Spinoza ile birlikte haftanın anlam ve önemine istinaden aşkın felsefesini yapıyoruz. Nedir aşk? Neden ihtiyacımız var? Conatus bağlamında kuracağımız bu yapı esasen hangi ilişkinin bize toksik olduğu konusunda ipucu dahi verecek -yaşama kudretini azalttığı halde içerisindeysen toksik bir ilişkidir! :)

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

Aşk, Yaşam Kudretini Arttırmalı!

Pardon hanımefendi, işinizi biliyorum ama sizi sahneye alabilir miyiz? Dış ses açıklayacak. Girişiminle parlamak mı? Birlikte yaparız. Garanti BBVA, KAGİDER ve Ekonomist Dergisi İşbirliği ile düzenlenen Türkiye'nin Kadın Girişimcisi yarışmasına başvurular başladı. Sesini Türkiye'ye duyurmak ve ödülleri kazanmak için son başvuru tarihi 15 Kasım. Ayrıntılı bilgi garantibbwa.kadingiricimci.com'da. Bugün 14 Şubat vesilesiyle masaya yatırmak istediğim konu aşk. Ve aşk denildiğinde benim kafamı çok açan, kendi deneyimlerimle de ilişki kurabileceğim, en sevdiğim filozoflardan biri olan Spinoza'ya dönmek istiyorum. Çünkü Spinoza'nın aşk tanımlaması şöylesi muhteşem bir kavramdır, her birimiz ona böyle erişmelidir tarzında edebiye bir yerden değil, duygular felsefesi, hatta duygulanım felsefesi ve hatta zihin ve beden ilişkisi üzerinden bir deneme kuruyor. Bu da beni çok etkileyen şeylerden biriyim. Uzun uzadıya Spinoza anlatmayacağım ama aşk fikrini en azından temellendirmek için bazı temel fikirlerden yola çıkmamız gerekecek. Mesela ondaki konatus kavramı, arzu kavramı, duygular, aşka karşı nefret gibi birkaç tane daha kavramdan bahsedeceğiz. Ve sizler de böylelikle aşka dair felsefi bir perspektif oluşturmak istiyorsanız Spinoza'dan belki ilham alabilirsiniz. Çünkü bana kalırsa söylediği her şey birebir doğru. Yani benim deneyimlerime dayanarak. Daha önce Spinoza üzerine iki farklı podcast bölümü kaydetmiştim. Spinoza 1 ve 2 olarak. Orada Uzun Uza diye anlattığım bir konu var. Onun tanrı duasından bahsettik, özgür iradeden bahsettik. Eğer ki detaylı bir şekilde felsefesine dair bilgi almak istiyorsanız o iki bölüme gidebilirsiniz. Çok aşağılarda olmasa gerek. Şimdi ben direkt Konatus'a bağlanarak sürdüreceğim lafı çok uzatmadan. Konatus en temelde var olmaya çalışmak demek. Yani bir gayret, bir işi yapmak için gösterdiğimiz çaba, var kalım mücadelesi demek. Peki felsefe literatüründe Spinoza'nın bu latince kavramı yüklemiş olduğu anlam ne? Var olan her şeyin ama bilhassa insanın kendi varlığını koruması için göstermiş olduğu eğilimler değil mi? Var kalım çabası, var kalım mücadelesi. Hayatı sevin veya sevmeyin en temelde her birimiz var kalım çabası konusunda ısrarcıyız gibi gözüküyor. Bu yüzden Spinoza'da aşkta işte bu var kalım çabası yani konatus kavramı bağlamında ele alınıyor. Çünkü sondan başlayarak çok özetle Spinoza'ya göre aşk benim konatusumu güçlendiren, var kalım çabamı arttıran bir şey. Peki bunu edebi olmayan bir formdan nasıl temellendiriyor? Birincisi Spinoza'da zihin ve beden birbirinden iki farklı töz değil. Hatta Spinoza'ya göre duygulardan bahsettiğimizde önce bedenin duygulanımlarından bahsetmeliyiz. Çünkü duygulanım nedir? Bir etki gelir, o noktada siz edilginsinizdir ve bu etkiler aslında sizin bedeninizde bir etkilenim yaratır, bir duygulanım yaratır değil mi? Karşınızda birinin işte dayak yediğini gördüğünüzde mesela, irkilirsiniz. Ya da empati kurarak ona karşı merhamet etmeye başlayabilirsiniz. Başka bir örnek olarak bir köpeğin size doğru koştuğunu ve havladığını görüyorsanız, bu defa bedeniniz irkilir ve kendinizi koruma içgüdünüz aracılığıyla kaçmaya başlarsınız. Şimdi ne yaptık? Duyguları bedenin duygulanımları olarak başlattık. Yani her defasında dışarıdan gelen bir etki var. Ve bedendeki bu etkileri deneyimleyen şey ya da bedendeki deneyimler aracılığıyla oluşan imajlar ne? Aslında onlar da zihinsel içerikler. Spinoza'nın beden-zihin arasında kurmuş olduğu ilişki çok devrimsel. Yani 21. yüzyıla kadar zihin-beden ayrımı konusunda ortaya atılan fikirlere bakarsak, Spinoza'nınki gerçekten çok vizyoner ve öngörü sahibi. Kabaca şöyle demiş oldu çünkü, zihin dediğimiz şey esasen bir kap, bir şey, bir töz değil, bedenin yaratmış olduğu imajlar silsilesi. Yani biz aşk, nefret, keder herhangi bir duygudan bahsettiğimizde onu algılar, bedenimde oluşan duygulanımlar ve bu duygulanımların bir parçası olarak zihinsel içerik yani imajlar bağlamında ele almalıyız. Bu noktadan sonra da Spinoza duyguları üç temel duyguya indirgeyebileceğimizi söylüyor ve diğer bütün duyguların da aslında bunların kombinasyonlarından oluştuğunu iddia ediyor. Burada bahsettiğimiz birinci şey var olma gücüm dediğimiz yani Konatus'un en temeli olan şey arzu. Bu gücün yani var kalım çabamın artışı olarak adlandırabileceğimiz sevinç ve var kalım çabamın azalması olarak adlandırabileceğim de keder. 3 ay ertelemeli anında krediniz İşçep'te. İşçep'ten anında krediye başvurun. Onaylanan kredinizin ilk taksitini 3 ay sonraya erteleyin. İhtiyaçlarınızı ertelemeyin. Ayrıntılı bilgi İşçep ve İşbankom.tr'de. Arzunun arttığı noktayı sevinç, arzunun azaldığı noktaya da keder dedik. Yine ne oldu? Bu noktada da sevinç ve keder, işte mutluluk ve üzüntü gibi kavram ikiliklerinin tamamını Konatus bağlamında düşündü. Burada şey gibi düşünebiliriz. Konatus bir benzin deposu. Ve bu depo sizin çalışmanız için yeteri kadar benzin içeriğine sahipse ne oluyor? Siz aslında kendinizi iyi hissediyorsunuz. Hayatı yaşamak konusundaki arzu depolarınız tam dolu olduğu için aynı zamanda bedeninizde bunu hissettiğiniz şey bir sevinç hali, bir mutluluk hali olarak yansıyor. Fakat sizin konatus deponuz azsa, var olmak konusunda gerekli çabayı gösterebileceğiniz bir benzininiz yok. Ve dolayısıyla bu eksiklik, bu kudretsizlik de sizde üzüntü veya keder olarak yansımış oluyor. Spinoza'nın bahsettiğinin zihinsel kavramlardan ziyade bedensel bir durum olduğunu anlamak oldukça önemli. Çünkü ne demiştik? Biz duygulardan ve duygulanımlardan söz ederken aslında zihin ve bedenin birbirinden tamamen iki ayrı töz olmadığını, bedenin aldığı etkilerin imgesel düzlemde yorumlanması ve bu imgesel düzlemdeki durumun tekrar bedende vuku bulmasından bahsediyoruz. Bu yüzden bahsettiğimiz şey sevgi, aşk gibi olumlu duygularsa aslında biz tekrar dış bir nedenin fikri eşliğinde yaşanan sevinçten bahsetmeye başlıyoruz. Ne demiştim bedenimin duygulanım sahibi olması gerekiyor bunun için. Karşımda beni seven hatta beni sevmesi konusunda tam olarak neden bulamadığım halde bana sevgi gösteren Aynı zamanda onu tanımak, anlamak konusunda da bende bir merak uyandıran duygulanımlar, karşılaşmalar, sevinçli karşılaşmalar olduğu için benim konağı tosumu güçlendiriyor. Ama karşımda mesela benden nefret eden biri olduğunda, onun benden nefret etmek için yeterli gerekçesi olmadığına da inanıyorsam, bu defa zorunlu olarak bende ondan nefret etmeye başlıyorum. Çünkü duygulanım dediğimiz şey aslında biraz da etkiye tepki meselesi değil mi? Spinoza'da özgür irade ve nedensellikten bahsetmiştim. Yani bizler özgür irademizle keyfi bir şekilde düşünemiyoruz ve eğleyemiyoruz. Dolayısıyla bu karşılaşma ister istemez bende bir duygulanım yaratacak. Ama bu duygulanımın sevinç mi, keder mi yaratacağı aslında biraz da o karşılaşmanın içsel dinamiklerine bağlı. Ve sevinç yaratırsa benim konağı tusumu arttıracak, keder yaratırsa bu defa konağı tusumu azaltacak. O yüzden şunu düşünmenizi istiyorum. Aşık olduğunuzda nasıl hissediyorsunuz? Gerçekten yaşama kudretinizin arttığını hissediyor musunuz mesela? Ciddi bir heyecan, anlamlandıramadığınız bir sevinç, bulutların üzerinde yürüme hissiyatı, sadece onu düşünmek gibi meseleler, esasen karşımdaki kişi benim varlığımı daha da güçlendirdiği için, konağı tusum arttırdığı için. Fakat buradaki duygulanım süreci tek taraflıysa, yani platonik bir aşktan bahsediyorsak, bu defa ne oluyor? Hiçbir şey yapmak istemiyorsunuz. Hayattan umudunuzu kesiyorsunuz. Sabahtan akşama kadar neden istenmediğinizi düşünüyorsunuz ve hatta belki de bütün gün yataktan çıkmak istemiyorsunuz. Çünkü bu yaşamış olduğunuz karşılaşma anı, bu etkileşim, bu defa sizin Konatus deponuzu boşaltmış oldu. O yüzden bu bölümü dinleyenler şunu deneyebilir. İçerisinde bulunduğunuz ilişki sizin konağı tusunuzu arttırıyor mu, azaltıyor mu? Eğer ilişkinizin karşılıklı sevgiye dayandığına inandığınız halde bu ilişkide olmak sizin var kalım çabanızı zayıflatıyorsa ilişkiniz üzerine tekrar düşünmek isteyebilirsiniz. Birdenbire Güzin ablaya bağladım ama aslında konu felsefe konuşmaktım. Günün anlam ve önemini istinaden aşktan bahsettik ama burada çok temel bir mesele var. Bunun altını çizerek bu bölümü bitirmek istiyorum. Spinoza, insan krallık içerisindeki bir krallık değildir demişti. Yani bütün doğaya baktığımızda nedenselliğin etkisini görüyorsak, bir belirlenim varsa aslında biz de bu belirlenime tabiyiz. Sadece kibrimizden biz nedensizce eyleyebileceğimize yani özgür irademiz olduğuna inanıyoruz. Bütün insan ilişkileriniz, gittiğiniz bir kafe, izlediğiniz bir film, okuduğunuz bir roman, aslında farkında olun ya da olmayın, sizde bir duygulanım yaratacak ve zihinsel içeriğinizi değiştirecek ve akıbinde de sizin konatusunuzun artmasına veya azalmasına yol açacak. Hani şey türevi sözler vardır ya, ne yersen osun, etrafını ne kadar iyi şeylerle sararsan o kadar iyi olursun, bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim. En çok vakit geçirdiğin beş kişinin ortalaması bir hayata sahip olursun gibi sözler, Aslında Spinoza felsefesi açısından bunlar çok anlamlı. Çünkü daimi olarak karşılaştığınız ve ilişki kurduğunuz şeyler sizin yaşama kudretinizi ya azaltacak ya arttıracak. Bunun başka bir ihtimali yok. O yüzden bilgece olan şeylerden bir tanesi sanırım imkanlar dahilinde kontrol edebileceğimiz ölçüde konağitusumuzu kuvvetlendiren karşılaşmalar yaratma eğiliminde olmak. Bu bölümü dinledikten sonra belki elinize bir kağıt kalem alıp, neleri yapmak benim yaşama kudretimi arttırıyor, neler azaltıyor diye listeleyerek azaltanları hayatınızdan çıkartmak istersiniz. Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar. Konağa tosunuz bol olsun. Gelecek bölümde görüşene dek meraklı kalın.

Pardon hanımefendi, işinizi biliyorum ama sizi sahneye alabilir miyiz? Dış ses açıklayacak. Girişiminle parlamak mı? Birlikte yaparız. Garanti BBVA, KAGİDER ve Ekonomist Dergisi İşbirliği ile düzenlenen Türkiye'nin Kadın Girişimcisi yarışmasına başvurular başladı. Sesini Türkiye'ye duyurmak ve ödülleri kazanmak için son başvuru tarihi 15 Kasım. Ayrıntılı bilgi garantibbwa.kadingiricimci.com'da.

14 Şubat vesilesiyle masaya yatırmak istediğim konu aşk. Ve aşk denildiğinde benim kafamı çok açan, kendi deneyimlerimle de ilişki kurabileceğim, en sevdiğim filozoflardan biri olan Spinoza'ya dönmek istiyorum.

Çünkü Spinoza'nın aşk tanımlaması şöylesi muhteşem bir kavramdır, her birimiz ona böyle erişmelidir tarzında edebiye bir yerden değil, duygular felsefesi, hatta duygulanım felsefesi ve hatta zihin ve beden ilişkisi üzerinden bir deneme kuruyor. Bu da beni çok etkileyen şeylerden biriyim. Uzun uzadıya Spinoza anlatmayacağım ama aşk fikrini en azından temellendirmek için bazı temel fikirlerden yola çıkmamız gerekecek.

Mesela ondaki konatus kavramı, arzu kavramı, duygular, aşka karşı nefret gibi birkaç tane daha kavramdan bahsedeceğiz. Ve sizler de böylelikle aşka dair felsefi bir perspektif oluşturmak istiyorsanız Spinoza'dan belki ilham alabilirsiniz. Çünkü bana kalırsa söylediği her şey birebir doğru. Yani benim deneyimlerime dayanarak.

Daha önce Spinoza üzerine iki farklı podcast bölümü kaydetmiştim. Spinoza 1 ve 2 olarak. Orada Uzun Uza diye anlattığım bir konu var. Onun tanrı duasından bahsettik, özgür iradeden bahsettik. Eğer ki detaylı bir şekilde felsefesine dair bilgi almak istiyorsanız o iki bölüme gidebilirsiniz. Çok aşağılarda olmasa gerek.

Şimdi ben direkt Konatus'a bağlanarak sürdüreceğim lafı çok uzatmadan. Konatus en temelde var olmaya çalışmak demek. Yani bir gayret, bir işi yapmak için gösterdiğimiz çaba, var kalım mücadelesi demek. Peki felsefe literatüründe Spinoza'nın bu latince kavramı yüklemiş olduğu anlam ne? Var olan her şeyin ama bilhassa insanın kendi varlığını koruması için göstermiş olduğu eğilimler değil mi? Var kalım çabası, var kalım mücadelesi.

Hayatı sevin veya sevmeyin en temelde her birimiz var kalım çabası konusunda ısrarcıyız gibi gözüküyor. Bu yüzden Spinoza'da aşkta işte bu var kalım çabası yani konatus kavramı bağlamında ele alınıyor. Çünkü sondan başlayarak çok özetle Spinoza'ya göre aşk benim konatusumu güçlendiren, var kalım çabamı arttıran bir şey.

Peki bunu edebi olmayan bir formdan nasıl temellendiriyor? Birincisi Spinoza'da zihin ve beden birbirinden iki farklı töz değil. Hatta Spinoza'ya göre duygulardan bahsettiğimizde önce bedenin duygulanımlarından bahsetmeliyiz. Çünkü duygulanım nedir? Bir etki gelir, o noktada siz edilginsinizdir ve bu etkiler aslında sizin bedeninizde bir etkilenim yaratır, bir duygulanım yaratır değil mi?

Karşınızda birinin işte dayak yediğini gördüğünüzde mesela, irkilirsiniz. Ya da empati kurarak ona karşı merhamet etmeye başlayabilirsiniz. Başka bir örnek olarak bir köpeğin size doğru koştuğunu ve havladığını görüyorsanız, bu defa bedeniniz irkilir ve kendinizi koruma içgüdünüz aracılığıyla kaçmaya başlarsınız.

Şimdi ne yaptık? Duyguları bedenin duygulanımları olarak başlattık. Yani her defasında dışarıdan gelen bir etki var. Ve bedendeki bu etkileri deneyimleyen şey ya da bedendeki deneyimler aracılığıyla oluşan imajlar ne? Aslında onlar da zihinsel içerikler.

Spinoza'nın beden-zihin arasında kurmuş olduğu ilişki çok devrimsel. Yani 21. yüzyıla kadar zihin-beden ayrımı konusunda ortaya atılan fikirlere bakarsak, Spinoza'nınki gerçekten çok vizyoner ve öngörü sahibi. Kabaca şöyle demiş oldu çünkü, zihin dediğimiz şey esasen bir kap, bir şey, bir töz değil, bedenin yaratmış olduğu imajlar silsilesi.

Yani biz aşk, nefret, keder herhangi bir duygudan bahsettiğimizde onu algılar, bedenimde oluşan duygulanımlar ve bu duygulanımların bir parçası olarak zihinsel içerik yani imajlar bağlamında ele almalıyız.

Bu noktadan sonra da Spinoza duyguları üç temel duyguya indirgeyebileceğimizi söylüyor ve diğer bütün duyguların da aslında bunların kombinasyonlarından oluştuğunu iddia ediyor. Burada bahsettiğimiz birinci şey var olma gücüm dediğimiz yani Konatus'un en temeli olan şey arzu. Bu gücün yani var kalım çabamın artışı olarak adlandırabileceğimiz sevinç ve var kalım çabamın azalması olarak adlandırabileceğim de keder.

3 ay ertelemeli anında krediniz İşçep'te. İşçep'ten anında krediye başvurun. Onaylanan kredinizin ilk taksitini 3 ay sonraya erteleyin. İhtiyaçlarınızı ertelemeyin. Ayrıntılı bilgi İşçep ve İşbankom.tr'de.

Arzunun arttığı noktayı sevinç, arzunun azaldığı noktaya da keder dedik. Yine ne oldu? Bu noktada da sevinç ve keder, işte mutluluk ve üzüntü gibi kavram ikiliklerinin tamamını Konatus bağlamında düşündü. Burada şey gibi düşünebiliriz. Konatus bir benzin deposu. Ve bu depo sizin çalışmanız için yeteri kadar benzin içeriğine sahipse ne oluyor? Siz aslında kendinizi iyi hissediyorsunuz. Hayatı yaşamak konusundaki arzu depolarınız tam dolu olduğu için aynı zamanda bedeninizde bunu hissettiğiniz şey bir sevinç hali, bir mutluluk hali olarak yansıyor.

Fakat sizin konatus deponuz azsa, var olmak konusunda gerekli çabayı gösterebileceğiniz bir benzininiz yok. Ve dolayısıyla bu eksiklik, bu kudretsizlik de sizde üzüntü veya keder olarak yansımış oluyor.

Spinoza'nın bahsettiğinin zihinsel kavramlardan ziyade bedensel bir durum olduğunu anlamak oldukça önemli. Çünkü ne demiştik? Biz duygulardan ve duygulanımlardan söz ederken aslında zihin ve bedenin birbirinden tamamen iki ayrı töz olmadığını, bedenin aldığı etkilerin imgesel düzlemde yorumlanması ve bu imgesel düzlemdeki durumun tekrar bedende

vuku bulmasından bahsediyoruz. Bu yüzden bahsettiğimiz şey sevgi, aşk gibi olumlu duygularsa aslında biz tekrar dış bir nedenin fikri eşliğinde yaşanan sevinçten bahsetmeye başlıyoruz. Ne demiştim bedenimin duygulanım sahibi olması gerekiyor bunun için. Karşımda beni seven hatta beni sevmesi konusunda tam olarak neden bulamadığım halde bana sevgi gösteren

Aynı zamanda onu tanımak, anlamak konusunda da bende bir merak uyandıran duygulanımlar, karşılaşmalar, sevinçli karşılaşmalar olduğu için benim konağı tosumu güçlendiriyor. Ama karşımda mesela benden nefret eden biri olduğunda, onun benden nefret etmek için yeterli gerekçesi olmadığına da inanıyorsam, bu defa zorunlu olarak bende ondan nefret etmeye başlıyorum.

Çünkü duygulanım dediğimiz şey aslında biraz da etkiye tepki meselesi değil mi? Spinoza'da özgür irade ve nedensellikten bahsetmiştim. Yani bizler özgür irademizle keyfi bir şekilde düşünemiyoruz ve eğleyemiyoruz. Dolayısıyla bu karşılaşma ister istemez bende bir duygulanım yaratacak.

Ama bu duygulanımın sevinç mi, keder mi yaratacağı aslında biraz da o karşılaşmanın içsel dinamiklerine bağlı. Ve sevinç yaratırsa benim konağı tusumu arttıracak, keder yaratırsa bu defa konağı tusumu azaltacak.

O yüzden şunu düşünmenizi istiyorum. Aşık olduğunuzda nasıl hissediyorsunuz? Gerçekten yaşama kudretinizin arttığını hissediyor musunuz mesela? Ciddi bir heyecan, anlamlandıramadığınız bir sevinç, bulutların üzerinde yürüme hissiyatı, sadece onu düşünmek gibi meseleler, esasen karşımdaki kişi benim varlığımı daha da güçlendirdiği için, konağı tusum arttırdığı için. Fakat buradaki duygulanım süreci tek taraflıysa, yani platonik bir aşktan bahsediyorsak, bu defa ne oluyor? Hiçbir şey yapmak istemiyorsunuz. Hayattan umudunuzu kesiyorsunuz. Sabahtan akşama kadar neden istenmediğinizi düşünüyorsunuz ve hatta belki de bütün gün yataktan çıkmak istemiyorsunuz. Çünkü bu yaşamış olduğunuz karşılaşma anı, bu etkileşim, bu defa sizin Konatus deponuzu boşaltmış oldu.

O yüzden bu bölümü dinleyenler şunu deneyebilir. İçerisinde bulunduğunuz ilişki sizin konağı tusunuzu arttırıyor mu, azaltıyor mu? Eğer ilişkinizin karşılıklı sevgiye dayandığına inandığınız halde bu ilişkide olmak sizin var kalım çabanızı zayıflatıyorsa ilişkiniz üzerine tekrar düşünmek isteyebilirsiniz. Birdenbire Güzin ablaya bağladım ama aslında konu felsefe konuşmaktım.

Günün anlam ve önemini istinaden aşktan bahsettik ama burada çok temel bir mesele var. Bunun altını çizerek bu bölümü bitirmek istiyorum. Spinoza, insan krallık içerisindeki bir krallık değildir demişti. Yani bütün doğaya baktığımızda nedenselliğin etkisini görüyorsak, bir belirlenim varsa aslında biz de bu belirlenime tabiyiz. Sadece kibrimizden biz nedensizce eyleyebileceğimize yani özgür irademiz olduğuna inanıyoruz.

Bütün insan ilişkileriniz, gittiğiniz bir kafe, izlediğiniz bir film, okuduğunuz bir roman, aslında farkında olun ya da olmayın, sizde bir duygulanım yaratacak ve zihinsel içeriğinizi değiştirecek ve akıbinde de sizin konatusunuzun artmasına veya azalmasına yol açacak.

Hani şey türevi sözler vardır ya, ne yersen osun, etrafını ne kadar iyi şeylerle sararsan o kadar iyi olursun, bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim. En çok vakit geçirdiğin beş kişinin ortalaması bir hayata sahip olursun gibi sözler, Aslında Spinoza felsefesi açısından bunlar çok anlamlı. Çünkü daimi olarak karşılaştığınız ve ilişki kurduğunuz şeyler sizin yaşama kudretinizi ya azaltacak ya arttıracak. Bunun başka bir ihtimali yok. O yüzden bilgece olan şeylerden bir tanesi sanırım imkanlar dahilinde kontrol edebileceğimiz ölçüde konağitusumuzu kuvvetlendiren karşılaşmalar yaratma eğiliminde olmak.

Bu bölümü dinledikten sonra belki elinize bir kağıt kalem alıp, neleri yapmak benim yaşama kudretimi arttırıyor, neler azaltıyor diye listeleyerek azaltanları hayatınızdan çıkartmak istersiniz. Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar. Konağa tosunuz bol olsun. Gelecek bölümde görüşene dek meraklı kalın.

Bu bölümde, 19 Mart 2025 sonrası Türkiye'deki siyasi atmosferi Michel Foucault'nun teorileri ışığında inceliyorum. Foucault'nun iktidar yapılarına ve söyleme dair analizlerinden yararlanarak iktidarın görünmez sınırlarını görünür kılmayı amaçlıyorum.









Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast, Garanti BBVA reklamı içermektedir. Bonus Platinum'un avantajlarını ⁠⁠keşfet⁠⁠!

Bu bölümde, 19 Mart 2025 sonrası Türkiye'deki siyasi atmosferi Michel Foucault'nun teorileri ışığında inceliyorum. Foucault'nun iktidar yapılarına ve söyleme dair analizlerinden yararlanarak iktidarın görünmez sınırlarını görünür kılmayı amaçlıyorum.

------- Podbee Sunar -------

Bu podcast, On Dijital Bankacılık hakkında reklam içerir. Bankacılık On'la Rahat. Dünya Döndükçe EFT-Havale- Fast Ücreti Yok. ON Mobil'i _ndir! 
Bu podcast, Pegasus hakkında reklam içerir. Yeni seyahat rotanı planlamak için hemen https://www.flypgs.com/ ’u veya Pegasus Mobil uygulamasını ziyaret et!
Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. 

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

Foucault Felsefesi: Söylemin Düzeni

Bu bölümde, ifade özgürlüğü ile halkı kin ve düşmanlığa teşvik etme arasındaki muğlak sınırları inceliyorum. Öncelikle ifade özgürlüğüne tarihsel felsefe perspektifinden yaklaşıyorum. Ardından, günümüzden örnekler ve farklı ülkeler üzerinden çifte standartları ve bu alandaki temel sorunları ortaya koyuyorum. Son olarak, ifade özgürlüğünün sınırlarının belirlenmesinin iktidar ilişkileriyle nasıl bağlantılı olduğunu ve hangi söylemin meşru kabul edileceğine kimin karar verdiğini tartışıyorum.



Unutmayın, bu sınırları belirlemek aynı zamanda nasıl bir toplumda yaşamak istediğimize karar vermektir.









Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast, Garanti BBVA reklamı içermektedir. Bonus Platinum'un avantajlarını ⁠⁠keşfet⁠⁠!

Bu bölümde, ifade özgürlüğü ile halkı kin ve düşmanlığa teşvik etme arasındaki muğlak sınırları inceliyorum. Öncelikle ifade özgürlüğüne tarihsel felsefe perspektifinden yaklaşıyorum. Ardından, günümüzden örnekler ve farklı ülkeler üzerinden çifte standartları ve bu alandaki temel sorunları ortaya koyuyorum. Son olarak, ifade özgürlüğünün sınırlarının belirlenmesinin iktidar ilişkileriyle nasıl bağlantılı olduğunu ve hangi söylemin meşru kabul edileceğine kimin karar verdiğini tartışıyorum.

Unutmayın, bu sınırları belirlemek aynı zamanda nasıl bir toplumda yaşamak istediğimize karar vermektir.

------- Podbee Sunar -------

Bu podcast, On Dijital Bankacılık hakkında reklam içerir. Bankacılık On'la Rahat. Dünya Döndükçe EFT-Havale- Fast Ücreti Yok. ON Mobil'i _ndir! 
Bu podcast, Pegasus hakkında reklam içerir. Yeni seyahat rotanı planlamak için hemen https://www.flypgs.com/ ’u veya Pegasus Mobil uygulamasını ziyaret et!
Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. 

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

Felsefede İfade Özgürlüğü ve Sınırları

Bu bölümde seküler kesimde spiritüel pratiklerin neden popülerlik kazandığını sosyolojik ve psikolojik açıdan inceliyorum ve bu akıma katkı sağlayan faktörleri tespit ediyorum. Ayrıca bu yönelimi nasıl bir vizyonla değerlendirmemiz gerektiğine dair bir çerçeve çizmeye çalışıyorum.









Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast, Garanti BBVA reklamı içermektedir. Bonus Platinum'un avantajlarını ⁠⁠keşfet⁠⁠!

Bu bölümde seküler kesimde spiritüel pratiklerin neden popülerlik kazandığını sosyolojik ve psikolojik açıdan inceliyorum ve bu akıma katkı sağlayan faktörleri tespit ediyorum. Ayrıca bu yönelimi nasıl bir vizyonla değerlendirmemiz gerektiğine dair bir çerçeve çizmeye çalışıyorum.

------- Podbee Sunar -------

Bu podcast, On Dijital Bankacılık hakkında reklam içerir. Bankacılık On'la Rahat. Dünya Döndükçe EFT-Havale- Fast Ücreti Yok. ON Mobil'i _ndir! 
Bu podcast, Pegasus hakkında reklam içerir. Yeni seyahat rotanı planlamak için hemen https://www.flypgs.com/ ’u veya Pegasus Mobil uygulamasını ziyaret et!
Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. 

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

Spiritüalizm Neden Seküler Kesimde Popülerleşti?

Bu bölümde, Londra'daki ilk ecstatic dance deneyimimden yola çıkarak bedenli varoluşumuz üzerine düşünmeye başlıyorum. Batı felsefesi geleneğinin göz ardı ettiği bedene Nietzsche eşliğinde meydan okumanın yollarını araştırırken dansı salt fiziksel bir aktivite olarak değil, yaşamı kutlayan varoluşsal bir duruş olarak ele alıyorum.









Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast, Garanti BBVA reklamı içermektedir. Bonus Platinum'un avantajlarını ⁠⁠keşfet⁠⁠!

Bu bölümde, Londra'daki ilk ecstatic dance deneyimimden yola çıkarak bedenli varoluşumuz üzerine düşünmeye başlıyorum. Batı felsefesi geleneğinin göz ardı ettiği bedene Nietzsche eşliğinde meydan okumanın yollarını araştırırken dansı salt fiziksel bir aktivite olarak değil, yaşamı kutlayan varoluşsal bir duruş olarak ele alıyorum.

------- Podbee Sunar -------

Bu podcast, On Dijital Bankacılık hakkında reklam içerir. Bankacılık On'la Rahat. Dünya Döndükçe EFT-Havale- Fast Ücreti Yok. ON Mobil'i _ndir! 
Bu podcast, Pegasus hakkında reklam içerir. Yeni seyahat rotanı planlamak için hemen https://www.flypgs.com/ ’u veya Pegasus Mobil uygulamasını ziyaret et!
Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. 

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

Dans Etmesini Bilmeyen Bir Tanrıya İnanamam

Bu bölümde, Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle feminizm ve kadın hakları konusunda sıkça karşılaştığımız klişe ve yanlış söylemleri ele alıyorum. "Kadınlar günü kutlamak ayrımcılık" ve "kadın ve erkek biyolojik olarak eşit değil" gibi önermelerin neden geçersiz olduğunu felsefi, tarihsel ve toplumsal bağlamlarla açıklıyorum.









Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast, Garanti BBVA reklamı içermektedir. Bonus Platinum'un avantajlarını ⁠⁠keşfet⁠⁠!

Bu bölümde, Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle feminizm ve kadın hakları konusunda sıkça karşılaştığımız klişe ve yanlış söylemleri ele alıyorum. "Kadınlar günü kutlamak ayrımcılık" ve "kadın ve erkek biyolojik olarak eşit değil" gibi önermelerin neden geçersiz olduğunu felsefi, tarihsel ve toplumsal bağlamlarla açıklıyorum.

------- Podbee Sunar -------

Bu podcast, On Dijital Bankacılık hakkında reklam içerir. Bankacılık On'la Rahat. Dünya Döndükçe EFT-Havale- Fast Ücreti Yok. ON Mobil'i _ndir! 
Bu podcast, Pegasus hakkında reklam içerir. Yeni seyahat rotanı planlamak için hemen https://www.flypgs.com/ ’u veya Pegasus Mobil uygulamasını ziyaret et!
Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. 

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

Neden Erkekler Günü Yok?: Feminizme Dair 4 Yanlış

Bu bölümde Pascal’ın ünlü bahis argümanı üzerinden ilerliyoruz: “Tanrı'nın var olduğuna bahse girerek kazancı ve kaybı tartalım. Bu iki ihtimali değerlendirelim. Eğer kazanırsan, her şeyi kazanırsın; eğer kaybedersen, hiçbir şey kaybetmezsin". Öyle mi? Yoksa bu argüman hatalı mı? Felsefi düşünme pratiğine hoşgeldiniz!

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

Tanrı Kumarı: Varsa Hapı Yuttuk mu?

Dijital platformlar sayesinde felsefe akademinin dışına taşarak ilgi gören bir etkinlik haline gelince sürekli birbirine taş atan ve birbirlerinin felsefe yapma biçimlerini eleştiren kişilere rastlamaya başladık. Kimi tarihçi, kimi mantıkçı, kimi epey spekülatif. Bu bölümde akıllardaki bazı soru işaretlerini gidermek adına bazı kategoriler koyarak felsefe ile ilgilenmenin üç haliden söz ediyorum. Hangisi daha münasiptir siz karar verin.



See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

Benim Felsefem Senin Felsefeni Döver

Nietzsche, Böyle Buyurdu Zerdüşt adlı eserinde en aşağılanası insanın, artık kendini aşağılamayan olduğunu söyler. Yükselmek için, önce batmak gerektiğini bilmez.

Bu bölümde Nietzsche’nin deve-aslan-çocuk metaforlarını inceleyerek tininin evriminden söz edeceğim, kendimizi aşmak için.



See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

Kendi Batışını İstemek

Bu bölümde doğum günümdeki bazı kararlarımdan çıktığım yolda Alan Watts'ın eşliğinde Doğu ve Batı düşüncesindeki aydınlanma ve kurtuluş anlayışları arasındaki çarpıcı farkı inceliyorum. 

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

Kahkahada Aydınlanmak

Bu bölümde, küçük bir zeytinden Uzak Doğu'ya uzanan bir zihinsel yolculuğa çıkıyorum ve bu yolda farkındalık ve şimdiki ana odaklanmanın önemi ele alıyorum.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

Zeytinin İçindeki Evren

Bu bölümde teorik bir kitabın bana kalırsa nasıl okunması gerektiğinden söz ediyorum. Hem kendi tekniğimi, hem bazı yöntemleri anlatacak ve bazı pratik uygulama önerileri vereceğim.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

Verimli Kitap Okuma Tekniğim: Haritalandırma

Onlarca içerik içerisinden bu seriyi dinlemeye karar verdiğine göre muhtemelen senin de fark edip anlamlandıramadığın bir gerçek var, kendimizi bu dünyaya fırlatılmış halde bulduk. Bu yüzden bu podcastte bildiğimizi sandığımız ama muhtemelen yanıldığımız ya da belki de üzerine hiç düşünmediğimiz ama düşünmemiz gereken konuları ele alacağız.

Felsefenin İzinde

Birleşik Krallık merkezli iklim aktivistleri gruplarından biri olan Just Stop Oil hareketi Van Gogh, Monet, Vermeer, Da Vinci gibi ustaların eserlerine çorba, püre fırlatmaya devam ediyor. Bu yüzden herbirimizi başlangıçta çileden çıkartan bu olaylar üzerine düşünerek neden çileden çıkıyoruz, aktivistlerin yaptıkları amacına uygun mantıklı eylemler olabilir mi diye düşünüyorum.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

Podcast'e Soru Sor

Kaydet - Dinle - Gönder

Bildirimler

Felsefenin İzinde

Her hafta eklenen yeni bölümleri kaçırma!