kayıttayız.

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, On Dijital Bankacılık hakkında reklam içerir.
Bankacılık On'la Rahat. Dünya Döndükçe EFT-Havale- Fast Ücreti Yok.
ON Mobil'i İndir!
 
Bu podcast, Pegasus hakkında reklam içerir.
Yeni seyahat rotanı planlamak için hemen https://www.flypgs.com/’u veya Pegasus Mobil uygulamasını ziyaret et!

Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir.

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

5 - "Kendimi kötü hissediyorum artık karada"

Kemanlarla miting meydanlarını, Soma'yla çelloları, ağaçlarla insanları, her ikisini de yok eden kederi ve nemi buluşturan bir hikâye... Yaylı çalgılar yapımcısı Semih Murat Topçu, yüzyıllar öncesinin tekniğiyle, yüzyıllar sonrasını düşünerek çalışıyor. Topçu, hayattan "yonttuklarını" anlatıyor.

------- Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Kemanlarla miting meydanlarını, Soma'yla çelloları, ağaçlarla insanları, her ikisini de yok eden kederi ve nemi buluşturan bir hikâye... Yaylı çalgılar yapımcısı Semih Murat Topçu, yüzyıllar öncesinin tekniğiyle, yüzyıllar sonrasını düşünerek çalışıyor. Topçu, hayattan "yonttuklarını" anlatıyor.

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, On Dijital Bankacılık hakkında reklam içerir.
Bankacılık On'la Rahat. Dünya Döndükçe EFT-Havale- Fast Ücreti Yok.
ON Mobil'i İndir!
 
Bu podcast, Pegasus hakkında reklam içerir.
Yeni seyahat rotanı planlamak için hemen https://www.flypgs.com/’u veya Pegasus Mobil uygulamasını ziyaret et!

Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir.

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

4 -  "Aslında acaba kendimi mi yontuyorum?"

Bir telefon iki hikâyeyi bağlıyor. Emrullah Adakul ve Ayfer Kızıl'ın yolları setlerde kesişti. İkisi de öğretmenlikten emekli olduktan sonra hayatlarında yeni bir sayfa açtı, yıllardır dizilerde, filmlerde figüranlık yapıyorlar. Heyecanlı, bazen acımasız, bazen eğlenceli bu dünyayı anlatıyorlar; öğretmenlik anıları senaryolara, taşra maceraları set hatıralarına karışıyor.

------- Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Bir telefon iki hikâyeyi bağlıyor. Emrullah Adakul ve Ayfer Kızıl'ın yolları setlerde kesişti. İkisi de öğretmenlikten emekli olduktan sonra hayatlarında yeni bir sayfa açtı, yıllardır dizilerde, filmlerde figüranlık yapıyorlar. Heyecanlı, bazen acımasız, bazen eğlenceli bu dünyayı anlatıyorlar; öğretmenlik anıları senaryolara, taşra maceraları set hatıralarına karışıyor.

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, On Dijital Bankacılık hakkında reklam içerir.
Bankacılık On'la Rahat. Dünya Döndükçe EFT-Havale- Fast Ücreti Yok.
ON Mobil'i İndir!
 
Bu podcast, Pegasus hakkında reklam içerir.
Yeni seyahat rotanı planlamak için hemen https://www.flypgs.com/’u veya Pegasus Mobil uygulamasını ziyaret et!

Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir.

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

3 - "Mat olmayacaksınız, artist de bunu yapar"

30'lu yaşlarının başında bir sokak müzisyeni... Gerçek ismiyle değil, Süveyda olarak anlatmak istedi hikâyesini. Sekiz yıl önce onu Azerbaycan'dan buralara getiren O Ses Türkiye'de sahneye çıkma arzusuydu, sonra katıldığı yarışmaların sayısını hatırlamıyor. Süveyda, sadece sosyal medyada paylaşabilmek için bir klibi olsun istiyor. Giyinecek, süslenecek, Rihanna makyajı yaptıracak. Onunla birlikte sokaklardayız, bu hayalin kaydındayız.
------- Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

30'lu yaşlarının başında bir sokak müzisyeni... Gerçek ismiyle değil, Süveyda olarak anlatmak istedi hikâyesini. Sekiz yıl önce onu Azerbaycan'dan buralara getiren O Ses Türkiye'de sahneye çıkma arzusuydu, sonra katıldığı yarışmaların sayısını hatırlamıyor. Süveyda, sadece sosyal medyada paylaşabilmek için bir klibi olsun istiyor. Giyinecek, süslenecek, Rihanna makyajı yaptıracak. Onunla birlikte sokaklardayız, bu hayalin kaydındayız.
------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, On Dijital Bankacılık hakkında reklam içerir.
Bankacılık On'la Rahat. Dünya Döndükçe EFT-Havale- Fast Ücreti Yok.
ON Mobil'i İndir!
 
Bu podcast, Pegasus hakkında reklam içerir.
Yeni seyahat rotanı planlamak için hemen https://www.flypgs.com/’u veya Pegasus Mobil uygulamasını ziyaret et!

Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir.

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

2 - "Beni duyan da ünlü olmak istiyorum sanacak"

Pınar Öğünç'ün Kaleminden;

Bu diziyi hayatlardan bir koleksiyon, seslerden bir albüm gibi düşünebiliriz. Her bölümde gerçek insanlar yıllara yayılan hikayelerini, bazen o hikayeden bir kesiti anlatıyorlar. Başlarından dünyanın en acayip şeyi geçmedi; ibretlik öyküler de değil bunlar. Yaşayarak gördükleri, gördüklerinin düşündürdükleri kayda geçiyor. Böylece hayata, bu düzene ve yaşadığımız zamana dair bir hakikati paylaşıyoruz. Tüm tuhaflığıyla, ağırlığıyla, neşesiyle; incelikle…

Sen Ben O

Pınar Öğünç'ün hazırladığı ve 10 bölümden oluşan Podbee Media yapımı "Sen Ben O" 25 Mayıs'ta tüm podcast platformlarında yayında!
Bu diziyi hayatlardan bir koleksiyon, seslerden bir albüm gibi düşünebiliriz. Her bölümde gerçek insanlar yıllara yayılan hikayelerini, bazen o hikayeden bir kesiti anlatıyorlar. Başlarından dünyanın en acayip şeyi geçmedi; ibretlik öyküler de değil bunlar. Yaşayarak gördükleri, gördüklerinin düşündürdükleri kayda geçiyor. Böylece hayata, bu düzene ve yaşadığımız zamana dair bir hakikati paylaşıyoruz. Tüm tuhaflığıyla, ağırlığıyla, neşesiyle; incelikle…
See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

Podcast'e Soru Sor

Kaydet - Dinle - Gönder

Bildirimler

Sen Ben O

Her hafta eklenen yeni bölümleri kaçırma!