Bilgisel'in bu bölümünde Diego Armando Maradona'nın İtalya'daki kaderini değiştiren İtalya-Arjantin yarı finalini ve sonrasındaki gelişmelere değindik. Keyifli dinlemeler.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

9: Maradona'nın 1990 Dünya Kupası

Merhaba, ben Ali Yağız Baltacı. Bilgisayar'ın bu bölümünde Maradona'nın 1990 Dünya Kupası yarı finalinde ev sahibi İtalya ile oynadığı maçı ve maç sonrasında İtalya'dan ayrılmasına yol açan süreci derledik. Hazırsanız başlayalım. Britanyalı yazar Simon Cooper'in, ''Futbol asla sadece futbol değildir'' görüşünü kullanabilecek yüzlerce örneğe denk gelebilirsiniz. Bu örneklerin pek azı 1990 Dünya Kupası'nda Napoli'de yaşanan olağanüstülükle boyun düşebilir. Bir şehrin bir futbolcu ile bütünleştiği, o şehirdeki insanların, o futbolcunun karakterini kendi öz benliği ile birleştirdiği bir hikayenin sesi olmaya çalışacağım sizlere. Sosyal, sınıfsal, dini, politik, kültürel ayrışmaların spor takımı taraftarları ve rekabetleri üstündeki etkisi kanıtlanmış bir gerçek. 1990 Dünya Kupası'nda oynanan İtalya-Arjantin maçında yaşananlar ise tüm ayrışmaların zirvesinde bir isyanı temsil ediyor. Bir şehrin, bir futbol takımı ve o takımdaki bir oyuncu üzerinden kendini ifade etme haykırışını örneklendiriyor. İtalya öyle bir ülke ki, Rönesansın, aydınlanmanın, modanın, sanatın, tarihin, romantizmin, şıklığın ve gösterişin merkezi olduğu gibi aynı zamanda mafyanın, Sokak cinayetlerinin, yoksul gettoların, çaresiz göçmenlerin, tekinsiz mahallelerin de merkezi. Ülkelerin çok büyük kısmında, halkın arasında sosyal, kültürel, sınıfsal farklar vardır. Ancak çok az ülkede bu farklar bu kadar büyük bir uçurum oluşturup, karşılıklı nefret bu denli körüklenmektedir. Evet, tahmin edeceğiniz üzere Kuzey-Güney İtalya ayrımından bahsediyoruz. Kuzeyde Milano, Torino, Venedik gibi İtalyanların gurur duyduğu medeniyet merkezi şehirleri, güneyde ise Napoli, Palermo, Katanya gibi karanlığıyla nam salmış şehirler. Aralarında etnik ve dini farklar olmamasına, aynı ulusun mensubu olmalarına rağmen birbirlerinden çok farklı sosyal sınıfları temsil ediyor Kuzey ve Güney İtalya'da yaşayanlar. Avrupa'nın en elit, en lüks, en modern görünümlü şehirleri ile Avrupa'dan ziyade Doğu Akdeniz gettolarını andıran mafya ve çetelerin hüküm sürdüğü şehirler arasında yalnızca birkaç yüz kilometre olsa da dünyanın iki ayrı ucuymuşçasına farklara sahipler. Zengin ve kibirli Kuzey'in hep ezilmesi gereken bir böcek gibi baktığı, adeta ayrı bir ülke olarak gördüğü Güneyliler için kendilerini ifade etmenin yolu genellikle futboldu. Palermo-Napoli gibi takımların tutkulu taraftarları kendilerini hor gören Kuzeylilere karşı tüm hınçlarını, öfkelerini yeşil sahalarda çıkarttı. Güney İtalya'nın sembol şehirlerinden olan Napoli için futbol, ülkenin kuzeyine karşı sergilenen bir şahsiyet gösterisidir. Napoli'de 1984-1991 yılları arasında forma giyen Arjantinli efsane futbolcu Diego Armando Maradona ise şehir için sembolden de öte bir efsanedir desek yine de karşılaman yetmez. Ölümünden sonra Napoli'nin stadına ismi verilecek Şehrin her sokağına sızmış bir kimlikti Maradona. Maradona, 1984 yılında geldiği bu ötekileştirilmiş şehirde, 1991 yılına kadar görülmemiş, filmlere konu olacak bir işe imza attı. İki lig şampiyonluğu, bir UEFA kupası, bir İtalya kupası ve bir de İtalya Süper Kupası kazandırdı. O artık, Varos şehrinin efsanesi, Arjantinli Mesih olarak nam saldı. Tüm Napolililerin öz evladı gibi sevdiği Maradona'nın kaderinde 1990 Dünya Kupası'nda Arjantin formasıyla Napoli'ye gelmekte vardı. Bir insanın evi doğduğu mu yoksa doyduğu yer midir Maradona bunu yaşayarak öğrenecekti. Güçlü Arjantin 4 sene önce Meksika'da unutulmaz bir zafere ulaşmıştı. Maradona'nın yıldızlaştığı 1986 Dünya Kupası'nı Buenos Aires'e götürmeyi başaran tangocuların özellikle İngiltere'yi yendikleri maç, tarihin en unutulmaz maçlarından birisi olarak kayıtlara geçmişti. Maradona'nın yıldızlaştığı İngiltere kalesine iki gol birden yollayan 1986 Dünya Kupası'nı Buenos Aires'e götürmeyi başaran tangocuların özellikle İngiltere'yi yendikleri maç, tarihin en unutulmaz maçlarından birisi olarak kayıtlara geçmişti. Maradona'nın eliyle attığı ilk gol için benim değil Tanrı'nın eliydi ifadelerini kullanması, bu golden dakikalar sonra ise bütün İngiltere savunmasını çılımlayarak Dünya Kupaları tarihinin en güzel gollerinden birisini atması bu kupaya damga vurulmuştu. Maradona İngiltere'ye attığı golleri Falkland Savaşı sırasında İngiliz bombardımanı ile ölen Arjantinli çocuklara ithaf etti. Tüm dünyada büyük bir ikon olan Diego Armando Maradona, 4 sene sonra 1990 Dünya Kupası için İtalya'ya geldi. 3 Temmuz 1990'da Dünya Kupası yarı final maçı Napoli'de oynanacaktı. Kozlarını paylaşacak iki ülke ise ev sahibi İtalya ile Maradonalı Arjantin'de. Kendi evlerinde düzenlenen turnuvayı kazanmak, Kupa'nın çizmede kalmasını sağlamak isteyen İtalyanların, güçlü Arjantin karşısındaki en büyük kozu, ev sahibi avantajının getirdiği taraftar desteğiydi. Ancak hesaba katmadıkları bir şey vardı. Maç Napol'deydi. Bu şehir Maradona'yı taparcasına seven insanların diyarıydı. Şehrin her sokağında onun silüetleri, resimleri, ikonları vardı. Napolililer Maradona'yı bir rakip olarak görebilecek miydi? Şehrin kendisine olan zaafını iyi bilen Maradona ise maçtan bir gece önce kameraların karşısına geçti. Unutulmayacak o sözlerle Napolililere seslendi. Yarın o statta hangi bayrağı sallayacağınız umurumda değil. Sadece tek bir şey bilmenizi istiyorum. Siz kendi vatanınızda 365 gün bir yabancı gibisiniz. Ancak ben 365 gün gerçek bir Napolilliyim. Maradona'nın bu çıkışı kuşkusuz çok çarpıcıydı. Doğduklarından beri kendi ülkelerinde ikinci sınıf vatandaş olarak görülen şiveleri, kültürleri, yaşamları ile sürekli alay edilen güneylilerin kalbine dokunmuştu Diego. Herkes heyecanla maç saatini beklemeye başlamıştı. Bekleyen an geldiğinde San Paolo tribünleri tıklım tıklım doluydu. Ancak Napoli Ultras grubunun yer aldığı kale arkası tribününde bir tuhaflık göze çarpıyordu. Napolilerin sırtlarında İtalya değil 10 numaralı yıldızlarının forması vardı. Maç boyunca Maradona'yı destekleyen Napoli Ultras grubu Arjantinli mesihlerine ihanet etmek yerine ülkelerine, dışlandıkları topraklara karşı durmayı tercih etti. Maç da normal süre bir bir sona erdi. İtalya'dan Roberto Donadoni'nin kaçırdığı penaltı kazanan tarafı belirlemiş, Maradona da üstüne düşeni yaparak penaltı atışından golü bulmuştu. İtalya milli takımının kaptanı Paolo Maldini maç sonrası, bu maç Napoli dışında bir yerde oynansa kazanan taraf biz olurduk açıklamasını yaparak Napoli şehrini ve Maradona'yı ateşe atmıştı. Ancak Maradona'nın finale kadar bu sorun umurunda değildi. Çünkü Napoli de evinde kazanmıştı. Maç sonrası stadta zafer turu atan Arjantin'li efsanenin bir elinde Arjantin, diğer elinde Napoli bayrağı vardı. Maçı BBC için yorumlayan İngiliz gazeteci ise akıllara kazınan cümleyi o anda söyledi. The God and His City. Yani Tanrı ve Şehri. Ama hikaye maalesef burada bitmiyordu. Maldini'nin sözleri Maradona'nın İtalya'daki huzurunu kaçıracaktı. Final günü geldiğinde Roma'da Batı Almanya'ya karşı sahaya çıkan Arjantin'in milli marşı küfürler ve ıslıklarla yuhalanmış, maç boyu Maradona'ya galiz küfürler edilmişti. Dünya Kupası bittikten sonra İtalyan gazeteleri İtalya'da en çok nefret edilen insanlar adında bir anket yaptırıyor ve Diego Maradona Adolf Hitler ile Benito Mussolini'den daha büyük bir nefret objesi olarak çıkıyordu. Dünya Kupası sonrasında Napoli'de de işler istediği gibi gitmedi. Sakatlıklar yaşıyor ve disiplinsiz tavırlarıyla antrenmanlara katılmamaya devam ediyordu. Bir yandan da şehrin dengesini elinde tutan Napoli mafyası Gomorrah ondan alacağını almış, bir kenara fırlatmıştı. Sezon bittiğinde ise on binlerce insan tarafından karşılanarak geldiği, bir ilaha dönüştüğü Napoli ve İtalya'dan yanında tek bir insan dahi olmadan ayrılıyordu. Tanrısı olduğu şehir onu çarmıha gelmişti. Ancak tesadüfe bakın ki yıllar sonra çarmıha geldikleri ilahlarının ardından gözyaşlarıyla pişmanlıkları birleşmişti. Arjantin'de ve Napoli'de aynı şeyi duyuyoruz. Maradona bize en büyük mutluluklar, en büyük anlar verdi. Kalkıstik olarak değil. Arjantin'de ve Napoli'de aynı şeyi duyuyoruz.

Merhaba, ben Ali Yağız Baltacı. Bilgisayar'ın bu bölümünde Maradona'nın 1990 Dünya Kupası yarı finalinde ev sahibi İtalya ile oynadığı maçı ve maç sonrasında İtalya'dan ayrılmasına yol açan süreci derledik. Hazırsanız başlayalım.

Britanyalı yazar Simon Cooper'in, ''Futbol asla sadece futbol değildir'' görüşünü kullanabilecek yüzlerce örneğe denk gelebilirsiniz. Bu örneklerin pek azı 1990 Dünya Kupası'nda Napoli'de yaşanan olağanüstülükle boyun düşebilir.

Bir şehrin bir futbolcu ile bütünleştiği, o şehirdeki insanların, o futbolcunun karakterini kendi öz benliği ile birleştirdiği bir hikayenin sesi olmaya çalışacağım sizlere.

Sosyal, sınıfsal, dini, politik, kültürel ayrışmaların spor takımı taraftarları ve rekabetleri üstündeki etkisi kanıtlanmış bir gerçek. 1990 Dünya Kupası'nda oynanan İtalya-Arjantin maçında yaşananlar ise tüm ayrışmaların zirvesinde bir isyanı temsil ediyor.

Bir şehrin, bir futbol takımı ve o takımdaki bir oyuncu üzerinden kendini ifade etme haykırışını örneklendiriyor. İtalya öyle bir ülke ki, Rönesansın, aydınlanmanın, modanın, sanatın, tarihin, romantizmin, şıklığın ve gösterişin merkezi olduğu gibi aynı zamanda mafyanın,

Sokak cinayetlerinin, yoksul gettoların, çaresiz göçmenlerin, tekinsiz mahallelerin de merkezi. Ülkelerin çok büyük kısmında, halkın arasında sosyal, kültürel, sınıfsal farklar vardır. Ancak çok az ülkede bu farklar bu kadar büyük bir uçurum oluşturup, karşılıklı nefret bu denli körüklenmektedir.

Evet, tahmin edeceğiniz üzere Kuzey-Güney İtalya ayrımından bahsediyoruz. Kuzeyde Milano, Torino, Venedik gibi İtalyanların gurur duyduğu medeniyet merkezi şehirleri, güneyde ise Napoli, Palermo, Katanya gibi karanlığıyla nam salmış şehirler. Aralarında etnik ve dini farklar olmamasına, aynı ulusun mensubu olmalarına rağmen

birbirlerinden çok farklı sosyal sınıfları temsil ediyor Kuzey ve Güney İtalya'da yaşayanlar. Avrupa'nın en elit, en lüks, en modern görünümlü şehirleri ile Avrupa'dan ziyade Doğu Akdeniz gettolarını andıran mafya ve çetelerin hüküm sürdüğü şehirler arasında yalnızca birkaç yüz kilometre olsa da dünyanın iki ayrı ucuymuşçasına farklara sahipler. Zengin ve kibirli Kuzey'in

hep ezilmesi gereken bir böcek gibi baktığı, adeta ayrı bir ülke olarak gördüğü Güneyliler için kendilerini ifade etmenin yolu genellikle futboldu. Palermo-Napoli gibi takımların tutkulu taraftarları kendilerini hor gören Kuzeylilere karşı tüm hınçlarını, öfkelerini yeşil sahalarda çıkarttı.

Güney İtalya'nın sembol şehirlerinden olan Napoli için futbol, ülkenin kuzeyine karşı sergilenen bir şahsiyet gösterisidir. Napoli'de 1984-1991 yılları arasında forma giyen Arjantinli efsane futbolcu Diego Armando Maradona ise şehir için sembolden de öte bir efsanedir desek yine de karşılaman yetmez. Ölümünden sonra Napoli'nin stadına ismi verilecek

Şehrin her sokağına sızmış bir kimlikti Maradona.

Maradona, 1984 yılında geldiği bu ötekileştirilmiş şehirde, 1991 yılına kadar görülmemiş, filmlere konu olacak bir işe imza attı. İki lig şampiyonluğu, bir UEFA kupası, bir İtalya kupası ve bir de İtalya Süper Kupası kazandırdı. O artık, Varos şehrinin efsanesi, Arjantinli Mesih olarak nam saldı.

Tüm Napolililerin öz evladı gibi sevdiği Maradona'nın kaderinde 1990 Dünya Kupası'nda Arjantin formasıyla Napoli'ye gelmekte vardı. Bir insanın evi doğduğu mu yoksa doyduğu yer midir Maradona bunu yaşayarak öğrenecekti.

Güçlü Arjantin 4 sene önce Meksika'da unutulmaz bir zafere ulaşmıştı. Maradona'nın yıldızlaştığı 1986 Dünya Kupası'nı Buenos Aires'e götürmeyi başaran tangocuların özellikle İngiltere'yi yendikleri maç, tarihin en unutulmaz maçlarından birisi olarak kayıtlara geçmişti. Maradona'nın

yıldızlaştığı İngiltere kalesine iki gol birden yollayan

1986 Dünya Kupası'nı Buenos Aires'e götürmeyi başaran tangocuların özellikle İngiltere'yi yendikleri maç, tarihin en unutulmaz maçlarından birisi olarak kayıtlara geçmişti. Maradona'nın eliyle attığı ilk gol için benim değil Tanrı'nın eliydi ifadelerini kullanması, bu golden dakikalar sonra ise bütün İngiltere savunmasını çılımlayarak Dünya Kupaları tarihinin en güzel gollerinden birisini atması bu kupaya damga vurulmuştu. Maradona İngiltere'ye attığı golleri Falkland Savaşı sırasında İngiliz bombardımanı ile ölen Arjantinli çocuklara ithaf etti.

Tüm dünyada büyük bir ikon olan Diego Armando Maradona, 4 sene sonra 1990 Dünya Kupası için İtalya'ya geldi. 3 Temmuz 1990'da Dünya Kupası yarı final maçı Napoli'de oynanacaktı. Kozlarını paylaşacak iki ülke ise ev sahibi İtalya ile Maradonalı Arjantin'de.

Kendi evlerinde düzenlenen turnuvayı kazanmak, Kupa'nın çizmede kalmasını sağlamak isteyen İtalyanların, güçlü Arjantin karşısındaki en büyük kozu, ev sahibi avantajının getirdiği taraftar desteğiydi. Ancak hesaba katmadıkları bir şey vardı. Maç Napol'deydi. Bu şehir Maradona'yı taparcasına seven insanların diyarıydı. Şehrin her sokağında onun silüetleri, resimleri, ikonları vardı.

Napolililer Maradona'yı bir rakip olarak görebilecek miydi? Şehrin kendisine olan zaafını iyi bilen Maradona ise maçtan bir gece önce kameraların karşısına geçti. Unutulmayacak o sözlerle Napolililere seslendi.

Yarın o statta hangi bayrağı sallayacağınız umurumda değil. Sadece tek bir şey bilmenizi istiyorum. Siz kendi vatanınızda 365 gün bir yabancı gibisiniz. Ancak ben 365 gün gerçek bir Napolilliyim.

Maradona'nın bu çıkışı kuşkusuz çok çarpıcıydı. Doğduklarından beri kendi ülkelerinde ikinci sınıf vatandaş olarak görülen şiveleri, kültürleri, yaşamları ile sürekli alay edilen güneylilerin kalbine dokunmuştu Diego.

Herkes heyecanla maç saatini beklemeye başlamıştı. Bekleyen an geldiğinde San Paolo tribünleri tıklım tıklım doluydu. Ancak Napoli Ultras grubunun yer aldığı kale arkası tribününde bir tuhaflık göze çarpıyordu. Napolilerin sırtlarında İtalya değil 10 numaralı yıldızlarının forması vardı.

Maç boyunca Maradona'yı destekleyen Napoli Ultras grubu Arjantinli mesihlerine ihanet etmek yerine ülkelerine, dışlandıkları topraklara karşı durmayı tercih etti. Maç da normal süre bir bir sona erdi. İtalya'dan Roberto Donadoni'nin kaçırdığı penaltı kazanan tarafı belirlemiş, Maradona da üstüne düşeni yaparak penaltı atışından golü bulmuştu.

İtalya milli takımının kaptanı Paolo Maldini maç sonrası, bu maç Napoli dışında bir yerde oynansa kazanan taraf biz olurduk açıklamasını yaparak Napoli şehrini ve Maradona'yı ateşe atmıştı. Ancak Maradona'nın finale kadar bu sorun umurunda değildi. Çünkü Napoli de evinde kazanmıştı. Maç sonrası stadta zafer turu atan Arjantin'li efsanenin bir elinde Arjantin, diğer elinde Napoli bayrağı vardı.

Maçı BBC için yorumlayan İngiliz gazeteci ise akıllara kazınan cümleyi o anda söyledi. The God and His City. Yani Tanrı ve Şehri.

Ama hikaye maalesef burada bitmiyordu. Maldini'nin sözleri Maradona'nın İtalya'daki huzurunu kaçıracaktı. Final günü geldiğinde Roma'da Batı Almanya'ya karşı sahaya çıkan Arjantin'in milli marşı küfürler ve ıslıklarla yuhalanmış, maç boyu Maradona'ya galiz küfürler edilmişti.

Kupası bittikten sonra İtalyan gazeteleri İtalya'da en çok nefret edilen insanlar adında bir anket yaptırıyor ve Diego Maradona Adolf Hitler ile Benito Mussolini'den daha büyük bir nefret objesi olarak çıkıyordu. Dünya Kupası sonrasında Napoli'de de işler istediği gibi gitmedi. Sakatlıklar yaşıyor ve disiplinsiz tavırlarıyla antrenmanlara katılmamaya devam ediyordu.

Bir yandan da şehrin dengesini elinde tutan Napoli mafyası Gomorrah ondan alacağını almış, bir kenara fırlatmıştı.

Sezon bittiğinde ise on binlerce insan tarafından karşılanarak geldiği, bir ilaha dönüştüğü Napoli ve İtalya'dan yanında tek bir insan dahi olmadan ayrılıyordu. Tanrısı olduğu şehir onu çarmıha gelmişti. Ancak tesadüfe bakın ki yıllar sonra çarmıha geldikleri ilahlarının ardından gözyaşlarıyla pişmanlıkları birleşmişti.

Arjantin'de ve Napoli'de aynı şeyi duyuyoruz. Maradona bize en büyük mutluluklar, en büyük anlar verdi. Kalkıstik olarak değil. Arjantin'de

Bilgisel'de bu hafta, son yılların en popüler siyasetçilerinden Ekrem İmamoğlu'nun politik kariyerindeki kırılma anlarına odaklanacağız. Onun, Türk Ocağı Limasol kalesinden İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı'na uzanan hikayesine tanıklık edeceğiz. Hazırsanız, başlayalım.











Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!


----- Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Bilgisel'de bu hafta, son yılların en popüler siyasetçilerinden Ekrem İmamoğlu'nun politik kariyerindeki kırılma anlarına odaklanacağız. Onun, Türk Ocağı Limasol kalesinden İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı'na uzanan hikayesine tanıklık edeceğiz. Hazırsanız, başlayalım.

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir.  getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol. Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. Bonus Platinum Dinamik'le tanışın!Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi!
See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

22: Kalecilikten Politikaya : Ekrem İmamoğlu'nun Siyasi Yaşamı I Tekrar Dosyası

Bilgisel’in yeni bölümünde tüm özellikleriyle dünyanın en özel şehirlerinden olan İstanbul’un siyasi ve kültürel çerçevede 100 yıllık yolculuğunu derledik. Seçim öncesi İstanbul’un yerel dinamiklerini inceledik. Hazırsanız başlayalım.



Bölüm içerisinde referansta bulunduğumuz 31. Bölüm ektedir.

Kalecilikten Politikaya: Ekrem İmamoğlu'nun Siyasi Yaşamı

https://open.spotify.com/episode/61lwVwEsKVgaH5Pic2cReU?si=46d8771418764f09







Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Bilgisel’in yeni bölümünde tüm özellikleriyle dünyanın en özel şehirlerinden olan İstanbul’un siyasi ve kültürel çerçevede 100 yıllık yolculuğunu derledik. Seçim öncesi İstanbul’un yerel dinamiklerini inceledik. Hazırsanız başlayalım.

Bölüm içerisinde referansta bulunduğumuz 31. Bölüm ektedir.
Kalecilikten Politikaya: Ekrem İmamoğlu'nun Siyasi Yaşamı
https://open.spotify.com/episode/61lwVwEsKVgaH5Pic2cReU?si=46d8771418764f09

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir.  getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol. Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. Bonus Platinum Dinamik'le tanışın!Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi!
See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

21: Dünyanın Başkenti: İstanbul'un 100 Yılı

18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi'nin 109. yılında olağanüstü bir savaş hikayesiyle huzurlarınızdayız. Aynı asker, aynı savaşta, iki düşman ülkede birden kahraman olabilir mi? Alistair John Taylor mı yoksa Gazi Ali Can Çavuş mu? Tüyler ürpertici bu hikayeye hazırsanız başlayalım.





Oyuncular:

Beyaz Hala: Yasemin Yeşilgöz

Mustafa Kemal Paşa: Metin Bozkurt

Victoria Taylor: Dila Zeynep Dereli

Alistair John Taylor: Kadir Can Değer

Rehber: Gökbey Karataş

Türk Askeri: Zafer Peker

Köylü: Batuhan Kösegil









Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi'nin 109. yılında olağanüstü bir savaş hikayesiyle huzurlarınızdayız. Aynı asker, aynı savaşta, iki düşman ülkede birden kahraman olabilir mi? Alistair John Taylor mı yoksa Gazi Ali Can Çavuş mu? Tüyler ürpertici bu hikayeye hazırsanız başlayalım.


Oyuncular:
Beyaz Hala: Yasemin Yeşilgöz
Mustafa Kemal Paşa: Metin Bozkurt
Victoria Taylor: Dila Zeynep Dereli
Alistair John Taylor: Kadir Can Değer
Rehber: Gökbey Karataş
Türk Askeri: Zafer Peker
Köylü: Batuhan Kösegil

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir.  getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol. Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. Bonus Platinum Dinamik'le tanışın!Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi!
See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

20: Bir Çanakkale Öyküsü - İki Ulusun Kahramanı Ali Can Çavuş

Küçük bir Osmanlı şehrinden, mazlum bir halkın direniş karargahına, ardından Devrim’in ve Cumhuriyet’in başkentliğine uzanan yolculuk. Bilgisel’in yeni bölümünde Ankara’nın yakın tarihinde bir gezintiye çıkıp şehrin siyasi ve kültürel dokularını inceledik. Hazırsanız başlayalım.









Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Küçük bir Osmanlı şehrinden, mazlum bir halkın direniş karargahına, ardından Devrim’in ve Cumhuriyet’in başkentliğine uzanan yolculuk. Bilgisel’in yeni bölümünde Ankara’nın yakın tarihinde bir gezintiye çıkıp şehrin siyasi ve kültürel dokularını inceledik. Hazırsanız başlayalım.

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir.  getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol. Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. Bonus Platinum Dinamik'le tanışın!Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi!
See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

19: Cumhuriyetin Şehri - Ankara'nın 100 Yılı

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Bilgisel’in özel bölümüyle huzurlarınızdayız. Türkiye’de kadınların seçme ve seçilme hakkı kazanması için daha cumhuriyet kurulmadan önce mücadele etmeye başlayan Nezihe Muhiddin’in ve Türkiye Kadınlar Birliği’nin öyküsünü çok seveceksiniz. Hazırsanız başlayalım.

Oyuncular:

Nezihe Muhiddin: Gülşah Dim

Mustafa Kemal Atatürk: Metin Bozkurt









Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Bilgisel’in özel bölümüyle huzurlarınızdayız. Türkiye’de kadınların seçme ve seçilme hakkı kazanması için daha cumhuriyet kurulmadan önce mücadele etmeye başlayan Nezihe Muhiddin’in ve Türkiye Kadınlar Birliği’nin öyküsünü çok seveceksiniz. Hazırsanız başlayalım.
Oyuncular:
Nezihe Muhiddin: Gülşah Dim
Mustafa Kemal Atatürk: Metin Bozkurt

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir.  getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol. Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. Bonus Platinum Dinamik'le tanışın!Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi!
See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

18: Kadının Fendi: Nezihe Muhiddin ve Kadınlar Halk Fırkası

Bilgisel’in yeni bölümünde Yerel Seçimlere kısa bir zaman kala şehirlerimizi mercek altına alıyoruz. Ege’nin incisi İzmir’in 100 yıllık macerası; siyasi yapısı, yerel dinamikleri ve belediyecilik tarihiyle huzurlarınızdayız. Keyifli dinlemeler.

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

17: Ege'nin İncisi - İzmir'in 100 Yılı

Bilgisel’in yeni bölümünde Türk sinemasının en kült yapımlarından olan Vizontele’nin kahkahaların arkasına gizlediği sosyo-politik saptamalarını sizler için derledik. Hazırsanız başlayalım.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

16: Kahkahalar Arkasına Gizlenmiş Bir Melodram - Vizontele

Bilgisel’in yeni bölümünde yıkılan Yugoslavya’nın enkazından futbol topuna sarılarak çıkan, Bosna Hersek tarihinin en büyük futbolcusu Edin Dzeko’nun öyküsüyle huzurlarınızdayız. Keyifli dinlemeler.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

15: Savaş ve Yıkımın Ortasından Zirveye - Edin Dzeko

Bilgisel'in yeni bölümünde koskoca bir devletin, bir hayvan türüne karşı açtığı savaşa tanık olacaksınız. Avustralya Ordusu'nun Emu Kuşları'na karşı verdiği mücadelenin hikayesi ile huzurlarınızdayız. Hazırsanız başlayalım.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

14: Tarihin En Enteresan Savaşı - Avustralya, Emu Kuşlarına Karşı

Bilgisel’in yeni bölümünde, büyük deprem felaketinin birinci yılında, kaybettiğimiz canlarımızı anarken, enkaz altında yaşamını yitiren Hataysporlu Christian Aysu’nun yüreklere dokunan hikayesiyle huzurlarınızdayız. Hazırsanız, başlayalım.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

13: Bir Son Saniye Golünün Öyküsü - Christian Atsu

Bilgisel'de bu hafta Novak Djokovic'in tartışmalar ve zorluklarla dolu kariyer, hayat yolculuğunu ele aldık. Hazırsanız başlayalım!

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

10: Novak Djokovic'in Zorluklarla Bezeli Kariyeri

Türkiye tarihinde iz bıraksa da geçen zamanda unutulmaya yüz tutan siyasi ve kültürel olaylara sesli bir kapı açıyoruz. Podbee Media yapımı Bilgisel ile hem yakın zaman Türkiye tarihine, hem de toplumsal olayların perde arkasını aralıyoruz.

Bilgisel

Bilgisel'in bu bölümünde sizler için 7 Haziran 2015 seçimlerinde HDP'nin meclise girmesinin ardından siyasette yaşananları ve bunun yansıması olan kanlı günlerin bir delemesini yaptık.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

Podcast'e Soru Sor

Kaydet - Dinle - Gönder

Bildirimler

Bilgisel

Her hafta eklenen yeni bölümleri kaçırma!