Bilgisel'de bu hafta 2007 seçim sürecinin en kritik kararlarından biri olan DYP-ANAP birleşmesi için atılan adımların nasıl yolunda gitmediğini ve bu durumun seçim sonuçlarına etkisini ele aldık. Hazırsanız başlayalım!

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

19: 2007 Seçimleri ve DYP İle ANAP'ın Birleşme Çalışmaları

Merhaba, ben Ali Yağız Baltacı. Bilgisayarda bu hafta 2007 seçimlerinin kaderini değiştiren DYP-ANAP birleşme çalışmalarının neden başarısız olduğunu anlattık. Hazırsanız başlayalım. 22 Temmuz 2007 seçimlerinin üstünden 15 yıl geçti. Seçimin sonucunu Cumhuriyet mitingleri ve sancılı Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinin belirlediği yaygın olarak ifade edilir. Merkez sahadaki ANAP-DYP ittifakının seçimlere iki hafta kala şaibeli bir şekilde bozulmasını ise çoğu kişi unuttu. Oysa bu süreç hem o seçimin hem de Türkiye'deki siyasi dengelerin kaderini değiştirmişti. Öyleyse hatırlamaya hazır mısınız? Önceki bölümlerimizi dinleyen dostlarımız, 2007 yılının Türkiye siyaseti için ne kadar zorlu ve sancılı olduğunu anımsayacaklardır. AK Parti'nin kapatılmasıyla ilgili açılan davanın sonucunda AK Parti kapatılmamıştır. Ancak bu siyasi partiye hazine yardımından, yani son yıl aldığı hazine yardımının bir bölü iki oranında mahrum bırakılmasına karar verilmiştir. 2007'nin ilk yarısında iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi çok zor günler geçiriyordu. O günlerde iktidara karşı tüm güçler birleşmiş, cumhuriyet mitingleriyle, genelkurmay bildirileriyle çok büyük bir kampanya başlatmışlardı. Elbette bu kampanyanın yalnızca sosyal ve medyetik bir tarafı yoktu. Siyasi tarafı da vardı. Layık bürokrasi ve ordu, siyasal İslamcı köklerinden dolayı kabul edemedikleri AK Parti yerine, merkez sağın yeniden güçlenmesi çağrıları yapıyorlardı. O günlerde DYP'nin başında Mehmet Ağar, ANAP'ın başında ise Erkan Mumcu vardı. Fat Parti'nin karşısında bu iki merkez partisinin güçlerini birleştirerek seçime girmeleri için güçlü bir kamuoyu oluşturuldu. Her iki parti de Türkiye'de merkez sağın en büyük umudu, en değerli sembolleriydi. 3 Kasım 2002 seçimlerinde DYP %9.7, ANAP ise %5.5 oyalmıştı. İki partinin birleşimiyle %10 barajının rahatlıkla geçileceği tahmin ediliyordu. Bu da AK Parti'nin tek başına iktidarının sonu demekti. Üstüne üstlük DYP-ANAP birleşimi ile merkezde yeni bir rüzgar oluşacağı, bu rüzgarla birlikte AK Parti'ye kayan tüm merkez oyların yuvalarına döneceği tahmin ediliyordu. Yapılan tüm araştırma ve hesaplara göre, DYP ve ANAP birleşerek seçimlere girince %10 barajını aşıyor, CHP ve MHP'nin de barajı aşmasıyla AK Parti çoğunluğu kaybediyordu. Askerin, yargının ve merkez medyanın istemediği AK Parti, böyle bir senaryoda tüm gücünü yitirebilirdi. Kamuoyundaki bu yoğun baskı sonuç verdi. İki parti el sıkışarak seçimlere birlikte girme kararı aldı. Demirel ve Özal'ın postelleri altında arı ve at görselleri birlikte sergilendi. Türkiye'nin merkez sağının iki kült partisi sonunda birleşiyor. adeta büyük kucaklaşma başlıyordu. Durumdan AK Parti dışındaki herkes memnundu. Çünkü merkez sahası seçmeni için yeni bir güç merkezi oluşmuştu. İşin şov ve görsel kısmı sona ermiş, medyaya gülümseyen fotoğraflar verilmiş, arı ve at görselleri gazetelerin manşetlerini süslemişti. Peki ama şimdi ne olacaktı? İşin daha çetrefilli kısmı başladı. DYP ve ANAP'ın liderleri birleşme şartlarında anlaşabilecek miydi? Varılan mutabakatta iki partinin de kendi kurumsal kimliklerini koruyacağı, bu seçimde ortak hareket edeceği, seçim sonrası ise yeniden değerlendirme yapılacağı noktasında anlaşılmıştı. Bu koşullar süreci de daha kolay hale getirecekti. Zira anlaşmanın bir seçimle sınırlı olması her iki partinin de kendi kültürü ve tarihini koruması için bir güvenceydi. Anlaşma sonrası DYP'nin ve ANAP'ın liderleri DYP genel merkezinde bir araya gelerek ortaklığın detaylarını konuştular. Ancak ortada bir gariplik vardı. Mehmet Ağar'ın tavrı değişmişti. Daha bir hafta önce kamuoyu önünde sarmaş dolaş birleştik diyen Ağar ek taleplerde bulunmaya başladı. Mehmet Ağar, Anap'ın kendisini feshederek DYP'ye katılmasını istedi. Bu öneri kabul edilemezdi. Anap kendine ait bir tarihi, kültürü olan Türkiye'de defalarca iktidar görmüş bir hareketti. Güçsüz bir süreçten geçiyor olabilirdi. Ancak kendini kapatıp başka bir partiye katılmalarını tabanlarına izah edemezlerdi. Mehmet Ağar'ın talepleri ise bununla sınırlı kalmıyordu. Gösterilecek olan milletvekili adaylıkları arasında ANAP'a vaat edilenden çok daha küçük bir kontenjan bırakacağını söyledi. Mehmet Ağar'a bir anda ne olmuştu? resmen kendi kurduğu masayı devirmeye çalışıyordu. Erkan Mumcu ağırın tekliflerini kabul etmedi. ANAP'ın son kurultayında Erkan Mumcu yaptığı duygusal konuşmada ortaklığın bozulduğunu açıkladı. ''Bize şimdi evinizi kapatın gelin diyorlar. Oysa ben biliyorum ki bizim buradan başka gidecek yerimiz yok. Sizleri çok seviyorum. Bana hakkınızı helal edin.'' dedi. Erkan Mumcu konuşmasını sürdürdü. Gelinen bu noktada ANAP olarak 22 Temmuz 2007 seçimlerine katılmamız imkansız hale gelmiştir. Seçimlere katılmayacağız. Hiçbir partiyle de birleşmeyeceğiz. Bu sözler ANAP'ın tarihe karıştıranın belgesiydi. Türkiye'nin gözü önünde büyük umutlarla kurulmuş bir ittifak masada yıkılmıştı. Anap ile tarihi ortaklığın fırsatını kaçıran Mehmet Ağar yine de sanki iki parti birleşmiş gibi bir hava estirmek için DYP'nin ismini DP yani Demokrat Parti olarak değiştirdi. 22 Temmuz seçimlerine bu isim ile hazırlanmıştı hazırlanmasına ancak artık iş işten geçmişti. Masanın devrilmesi, ittifakın yıkılması kamuoyunda esen rüzgârları durdurdu. Mehmet Ağar'a kızan Anap tabanı ve seçmeni ise AK Parti'ye yönelmeyi tercih etti. Uzun lafın kısası, dervirlenmasa AK Parti'ye yaramış ve sonuç Hüsnü'n olmuştu. Birleşmenin bozulması tüm heyecan dalgasını bitirmiş, Ağar'ın DP'si sönüp kalmıştı. 22 Temmuz'da Anap seçmeni büyük oranda AK Parti'ye oy verdi. Ağar'ın DP'si ise %5,5 oyu ile baraj altında kaldı. Bu hezimetin ardından Mehmet Ağar istifa ederek siyasi hayatına son verdi. Peki, yalnızca birkaç aylık süre zarfında neler olup bitmişti? Mehmet Ağar daha önce anlaşmaya varılan bir uzlaşmadan neden son dönemekte vazgeçmişti? 2007 seçimleri göz göre göre AK Parti'ye nasıl hediye edilmişti? Bu soruların yanıltıları 15 yıldır tam olarak bulunmuş değil. Ancak elbette süreci yöneten aktörlerin konuyla ilgili değerlendirmeleri ve yorumları mevcut. Bunların en bilineni ise Mehmet Ağrın özellikle 90'lı yıllarda isminin geçtiği faili meçhuller ve illegal olaylarla ilgili sahip olduğu karanlık ilişkiler. Kuvvetli muhtemel ki 2007 seçimlerinden hemen sonra Türkiye'nin gündemine oturacak Ergenekon davalarında Ağar'ın ismi sanık listelerinde geçiyordu. Siyasi iktidar bu davalarda Ağar'ın sanık haline getirilmemesi vaadiyle kendisinden ittifakı bozmasını istedi. Erkan Mumcu'nun yıllar sonra yaptığı itiraflar da bu iddiayı doğruluyor. bir ay sonra yapılacak seçimde parlamentonun büyük gruplarından birisisiniz ve iktidarı ve mekanizmayı tayin edeceksiniz. ve cumhurbaşkanı seçimi de ertelenmiş. aslında kimin cumhurbaşkanı olacağını da tayin edeceksiniz. yani bu parayla pulla filan bu kadar bir karakter düşüklüğünü kimseye yakıştıramam. mecbur kalmakla açıklayabilirim ancak böyle bir Tüm bunların sonucuna siyasi ve sosyolojik açıdan bakacak olursak da, 2007 sürecini Türkiye'de merkez sığın tam anlamıyla çöküşü olarak tanımlamak mümkün. 1946'dan beri süren Demokrat Parti geleneğiyle, 1983'den beri ülkenin en büyük partilerinden birisi haline gelen ANAP, bu sürecin sonunda tabanlarını çok büyük ölçüde AK Parti'ye teslim etmek zorunda kaldı. Daha da açık bir ifadeyle Merkez Sağ geleneği Siyasal İslam'a teslim oldu. Elbette bu durum tüm DYP ve ANAP seçmeni için geçerli değil. Bilhassa Batı Andolu ve Trakya'daki DYP ANAP seçmeni 2007 sonrası CHP ve MHP'ye kaydı. MHP'ye kayan Merkez Sağ seçmeninin yine büyük bir kısmı 2017'de İYİ Parti'ye katıldı. Türkiye bir yıldan daha kısa bir süre sonra genel seçimleri yaşayacak. Bu seçimler Türkiye'nin kaderini belirleyecek. Eski DYP ve ANAP seçmeninin göstereceği reaksiyon ise tüm otoriteler tarafından merak ediliyor. Bakalım 2007 sonrası katıldıkları AK Parti'de mi kalacaklar yoksa farklı bir yardım olacaklar. Haziran 2023'ün ve Türkiye'nin kaderi orada belli olacak.

Merhaba, ben Ali Yağız Baltacı. Bilgisayarda bu hafta 2007 seçimlerinin kaderini değiştiren DYP-ANAP birleşme çalışmalarının neden başarısız olduğunu anlattık. Hazırsanız başlayalım.

22 Temmuz 2007 seçimlerinin üstünden 15 yıl geçti. Seçimin sonucunu Cumhuriyet mitingleri ve sancılı Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinin belirlediği yaygın olarak ifade edilir. Merkez sahadaki ANAP-DYP ittifakının seçimlere iki hafta kala şaibeli bir şekilde bozulmasını ise çoğu kişi unuttu. Oysa bu süreç hem o seçimin hem de Türkiye'deki siyasi dengelerin kaderini değiştirmişti.

Öyleyse hatırlamaya hazır mısınız? Önceki bölümlerimizi dinleyen dostlarımız, 2007 yılının Türkiye siyaseti için ne kadar zorlu ve sancılı olduğunu anımsayacaklardır. AK Parti'nin kapatılmasıyla ilgili açılan davanın sonucunda AK Parti kapatılmamıştır.

Ancak bu siyasi partiye hazine yardımından, yani son yıl aldığı hazine yardımının bir bölü iki oranında mahrum bırakılmasına karar verilmiştir. 2007'nin ilk yarısında iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi çok zor günler geçiriyordu. O günlerde iktidara karşı tüm güçler birleşmiş, cumhuriyet mitingleriyle, genelkurmay bildirileriyle çok büyük bir kampanya başlatmışlardı.

Elbette bu kampanyanın yalnızca sosyal ve medyetik bir tarafı yoktu. Siyasi tarafı da vardı. Layık bürokrasi ve ordu, siyasal İslamcı köklerinden dolayı kabul edemedikleri AK Parti yerine, merkez sağın yeniden güçlenmesi çağrıları yapıyorlardı. O günlerde DYP'nin başında Mehmet Ağar, ANAP'ın başında ise Erkan Mumcu vardı. Fat Parti'nin karşısında bu iki merkez partisinin güçlerini birleştirerek seçime girmeleri için güçlü bir kamuoyu oluşturuldu. Her iki parti de Türkiye'de merkez sağın en büyük umudu, en değerli sembolleriydi.

3 Kasım 2002 seçimlerinde DYP %9.7, ANAP ise %5.5 oyalmıştı. İki partinin birleşimiyle %10 barajının rahatlıkla geçileceği tahmin ediliyordu. Bu da AK Parti'nin tek başına iktidarının sonu demekti.

Üstüne üstlük DYP-ANAP birleşimi ile merkezde yeni bir rüzgar oluşacağı, bu rüzgarla birlikte AK Parti'ye kayan tüm merkez oyların yuvalarına döneceği tahmin ediliyordu. Yapılan tüm araştırma ve hesaplara göre, DYP ve ANAP birleşerek seçimlere girince %10 barajını aşıyor,

CHP ve MHP'nin de barajı aşmasıyla AK Parti çoğunluğu kaybediyordu. Askerin, yargının ve merkez medyanın istemediği AK Parti, böyle bir senaryoda tüm gücünü yitirebilirdi.

Kamuoyundaki bu yoğun baskı sonuç verdi. İki parti el sıkışarak seçimlere birlikte girme kararı aldı. Demirel ve Özal'ın postelleri altında arı ve at görselleri birlikte sergilendi. Türkiye'nin merkez sağının iki kült partisi sonunda birleşiyor.

adeta büyük kucaklaşma başlıyordu. Durumdan AK Parti dışındaki herkes memnundu. Çünkü merkez sahası seçmeni için yeni bir güç merkezi oluşmuştu. İşin şov ve görsel kısmı sona ermiş, medyaya gülümseyen fotoğraflar verilmiş, arı ve at görselleri gazetelerin manşetlerini süslemişti. Peki ama şimdi ne olacaktı?

İşin daha çetrefilli kısmı başladı. DYP ve ANAP'ın liderleri birleşme şartlarında anlaşabilecek miydi? Varılan mutabakatta iki partinin de kendi kurumsal kimliklerini koruyacağı, bu seçimde ortak hareket edeceği, seçim sonrası ise yeniden değerlendirme yapılacağı noktasında anlaşılmıştı. Bu koşullar süreci de daha kolay hale getirecekti.

Zira anlaşmanın bir seçimle sınırlı olması her iki partinin de kendi kültürü ve tarihini koruması için bir güvenceydi. Anlaşma sonrası DYP'nin ve ANAP'ın liderleri DYP genel merkezinde bir araya gelerek ortaklığın detaylarını konuştular.

Ancak ortada bir gariplik vardı. Mehmet Ağar'ın tavrı değişmişti. Daha bir hafta önce kamuoyu önünde sarmaş dolaş birleştik diyen Ağar ek taleplerde bulunmaya başladı. Mehmet Ağar, Anap'ın kendisini feshederek DYP'ye katılmasını istedi. Bu öneri kabul edilemezdi. Anap kendine ait bir tarihi, kültürü olan

Türkiye'de defalarca iktidar görmüş bir hareketti. Güçsüz bir süreçten geçiyor olabilirdi. Ancak kendini kapatıp başka bir partiye katılmalarını tabanlarına izah edemezlerdi. Mehmet Ağar'ın talepleri ise bununla sınırlı kalmıyordu. Gösterilecek olan milletvekili adaylıkları arasında ANAP'a vaat edilenden çok daha küçük bir kontenjan bırakacağını söyledi. Mehmet Ağar'a bir anda ne olmuştu?

resmen kendi kurduğu masayı devirmeye çalışıyordu. Erkan Mumcu ağırın tekliflerini kabul etmedi. ANAP'ın son kurultayında Erkan Mumcu yaptığı duygusal konuşmada ortaklığın bozulduğunu açıkladı. ''Bize şimdi evinizi kapatın gelin diyorlar. Oysa ben biliyorum ki bizim buradan başka gidecek yerimiz yok. Sizleri çok seviyorum. Bana hakkınızı helal edin.'' dedi.

Erkan Mumcu konuşmasını sürdürdü. Gelinen bu noktada ANAP olarak 22 Temmuz 2007 seçimlerine katılmamız imkansız hale gelmiştir. Seçimlere katılmayacağız. Hiçbir partiyle de birleşmeyeceğiz. Bu sözler ANAP'ın tarihe karıştıranın belgesiydi. Türkiye'nin gözü önünde büyük umutlarla kurulmuş bir ittifak masada yıkılmıştı.

Anap ile tarihi ortaklığın fırsatını kaçıran Mehmet Ağar yine de sanki iki parti birleşmiş gibi bir hava estirmek için DYP'nin ismini DP yani Demokrat Parti olarak değiştirdi. 22 Temmuz seçimlerine bu isim ile hazırlanmıştı hazırlanmasına ancak artık iş işten geçmişti. Masanın devrilmesi, ittifakın yıkılması kamuoyunda esen rüzgârları durdurdu.

Mehmet Ağar'a kızan Anap tabanı ve seçmeni ise AK Parti'ye yönelmeyi tercih etti. Uzun lafın kısası, dervirlenmasa AK Parti'ye yaramış ve sonuç Hüsnü'n olmuştu. Birleşmenin bozulması tüm heyecan dalgasını bitirmiş, Ağar'ın DP'si sönüp kalmıştı. 22 Temmuz'da Anap seçmeni büyük oranda AK Parti'ye oy verdi. Ağar'ın DP'si ise %5,5 oyu ile baraj altında kaldı.

Bu hezimetin ardından Mehmet Ağar istifa ederek siyasi hayatına son verdi. Peki, yalnızca birkaç aylık süre zarfında neler olup bitmişti? Mehmet Ağar daha önce anlaşmaya varılan bir uzlaşmadan neden son dönemekte vazgeçmişti? 2007 seçimleri göz göre göre AK Parti'ye nasıl hediye edilmişti? Bu soruların yanıltıları 15 yıldır tam olarak bulunmuş değil.

Ancak elbette süreci yöneten aktörlerin konuyla ilgili değerlendirmeleri ve yorumları mevcut. Bunların en bilineni ise Mehmet Ağrın özellikle 90'lı yıllarda isminin geçtiği faili meçhuller ve illegal olaylarla ilgili sahip olduğu karanlık ilişkiler.

Kuvvetli muhtemel ki 2007 seçimlerinden hemen sonra Türkiye'nin gündemine oturacak Ergenekon davalarında Ağar'ın ismi sanık listelerinde geçiyordu. Siyasi iktidar bu davalarda Ağar'ın sanık haline getirilmemesi vaadiyle kendisinden ittifakı bozmasını istedi. Erkan Mumcu'nun yıllar sonra yaptığı itiraflar da bu iddiayı doğruluyor.

bir ay sonra yapılacak seçimde parlamentonun büyük gruplarından birisisiniz ve iktidarı ve mekanizmayı tayin edeceksiniz. ve cumhurbaşkanı seçimi de ertelenmiş. aslında kimin cumhurbaşkanı olacağını da tayin edeceksiniz. yani bu parayla pulla filan bu kadar bir karakter düşüklüğünü kimseye yakıştıramam. mecbur kalmakla açıklayabilirim ancak böyle bir

bunların sonucuna siyasi ve sosyolojik açıdan bakacak olursak da, 2007 sürecini Türkiye'de merkez sığın tam anlamıyla çöküşü olarak tanımlamak mümkün. 1946'dan beri süren Demokrat Parti geleneğiyle, 1983'den beri ülkenin en büyük partilerinden birisi haline gelen ANAP, bu sürecin sonunda tabanlarını çok büyük ölçüde AK Parti'ye teslim etmek zorunda kaldı.

Daha da açık bir ifadeyle Merkez Sağ geleneği Siyasal İslam'a teslim oldu. Elbette bu durum tüm DYP ve ANAP seçmeni için geçerli değil. Bilhassa Batı Andolu ve Trakya'daki DYP ANAP seçmeni 2007 sonrası CHP ve MHP'ye kaydı. MHP'ye kayan Merkez Sağ seçmeninin yine büyük bir kısmı 2017'de İYİ Parti'ye katıldı.

Türkiye bir yıldan daha kısa bir süre sonra genel seçimleri yaşayacak. Bu seçimler Türkiye'nin kaderini belirleyecek. Eski DYP ve ANAP seçmeninin göstereceği reaksiyon ise tüm otoriteler tarafından merak ediliyor. Bakalım 2007 sonrası katıldıkları AK Parti'de mi kalacaklar yoksa farklı bir yardım olacaklar. Haziran 2023'ün ve Türkiye'nin kaderi orada belli olacak.

Bilgisel'de bu hafta, son yılların en popüler siyasetçilerinden Ekrem İmamoğlu'nun politik kariyerindeki kırılma anlarına odaklanacağız. Onun, Türk Ocağı Limasol kalesinden İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı'na uzanan hikayesine tanıklık edeceğiz. Hazırsanız, başlayalım.











Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!


----- Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Bilgisel'de bu hafta, son yılların en popüler siyasetçilerinden Ekrem İmamoğlu'nun politik kariyerindeki kırılma anlarına odaklanacağız. Onun, Türk Ocağı Limasol kalesinden İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı'na uzanan hikayesine tanıklık edeceğiz. Hazırsanız, başlayalım.

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir.  getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol. Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. Bonus Platinum Dinamik'le tanışın!Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi!
See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

22: Kalecilikten Politikaya : Ekrem İmamoğlu'nun Siyasi Yaşamı I Tekrar Dosyası

Bilgisel’in yeni bölümünde tüm özellikleriyle dünyanın en özel şehirlerinden olan İstanbul’un siyasi ve kültürel çerçevede 100 yıllık yolculuğunu derledik. Seçim öncesi İstanbul’un yerel dinamiklerini inceledik. Hazırsanız başlayalım.



Bölüm içerisinde referansta bulunduğumuz 31. Bölüm ektedir.

Kalecilikten Politikaya: Ekrem İmamoğlu'nun Siyasi Yaşamı

https://open.spotify.com/episode/61lwVwEsKVgaH5Pic2cReU?si=46d8771418764f09







Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Bilgisel’in yeni bölümünde tüm özellikleriyle dünyanın en özel şehirlerinden olan İstanbul’un siyasi ve kültürel çerçevede 100 yıllık yolculuğunu derledik. Seçim öncesi İstanbul’un yerel dinamiklerini inceledik. Hazırsanız başlayalım.

Bölüm içerisinde referansta bulunduğumuz 31. Bölüm ektedir.
Kalecilikten Politikaya: Ekrem İmamoğlu'nun Siyasi Yaşamı
https://open.spotify.com/episode/61lwVwEsKVgaH5Pic2cReU?si=46d8771418764f09

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir.  getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol. Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. Bonus Platinum Dinamik'le tanışın!Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi!
See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

21: Dünyanın Başkenti: İstanbul'un 100 Yılı

18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi'nin 109. yılında olağanüstü bir savaş hikayesiyle huzurlarınızdayız. Aynı asker, aynı savaşta, iki düşman ülkede birden kahraman olabilir mi? Alistair John Taylor mı yoksa Gazi Ali Can Çavuş mu? Tüyler ürpertici bu hikayeye hazırsanız başlayalım.





Oyuncular:

Beyaz Hala: Yasemin Yeşilgöz

Mustafa Kemal Paşa: Metin Bozkurt

Victoria Taylor: Dila Zeynep Dereli

Alistair John Taylor: Kadir Can Değer

Rehber: Gökbey Karataş

Türk Askeri: Zafer Peker

Köylü: Batuhan Kösegil









Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi'nin 109. yılında olağanüstü bir savaş hikayesiyle huzurlarınızdayız. Aynı asker, aynı savaşta, iki düşman ülkede birden kahraman olabilir mi? Alistair John Taylor mı yoksa Gazi Ali Can Çavuş mu? Tüyler ürpertici bu hikayeye hazırsanız başlayalım.


Oyuncular:
Beyaz Hala: Yasemin Yeşilgöz
Mustafa Kemal Paşa: Metin Bozkurt
Victoria Taylor: Dila Zeynep Dereli
Alistair John Taylor: Kadir Can Değer
Rehber: Gökbey Karataş
Türk Askeri: Zafer Peker
Köylü: Batuhan Kösegil

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir.  getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol. Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. Bonus Platinum Dinamik'le tanışın!Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi!
See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

20: Bir Çanakkale Öyküsü - İki Ulusun Kahramanı Ali Can Çavuş

Küçük bir Osmanlı şehrinden, mazlum bir halkın direniş karargahına, ardından Devrim’in ve Cumhuriyet’in başkentliğine uzanan yolculuk. Bilgisel’in yeni bölümünde Ankara’nın yakın tarihinde bir gezintiye çıkıp şehrin siyasi ve kültürel dokularını inceledik. Hazırsanız başlayalım.









Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Küçük bir Osmanlı şehrinden, mazlum bir halkın direniş karargahına, ardından Devrim’in ve Cumhuriyet’in başkentliğine uzanan yolculuk. Bilgisel’in yeni bölümünde Ankara’nın yakın tarihinde bir gezintiye çıkıp şehrin siyasi ve kültürel dokularını inceledik. Hazırsanız başlayalım.

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir.  getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol. Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. Bonus Platinum Dinamik'le tanışın!Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi!
See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

19: Cumhuriyetin Şehri - Ankara'nın 100 Yılı

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Bilgisel’in özel bölümüyle huzurlarınızdayız. Türkiye’de kadınların seçme ve seçilme hakkı kazanması için daha cumhuriyet kurulmadan önce mücadele etmeye başlayan Nezihe Muhiddin’in ve Türkiye Kadınlar Birliği’nin öyküsünü çok seveceksiniz. Hazırsanız başlayalım.

Oyuncular:

Nezihe Muhiddin: Gülşah Dim

Mustafa Kemal Atatürk: Metin Bozkurt









Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Bilgisel’in özel bölümüyle huzurlarınızdayız. Türkiye’de kadınların seçme ve seçilme hakkı kazanması için daha cumhuriyet kurulmadan önce mücadele etmeye başlayan Nezihe Muhiddin’in ve Türkiye Kadınlar Birliği’nin öyküsünü çok seveceksiniz. Hazırsanız başlayalım.
Oyuncular:
Nezihe Muhiddin: Gülşah Dim
Mustafa Kemal Atatürk: Metin Bozkurt

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir.  getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol. Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. Bonus Platinum Dinamik'le tanışın!Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi!
See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

18: Kadının Fendi: Nezihe Muhiddin ve Kadınlar Halk Fırkası

Bilgisel’in yeni bölümünde Yerel Seçimlere kısa bir zaman kala şehirlerimizi mercek altına alıyoruz. Ege’nin incisi İzmir’in 100 yıllık macerası; siyasi yapısı, yerel dinamikleri ve belediyecilik tarihiyle huzurlarınızdayız. Keyifli dinlemeler.

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

17: Ege'nin İncisi - İzmir'in 100 Yılı

Bilgisel’in yeni bölümünde Türk sinemasının en kült yapımlarından olan Vizontele’nin kahkahaların arkasına gizlediği sosyo-politik saptamalarını sizler için derledik. Hazırsanız başlayalım.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

16: Kahkahalar Arkasına Gizlenmiş Bir Melodram - Vizontele

Bilgisel’in yeni bölümünde yıkılan Yugoslavya’nın enkazından futbol topuna sarılarak çıkan, Bosna Hersek tarihinin en büyük futbolcusu Edin Dzeko’nun öyküsüyle huzurlarınızdayız. Keyifli dinlemeler.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

15: Savaş ve Yıkımın Ortasından Zirveye - Edin Dzeko

Bilgisel'in yeni bölümünde koskoca bir devletin, bir hayvan türüne karşı açtığı savaşa tanık olacaksınız. Avustralya Ordusu'nun Emu Kuşları'na karşı verdiği mücadelenin hikayesi ile huzurlarınızdayız. Hazırsanız başlayalım.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

14: Tarihin En Enteresan Savaşı - Avustralya, Emu Kuşlarına Karşı

Bilgisel’in yeni bölümünde, büyük deprem felaketinin birinci yılında, kaybettiğimiz canlarımızı anarken, enkaz altında yaşamını yitiren Hataysporlu Christian Aysu’nun yüreklere dokunan hikayesiyle huzurlarınızdayız. Hazırsanız, başlayalım.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

13: Bir Son Saniye Golünün Öyküsü - Christian Atsu

"Adam kazandı" cümlesiyle hatırlanan bir sona ev sahipliği yapmıştı 2018 Seçimleri. 2018 Seçimleri'nin iki baş aktöründen biri olan Muharrem İnce'nin seçim süreci ve ardından yaşadıklarını Bilgisel'in yeni bölümünde ele aldık. Hazırsanız başlayalım!

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

20: 2018 Seçim Süreci ve Sonrasında Muharrem İnce

Türkiye tarihinde iz bıraksa da geçen zamanda unutulmaya yüz tutan siyasi ve kültürel olaylara sesli bir kapı açıyoruz. Podbee Media yapımı Bilgisel ile hem yakın zaman Türkiye tarihine, hem de toplumsal olayların perde arkasını aralıyoruz.

Bilgisel

Bilgisel'de bu hafta, bir tek İskoçya'nın değil futbol tarihinin en eski derbisi olan Celtic-Rangers rekabetinin oluşumunu, sebeplerini ve kökenini ele aldık. Hazırsanız başlayalım!

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

Podcast'e Soru Sor

Kaydet - Dinle - Gönder

Bildirimler

Bilgisel

Her hafta eklenen yeni bölümleri kaçırma!