Arda Turan'ın Bayrampaşa'da başlayan kariyeri bir peri masalı gibi Barcelona'ya uzanmıştı. Ancak bu masal Barcelona'dan sonra serbest düşüşle birleşen bir hayal kırıklığı oldu. Gelin bu süreci birlikte hatırlayalım...


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

6: Arda Turan'ın Zirveden Hayal Kırıklığına Dönen Kariyeri

Merhaba ben Ali Yağız Baltacı. Bilgisayarda bu hafta Arda Turan'ın İspanya'da zirveye çıkan kariyerinin nasıl bir hayal kırıklığına dönüştüğünü anlatacağız. Arda Turan! Arda Turan! Futbol, genç insanların ihtişamlı yükselişlerine ve görkemli kayboluşlarına tanıklık ettiğimiz bir hayat simülasyonudur. Bazı öyküler ise şöhretle çuvallayan bir genç yeteneğin serbest düşüşünü anlatırken koskocaman bir ülkenin zaaflarını da tarih huzurunda gösterir. 2005-2006'da tarihinin en değerli şampiyonluklarından birini kazanan Galatasaray, aslında o sezon en az bu şampiyonluk kadar değerli bir hazineyi daha kazanmıştı. Sezon başında Manisa Spor'a kiralık gönderilen 19 yaşındaki Arda Turan, Ege temsilcisinde 15 maçta 2 gol, 3 asist yaparak son derece başarılı bir performans sergilemiş ve yuvasına hazır bir şekilde dönmüştü. Galatasaray'ın Belçikalı teknik direktörü Eric Gerecht de tırnak içinde bu koca kafalı, güleç yüzlü, bozuk diksiyonlu, sevimli çocuğu 2006 yazında Avusturya kampına götürmeye karar verdi. Arda Turan yeni sezonda çocukluk hayali olan Galatasaray forması giyecekti. Gerecht'in öngörüsü bir kehanet değildi. Arda'nın üstün yeteneklerini fark etmemek imkansızdı. Bu genç çocuk futbol topuyla adeta dans ediyor, iki ayağını birden kullanıyor, müthiş bir sağ görüşüyle en zor işleri çok kolay gösteriyordu. Arda'nın yeteneklerinden tüm Türkiye'nin nasiplenmesi için çok beklemeyecektik. 2006 yazında Şampiyonlar Ligi elemesinde Milada Boleslav Kalesi'ne attığı goller müthiş bir geleceğe müjdeliyordu. Mükemmel yol geliyor! Arda Arda! Genç Arda! Kendisinin ikinci takımının dördüncü golünü atıyor sevgili izleyiciler! Arda yine o yaz Ay Yıldızlı formayla da genç yaşta tanışıyordu. Euro 2008'e katılmaya hak kazanan Türk Milli Takımı'nın genç yıldızı olarak İsviçre ve Avusturya'da düzenlenen şampiyonunda forma giydi. İsviçre maçında son saniyede gelen golü hem Türkiye'ye maçı kazandırdı hem de Çeyrek Fener'in kapısına aradı. Arda! Arda! Gol! Gol! Gol! Gol! Türkiye'nin yarı finale kadar yükselerek büyük başarı gösterdiği Euro 2008 sonrası Arda, o yaz Dinamo Zagreb'den Tottenham'a transfer olan Hrvat Luka Modric ile turnuvanın büyük gelecek vaat eden iki genç oyuncusundan biri olarak gösterildi. Avrupalı çoğu spor otoritesine göre Arda, aynı yaşta olduğu Modric'ten daha yetenekliydi ve dünyanın sayılı yıldızlarından olmaya adaydı. Arda yetenekliydi, sevimliydi, güleçti ve en önemlisi çok mutluydu. Belki de kariyerinde yaptığı ilk büyük hatayı da o günlerde yaptı. Euro 2008 sonrası Avrupa'nın tüm devleri kendisini istemesine rağmen yeni sezona Galatasaray'da başladı. O dönemde Arda'nın hayatında bir güzel gelişme daha yaşanıyordu. Genç yıldız, kamuoyunun yakından tanıdığı oyuncu Sinem Kobal ile birliktelik yaşamaya başladı. Bir anda Türkiye'nin en çok konuşulan çifti haline geldiler. Her iki isim de 20 yaşlarının henüz başlarındaydı. 2008-2009 ve 2009-2010 sezonları Galatasaray için hiç iyi gitmedi. Takım ile birlikte Arda da beklentileri karşılamıyor, başarı gelmedikçe eleştiriler artıyor, eleştiriler arttıkça da Arda hırçınlaşıyordu. Eleştirilerin ve Arda'nın hırçınlığının zirve yaptığı o günlerde yaşanan sinema kapatma olayı Galatasaray Tribülleri tarafından hiç hoş karşılanmadı. O dönemki sevgilisi Sinem Kobal için sinema kapatan Arda, Galatasaray Tribüllerinin hedefi haline geldi. Artık 19 yaşında Manisa'dan Florya'ya taze dönmüş genç yetenek değil, Türkiye'nin en şöhretli futbolcularından biriydi. Alissamian'de gerçekleşen ve topun değil yumrukların konuştuğu bir derbiden sonra Arda Turan şu açıklamayı yapıyor ve geleceğine dair fragman gösteriyordu. Artık yani herkes biraz objektif baksın. Biz yani kimseden korktuğumuz, kimseden çekindiğimiz yok. Dışarıda da, içeride de. Herkes bunu bilsin yani. Galatasaray futbolcusu kimseden çekinmez. İki buçuk senedir Lugano'ya kimse sesini çıkartmıyor. Yine bugün ortalığı karıştıran o, Emre Aşık'a kafa atan adam o. Birazcık da onları görün, onları yazın. Hiç yakışmıyor. Biz dışarıda neysek, içeride de oyuz. Biz yine saygıda kusur etmeyiz ama herkes haddini bilerek konuşacak yani. Teşekkür ederiz. Gelgelerim, Arda'nın yaşadığı bir sakatlığa dair futbol yorumcusu Erman Toroğlu'nun yaptığı yorum bir anda Türkiye'nin gündemine oturdu. Arda'nın doktoru ne demiş biliyor musun? Neden bu sakatlığın olduğunu. Fazla teksten dolayı olmuş dedi. Kim diyor bu? Doktoru. Bu ameliyat yapan Uluçay? Aynen. Şaşırıyorsun hocam. Ben nedir onu? Yok yok yok. Hayır hayır. Arda'nın yaşadığı sakatlığın fazla seks yapmaktan kaynaklanabileceğini söyleyen Toroğlu'nun bu edepsiz sözlerini çok daha büyük bir edepsizlikle taşlandıran Posta gazetesi oldu. Posta, Toroğlu'nun ifadelerini Arda ve Sinem'in fotoğrafları eşliğinde yayınladı. Galatasaray kötü bir yıl geçiriyordu. Arda formsuzdu. Üstelik sakattı. Ancak bunların hiçbirisi kamuoyunun yakından tanıdığı 23 yaşındaki iki genç insanın mahrumiyetlerine tecavüz edilmesini haklı çıkartamazdı. Ve Arda da sonunda patladı. Bazıları televizyon programlarında çok ahlaksızca şeyler söylüyorlar. Şerefsizce şeyler söylüyorlar. Utanmadan bazı gazetelerimizle, bazı gazetelerimizle o ayşetlerine taşıyorlar. Benim kız arkadaşımla o fotoğrafı koyup, o yorumun üstüne ekleyip, utanmadan ahlaksızca şerefsizlik diye koyuyorlar. Tabii aslında ahlaksızlığa, şerefsizliğe söylenecek pek bir laf yok bu ülkede. Artık zaten bunlar yürümüşler, gitmişler. Hani biz sürekli susmak zorunda olduğumuz için, halkın göz önünde, önünde olduğumuz insanlar için bunlara karşı bir şey yapamayacağımızı sanıyorlar. Ama artık bazı şeyler çok fazla ilerledi. Bir yerlerde dur demeleri lazım. Bu Arda'nın medyayla ilk kavgasıydı ve son olmayacaktı. Yapılan haberlerin bel altı yorumların hoyratlığı, spor basını kadar magazin basınının da ilgi gösterdiği ilişki de kaçınılmaz bir şekilde yıpranmaya başlamıştı. Arda ve Sinem o günlerde iki defa ayrılığın eşiğine gelse de birlikteliklerini sürdürmeyi başardılar. Arda Turan aslında 3 sene önce vermesi gereken kararı 2011 yazında verdi. Kesin olarak Türkiye'yi terk etmek istediğini söyledi. Bunun üzerine Galatasaray'da Atletico Madrid'den Arda için gelen 12 milyon euroluk teklifi kabul etti. Madrid'in kırmızı-beyaz yakasına transfer olup kariyerinde yeni bir sayfa açan Arda, Türkiye'deki medya baskısından sıyrılıp işine konsantre oldu. 2012 yılına gelindiğinde ise İstanbul'da uzun süredir birlikte olduğu Sinem Kobal'la nişanlandı. Arda ile Sinem'in bir masal gibi başlayan ilişkileri nişanlanmalarından kısa bir süre sonra sona erdi. Sancılı yılların ardından gelen nişan, Umula'nın tam aksine evliliğin değil, bir daha birleşmemek üzere ayrılığın habercisi oldu. Arda saçlarını kesti. Sakal bırakmaya o günlerde başladı. Sadece imajı değil, davranışları da değişti. Artık daha yukarıdan konuşuyor, daha farklı yürüyor, daha farklı bakıyordu. İspanya'ya ilk gittiği günlerdeki sempatikliğinin yerinde hırçınlık almaya başladı. Tüm bunlara rağmen Atletico Madrid'de çok başarılı bir kariyer geçirdi. Daha önce hiçbir Türk futbolcusunun ulaşamadığı büyük başarılar yaşadı. La Liga'yı, Süper Kupa'yı kazandı. Şampiyonlar Ligi yarı finalinde Chelsea'ye deplasmanda gol attı. Final gururu yaşadı. Orada kafayı vurdu direkt bir de orada! Gol! Gol! Gol! Çocuğumuz attı golü bu sefer! Finale yürüyor finale! Yakışır sana! Arjantinli teknik adam Simeone'nin sisteminde kendine yer bulan, Atletico'nun bir makine gibi işleyen çarkının önemli parçalarından olan Arda'ya teknikler yağmaya başladı. Avrupa basını, ismini Chelsea, Manchester United, Paris Saint-Germain, Barcelona gibi devlerle anıyordu. Turan, 11 Temmuz 2015 tarihinde Barcelona ile 5 yıllık mukavele imzaladı. Bonservisine 41 milyon euro ödenen Arda, Barcelona tarihinin en pahalı 4. futbolcusu oldu. Bayrampaşa'da başlayan yolculuğu Camp Nou'ya uzanmıştı. Arda'nın geldiği bu doruk noktası inişinin de başladığı yer oldu. Zamanla kadroda yer bulmakla zorlanılan, güçlü Barcelona'da tutunamayan Arda'nın yaşam tarzı ve hareketleri bardağı taşırıyordu. Futbolundaki düşüş arttıkça futbol dışında gündeme geldi. 16 Nisan 2017'de Türkiye'de gerçekleşen başkanlık referandumunda Evet kampanyasına dahil oldu. Sonra ise işin teknik boyutunu bilmiyorum diyerek toparlamaya çalıştı ancak daha fazla çamurun içine battı. Dadıman hocam çağrını aldım. Güçlü bir Türkiye için ben de varım. Burak Yılmaz sen de var mısın kardeşim? Tek yapması gereken işine konsantre olup Barcelona'da kadroya girmeye çalışmak olan Arda, bunu yapamadığı gibi futbol dışı çıkışlarıyla da oluşturduğu olumlu intibaları hem Türkiye'de hem de İspanya'da tüketti. Atlético'dan Barcelona'ya gidişi ve Barcelona'da kadroya tutunamamasına dair Candaş Tolga Işık ile Şimdi Konuştum programında gelen soruya şu yanıtı veriyordu. karşı koyabileceğim bir karar olduğunu düşünmüyorum. bugün doğrusunun yanlışına oturup konuşabiliriz. yüzde yüz haklısın. ama karşı koyabileceğimiz bir karar değildi. barsiyonla sen istersen gidersin candaş abi. hele ki o dönemin barsiyonunuz. yalan söylemeye gerek yok. ancak asıl olay 2017 yılının haziranında yaşandı. Milli takım uçağında milliyet yazarı Bilal Meşe'ye saldıran Arda, Meşe'nin Euro 2016 sırasında yalan söylediğini iddia ediyordu. Söyle Bilal Meşe, biz kimden para istemişiz? Konuş ulan konuş! Sözleriyle babası yaşındaki gazetecinin boğazına sarılan Arda zor sakinleştirilmişti. Züccaciğe giren fil misali etrafındaki her şeyi kırıp döküyordu. Gazeteci dövmek ise kalan son kredilerini de bitirdi. Arda'nın olayı açıkladığı basın toplantısını protesto eden muhabirler Arda'yı dinlemeden toplantıyı terk etti. Yaşananlardan Barcelona kulübü de rahatsız oldu. Arda'yı göndermenin yollarını aramaya başladı. Gel gelelim aylardır kadroya giremeyen yıldız oyuncu eski formundan çok uzaktı ve kendisine kulüp bulmakta zorlanıyordu. Arda sadece 30 yaşında futbolu bırakma noktasına geldi. Sadece 3 sene önce Atletico Madrid ile başarıdan başarıya koşan, Barcelona'nın 40 milyon euro ödediği oyuncu çok kısa bir zamanda hem saha içinde hem saha dışında kendini yiyip bitiriverdi. Bu hazin savruluşa müdahale eden kişi ise Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan oldu. Arda'nın Barcelona'da kadroya giremediği, kendisine kulüp bulmakta zorlandığı günlerde devreye giren Erdoğan, Başakşehir Spor Kulübü'nün Arda'yı transfer etmesini sağladı. Bu Arda için yeni bir şans demekti. Kim bilir Erdoğan belki de Arda'nın kariyerinin zirvesinde olduğu günlerde kendisine verdiği referandum desteğinden dolayı vefa göstermek istemişti. Nitekim Arda'nın serbest düşüşü de aslında bu yersiz, anlamsız, evet desteğiyle başlamıştı. Erdoğan, Arda'yı Başakşehir'e getirmekle kalmadı, Aslıhan Doğan ile evlenen Arda'nın nikah şahitliğinde üstlendi. Barcelona'da kariyeri bitme noktasına gelen oyuncu için İstanbul'da ikinci bahar başladı. Ancak Arda akıllanmak bilmeyecekti. Bu sefer de Emirgan'daki eğlence mekanında şarkıcı Berkay Şahin'in eşi Özlem Şahin'i taciz etmekle suçlandı. Çıkan kavgada Berkay Şahin'e kafa atan Arda, devamında Şahin'in bulunduğu hastaneye de silahla basarak tartışmayı sürdürdü. Arda Turan önce şarkıcı Berkay'a kafa attı, sonra silahla gittiği hastanede mermiyi namluya sürdü. O silah ateş aldı. Arda ise ifadesinde yanlışlıkla ateş aldığını söyledi. Taciz suçlamasının aklı olsa da yaşanan süreç Arda'yı daha çok yıprattı. 10 sene önce kıyaslandığı, hatta daha yetenekli görüldüğü Luka Modric, o sene ülkesi Hırvatistan'ı dünya ikinciliğine taşımıştı. Arda ise ülkesinin gazetelerinde yerden yere vuruluyordu. Başakşehir macerası da Arda'nın kendini toparlamasına yetmedi. En son olarak alt yapısında yetiştiği ve bir yıldız olarak Madrid'e gittiği Galatasaray'a geri döndü. Ancak Galatasaray'da da bir türlü form tutmayı başaramadı. Fazla kilolarından kurtulamadı. Bayrampaşa'da başlayan, Florya'da rüyaya dönüşen, Madrid ve Barselona'da zirveye çıkan yolculuğu, gitmeyi tercih ettiği Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ya da ABD'den bir teklif gelmezse hazin bir şekilde sona ermek üzere. Türk futbolunun son 100 yılda çıkardığı en yetenekli isimlerden birinin kariyeri, yanlış yaşam, toyluk, sorumsuz yöneticiler ve küstah yorumcuların iş birliğiyle hazin bir öykü olarak tarihteki yerini aldı. Galiba biraz agresifliğim var. Yani aslında basında göründüğü kadar agresif değilim ama biraz agresifliğim var. Yani bunları düzeltmek için işte davranış bilimi hocasına da gidiyorum. Sağ olsun Emre Hoca'ya gidiyorum. Yani fikir danışıyorum. Daha iyiye gittiğimi düşünüyorum. Ama tabii o kadar çok şeyle muhatap oluyoruz ki, o kadar çok müdahale, o kadar çok olmayan şey karşımıza geliyor ki izah, izah, izah, izah. En sonunda bir yerde de patlıyorsun. Yani konu bu ama Yani burada bu soruda %50 ile 50 biraz benim de hatalarım var ama %50'lik kısmı da karşıya topa atalım biraz. Adalette olsun.

Merhaba ben Ali Yağız Baltacı. Bilgisayarda bu hafta Arda Turan'ın İspanya'da zirveye çıkan kariyerinin nasıl bir hayal kırıklığına dönüştüğünü anlatacağız.

Futbol, genç insanların ihtişamlı yükselişlerine ve görkemli kayboluşlarına tanıklık ettiğimiz bir hayat simülasyonudur. Bazı öyküler ise şöhretle çuvallayan bir genç yeteneğin serbest düşüşünü anlatırken koskocaman bir ülkenin zaaflarını da tarih huzurunda gösterir.

2005-2006'da tarihinin en değerli şampiyonluklarından birini kazanan Galatasaray, aslında o sezon en az bu şampiyonluk kadar değerli bir hazineyi daha kazanmıştı. Sezon başında Manisa Spor'a kiralık gönderilen 19 yaşındaki Arda Turan, Ege temsilcisinde 15 maçta 2 gol, 3 asist yaparak son derece başarılı bir performans sergilemiş ve yuvasına hazır bir şekilde dönmüştü. Galatasaray'ın Belçikalı teknik direktörü Eric Gerecht de tırnak içinde bu koca kafalı, güleç yüzlü, bozuk diksiyonlu, sevimli çocuğu 2006 yazında Avusturya kampına götürmeye karar verdi. Arda Turan yeni sezonda çocukluk hayali olan Galatasaray forması giyecekti. Gerecht'in öngörüsü bir kehanet değildi. Arda'nın üstün yeteneklerini fark etmemek imkansızdı.

Bu genç çocuk futbol topuyla adeta dans ediyor, iki ayağını birden kullanıyor, müthiş bir sağ görüşüyle en zor işleri çok kolay gösteriyordu. Arda'nın yeteneklerinden tüm Türkiye'nin nasiplenmesi için çok beklemeyecektik. 2006 yazında Şampiyonlar Ligi elemesinde Milada Boleslav Kalesi'ne attığı goller müthiş bir geleceğe müjdeliyordu. Mükemmel yol geliyor! Arda Arda! Genç Arda! Kendisinin ikinci takımının dördüncü golünü atıyor sevgili izleyiciler!

Arda yine o yaz Ay Yıldızlı formayla da genç yaşta tanışıyordu. Euro 2008'e katılmaya hak kazanan Türk Milli Takımı'nın genç yıldızı olarak İsviçre ve Avusturya'da düzenlenen şampiyonunda forma giydi. İsviçre maçında son saniyede gelen golü hem Türkiye'ye maçı kazandırdı hem de Çeyrek Fener'in kapısına aradı. Arda! Arda! Gol! Gol! Gol! Gol!

yarı finale kadar yükselerek büyük başarı gösterdiği Euro 2008 sonrası Arda, o yaz Dinamo Zagreb'den Tottenham'a transfer olan Hrvat Luka Modric ile turnuvanın büyük gelecek vaat eden iki genç oyuncusundan biri olarak gösterildi.

Avrupalı çoğu spor otoritesine göre Arda, aynı yaşta olduğu Modric'ten daha yetenekliydi ve dünyanın sayılı yıldızlarından olmaya adaydı. Arda yetenekliydi, sevimliydi, güleçti ve en önemlisi çok mutluydu. Belki de kariyerinde yaptığı ilk büyük hatayı da o günlerde yaptı.

Euro 2008 sonrası Avrupa'nın tüm devleri kendisini istemesine rağmen yeni sezona Galatasaray'da başladı. O dönemde Arda'nın hayatında bir güzel gelişme daha yaşanıyordu. Genç yıldız, kamuoyunun yakından tanıdığı oyuncu Sinem Kobal ile birliktelik yaşamaya başladı. Bir anda Türkiye'nin en çok konuşulan çifti haline geldiler. Her iki isim de 20 yaşlarının henüz başlarındaydı.

2008-2009 ve 2009-2010 sezonları Galatasaray için hiç iyi gitmedi. Takım ile birlikte Arda da beklentileri karşılamıyor, başarı gelmedikçe eleştiriler artıyor, eleştiriler arttıkça da Arda hırçınlaşıyordu.

Eleştirilerin ve Arda'nın hırçınlığının zirve yaptığı o günlerde yaşanan sinema kapatma olayı Galatasaray Tribülleri tarafından hiç hoş karşılanmadı. O dönemki sevgilisi Sinem Kobal için sinema kapatan Arda, Galatasaray Tribüllerinin hedefi haline geldi.

Artık 19 yaşında Manisa'dan Florya'ya taze dönmüş genç yetenek değil, Türkiye'nin en şöhretli futbolcularından biriydi. Alissamian'de gerçekleşen ve topun değil yumrukların konuştuğu bir derbiden sonra Arda Turan şu açıklamayı yapıyor ve geleceğine dair fragman gösteriyordu.

Artık yani herkes biraz objektif baksın. Biz yani kimseden korktuğumuz, kimseden çekindiğimiz yok. Dışarıda da, içeride de. Herkes bunu bilsin yani. Galatasaray futbolcusu kimseden çekinmez. İki buçuk senedir Lugano'ya kimse sesini çıkartmıyor. Yine bugün ortalığı karıştıran o, Emre Aşık'a kafa atan adam o. Birazcık da onları görün, onları yazın. Hiç yakışmıyor. Biz dışarıda neysek, içeride de oyuz. Biz yine saygıda kusur etmeyiz ama herkes haddini bilerek konuşacak yani. Teşekkür ederiz.

Gelgelerim, Arda'nın yaşadığı bir sakatlığa dair futbol yorumcusu Erman Toroğlu'nun yaptığı yorum bir anda Türkiye'nin gündemine oturdu. Arda'nın doktoru ne demiş biliyor musun? Neden bu sakatlığın olduğunu. Fazla teksten dolayı olmuş dedi. Kim diyor bu? Doktoru. Bu ameliyat yapan Uluçay? Aynen. Şaşırıyorsun hocam. Ben nedir onu? Yok yok yok. Hayır hayır.

Arda'nın yaşadığı sakatlığın fazla seks yapmaktan kaynaklanabileceğini söyleyen Toroğlu'nun bu edepsiz sözlerini çok daha büyük bir edepsizlikle taşlandıran Posta gazetesi oldu. Posta, Toroğlu'nun ifadelerini Arda ve Sinem'in fotoğrafları eşliğinde yayınladı.

Galatasaray kötü bir yıl geçiriyordu. Arda formsuzdu. Üstelik sakattı. Ancak bunların hiçbirisi kamuoyunun yakından tanıdığı 23 yaşındaki iki genç insanın mahrumiyetlerine tecavüz edilmesini haklı çıkartamazdı. Ve Arda da sonunda patladı.

Bazıları televizyon programlarında çok ahlaksızca şeyler söylüyorlar. Şerefsizce şeyler söylüyorlar. Utanmadan bazı gazetelerimizle, bazı gazetelerimizle o ayşetlerine taşıyorlar. Benim kız arkadaşımla o fotoğrafı koyup, o yorumun üstüne ekleyip, utanmadan ahlaksızca şerefsizlik diye koyuyorlar. Tabii aslında ahlaksızlığa, şerefsizliğe söylenecek pek bir laf yok bu ülkede. Artık zaten bunlar yürümüşler, gitmişler. Hani biz sürekli susmak zorunda olduğumuz için, halkın göz önünde, önünde olduğumuz insanlar için bunlara karşı bir şey yapamayacağımızı sanıyorlar.

Ama artık bazı şeyler çok fazla ilerledi. Bir yerlerde dur demeleri lazım. Bu Arda'nın medyayla ilk kavgasıydı ve son olmayacaktı. Yapılan haberlerin bel altı yorumların hoyratlığı, spor basını kadar magazin basınının da ilgi gösterdiği ilişki de kaçınılmaz bir şekilde yıpranmaya başlamıştı. Arda ve Sinem o günlerde iki defa ayrılığın eşiğine gelse de birlikteliklerini sürdürmeyi başardılar.

Arda Turan aslında 3 sene önce vermesi gereken kararı 2011 yazında verdi. Kesin olarak Türkiye'yi terk etmek istediğini söyledi. Bunun üzerine Galatasaray'da Atletico Madrid'den Arda için gelen 12 milyon euroluk teklifi kabul etti. Madrid'in kırmızı-beyaz yakasına transfer olup kariyerinde yeni bir sayfa açan Arda,

Türkiye'deki medya baskısından sıyrılıp işine konsantre oldu. 2012 yılına gelindiğinde ise İstanbul'da uzun süredir birlikte olduğu Sinem Kobal'la nişanlandı. Arda ile Sinem'in bir masal gibi başlayan ilişkileri nişanlanmalarından kısa bir süre sonra sona erdi. Sancılı yılların ardından gelen nişan, Umula'nın tam aksine evliliğin değil, bir daha birleşmemek üzere ayrılığın habercisi oldu.

Arda saçlarını kesti. Sakal bırakmaya o günlerde başladı. Sadece imajı değil, davranışları da değişti. Artık daha yukarıdan konuşuyor, daha farklı yürüyor, daha farklı bakıyordu. İspanya'ya ilk gittiği günlerdeki sempatikliğinin yerinde hırçınlık almaya başladı. Tüm bunlara rağmen Atletico Madrid'de çok başarılı bir kariyer geçirdi. Daha önce hiçbir Türk futbolcusunun ulaşamadığı büyük başarılar yaşadı.

La Liga'yı, Süper Kupa'yı kazandı. Şampiyonlar Ligi yarı finalinde Chelsea'ye deplasmanda gol attı. Final gururu yaşadı. Orada kafayı vurdu direkt bir de orada! Gol! Gol! Gol! Çocuğumuz attı golü bu sefer! Finale yürüyor finale! Yakışır sana! Arjantinli teknik adam Simeone'nin sisteminde kendine yer bulan, Atletico'nun bir makine gibi işleyen çarkının önemli parçalarından olan Arda'ya teknikler yağmaya başladı. Avrupa basını, ismini Chelsea, Manchester United, Paris Saint-Germain, Barcelona gibi devlerle anıyordu. Turan, 11 Temmuz 2015 tarihinde Barcelona ile 5 yıllık mukavele imzaladı. Bonservisine 41 milyon euro ödenen Arda, Barcelona tarihinin en pahalı 4. futbolcusu oldu. Bayrampaşa'da başlayan yolculuğu Camp Nou'ya uzanmıştı. Arda'nın geldiği bu doruk noktası inişinin de başladığı yer oldu. Zamanla kadroda yer bulmakla zorlanılan, güçlü Barcelona'da tutunamayan Arda'nın yaşam tarzı ve hareketleri bardağı taşırıyordu. Futbolundaki düşüş arttıkça futbol dışında gündeme geldi.

16 Nisan 2017'de Türkiye'de gerçekleşen başkanlık referandumunda Evet kampanyasına dahil oldu. Sonra ise işin teknik boyutunu bilmiyorum diyerek toparlamaya çalıştı ancak daha fazla çamurun içine battı.

Dadıman hocam çağrını aldım. Güçlü bir Türkiye için ben de varım. Burak Yılmaz sen de var mısın kardeşim? Tek yapması gereken işine konsantre olup Barcelona'da kadroya girmeye çalışmak olan Arda, bunu yapamadığı gibi futbol dışı çıkışlarıyla da oluşturduğu olumlu intibaları hem Türkiye'de hem de İspanya'da tüketti. Atlético'dan Barcelona'ya gidişi ve Barcelona'da kadroya tutunamamasına dair Candaş Tolga Işık ile Şimdi Konuştum programında gelen soruya şu yanıtı veriyordu.

karşı koyabileceğim bir karar olduğunu düşünmüyorum. bugün doğrusunun yanlışına oturup konuşabiliriz. yüzde yüz haklısın. ama karşı koyabileceğimiz bir karar değildi. barsiyonla sen istersen gidersin candaş abi. hele ki o dönemin barsiyonunuz. yalan söylemeye gerek yok. ancak asıl olay 2017 yılının haziranında yaşandı.

Milli takım uçağında milliyet yazarı Bilal Meşe'ye saldıran Arda, Meşe'nin Euro 2016 sırasında yalan söylediğini iddia ediyordu. Söyle Bilal Meşe, biz kimden para istemişiz? Konuş ulan konuş! Sözleriyle babası yaşındaki gazetecinin boğazına sarılan Arda zor sakinleştirilmişti. Züccaciğe giren fil misali etrafındaki her şeyi kırıp döküyordu.

Gazeteci dövmek ise kalan son kredilerini de bitirdi. Arda'nın olayı açıkladığı basın toplantısını protesto eden muhabirler Arda'yı dinlemeden toplantıyı terk etti. Yaşananlardan Barcelona kulübü de rahatsız oldu. Arda'yı göndermenin yollarını aramaya başladı. Gel gelelim aylardır kadroya giremeyen yıldız oyuncu eski formundan çok uzaktı ve kendisine kulüp bulmakta zorlanıyordu.

Arda sadece 30 yaşında futbolu bırakma noktasına geldi. Sadece 3 sene önce Atletico Madrid ile başarıdan başarıya koşan, Barcelona'nın 40 milyon euro ödediği oyuncu çok kısa bir zamanda hem saha içinde hem saha dışında kendini yiyip bitiriverdi.

Bu hazin savruluşa müdahale eden kişi ise Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan oldu. Arda'nın Barcelona'da kadroya giremediği, kendisine kulüp bulmakta zorlandığı günlerde devreye giren Erdoğan, Başakşehir Spor Kulübü'nün Arda'yı transfer etmesini sağladı. Bu Arda için yeni bir şans demekti.

Kim bilir Erdoğan belki de Arda'nın kariyerinin zirvesinde olduğu günlerde kendisine verdiği referandum desteğinden dolayı vefa göstermek istemişti. Nitekim Arda'nın serbest düşüşü de aslında bu yersiz, anlamsız, evet desteğiyle başlamıştı. Erdoğan, Arda'yı Başakşehir'e getirmekle kalmadı, Aslıhan Doğan ile evlenen Arda'nın nikah şahitliğinde üstlendi. Barcelona'da kariyeri bitme noktasına gelen oyuncu için İstanbul'da ikinci bahar başladı. Ancak Arda akıllanmak bilmeyecekti.

Bu sefer de Emirgan'daki eğlence mekanında şarkıcı Berkay Şahin'in eşi Özlem Şahin'i taciz etmekle suçlandı. Çıkan kavgada Berkay Şahin'e kafa atan Arda, devamında Şahin'in bulunduğu hastaneye de silahla basarak tartışmayı sürdürdü.

Arda Turan önce şarkıcı Berkay'a kafa attı, sonra silahla gittiği hastanede mermiyi namluya sürdü. O silah ateş aldı. Arda ise ifadesinde yanlışlıkla ateş aldığını söyledi. Taciz suçlamasının aklı olsa da yaşanan süreç Arda'yı daha çok yıprattı.

10 sene önce kıyaslandığı, hatta daha yetenekli görüldüğü Luka Modric, o sene ülkesi Hırvatistan'ı dünya ikinciliğine taşımıştı. Arda ise ülkesinin gazetelerinde yerden yere vuruluyordu. Başakşehir macerası da Arda'nın kendini toparlamasına yetmedi.

En son olarak alt yapısında yetiştiği ve bir yıldız olarak Madrid'e gittiği Galatasaray'a geri döndü. Ancak Galatasaray'da da bir türlü form tutmayı başaramadı. Fazla kilolarından kurtulamadı. Bayrampaşa'da başlayan, Florya'da rüyaya dönüşen, Madrid ve Barselona'da zirveye çıkan yolculuğu, gitmeyi tercih ettiği Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ya da ABD'den bir teklif gelmezse hazin bir şekilde sona ermek üzere.

Türk futbolunun son 100 yılda çıkardığı en yetenekli isimlerden birinin kariyeri, yanlış yaşam, toyluk, sorumsuz yöneticiler ve küstah yorumcuların iş birliğiyle hazin bir öykü olarak tarihteki yerini aldı.

Galiba biraz agresifliğim var. Yani aslında basında göründüğü kadar agresif değilim ama biraz agresifliğim var. Yani bunları düzeltmek için işte davranış bilimi hocasına da gidiyorum. Sağ olsun Emre Hoca'ya gidiyorum. Yani fikir danışıyorum. Daha iyiye gittiğimi düşünüyorum. Ama tabii o kadar çok şeyle muhatap oluyoruz ki, o kadar çok müdahale, o kadar çok olmayan şey karşımıza geliyor ki izah, izah, izah, izah. En sonunda bir yerde de patlıyorsun. Yani konu bu ama

Yani burada bu soruda %50 ile 50 biraz benim de hatalarım var ama %50'lik kısmı da karşıya topa atalım biraz. Adalette olsun.

Bilgisel'de bu hafta, son yılların en popüler siyasetçilerinden Ekrem İmamoğlu'nun politik kariyerindeki kırılma anlarına odaklanacağız. Onun, Türk Ocağı Limasol kalesinden İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı'na uzanan hikayesine tanıklık edeceğiz. Hazırsanız, başlayalım.











Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!


----- Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Bilgisel'de bu hafta, son yılların en popüler siyasetçilerinden Ekrem İmamoğlu'nun politik kariyerindeki kırılma anlarına odaklanacağız. Onun, Türk Ocağı Limasol kalesinden İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı'na uzanan hikayesine tanıklık edeceğiz. Hazırsanız, başlayalım.

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir.  getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol. Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. Bonus Platinum Dinamik'le tanışın!Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi!
See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

22: Kalecilikten Politikaya : Ekrem İmamoğlu'nun Siyasi Yaşamı I Tekrar Dosyası

Bilgisel’in yeni bölümünde tüm özellikleriyle dünyanın en özel şehirlerinden olan İstanbul’un siyasi ve kültürel çerçevede 100 yıllık yolculuğunu derledik. Seçim öncesi İstanbul’un yerel dinamiklerini inceledik. Hazırsanız başlayalım.



Bölüm içerisinde referansta bulunduğumuz 31. Bölüm ektedir.

Kalecilikten Politikaya: Ekrem İmamoğlu'nun Siyasi Yaşamı

https://open.spotify.com/episode/61lwVwEsKVgaH5Pic2cReU?si=46d8771418764f09







Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Bilgisel’in yeni bölümünde tüm özellikleriyle dünyanın en özel şehirlerinden olan İstanbul’un siyasi ve kültürel çerçevede 100 yıllık yolculuğunu derledik. Seçim öncesi İstanbul’un yerel dinamiklerini inceledik. Hazırsanız başlayalım.

Bölüm içerisinde referansta bulunduğumuz 31. Bölüm ektedir.
Kalecilikten Politikaya: Ekrem İmamoğlu'nun Siyasi Yaşamı
https://open.spotify.com/episode/61lwVwEsKVgaH5Pic2cReU?si=46d8771418764f09

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir.  getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol. Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. Bonus Platinum Dinamik'le tanışın!Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi!
See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

21: Dünyanın Başkenti: İstanbul'un 100 Yılı

18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi'nin 109. yılında olağanüstü bir savaş hikayesiyle huzurlarınızdayız. Aynı asker, aynı savaşta, iki düşman ülkede birden kahraman olabilir mi? Alistair John Taylor mı yoksa Gazi Ali Can Çavuş mu? Tüyler ürpertici bu hikayeye hazırsanız başlayalım.





Oyuncular:

Beyaz Hala: Yasemin Yeşilgöz

Mustafa Kemal Paşa: Metin Bozkurt

Victoria Taylor: Dila Zeynep Dereli

Alistair John Taylor: Kadir Can Değer

Rehber: Gökbey Karataş

Türk Askeri: Zafer Peker

Köylü: Batuhan Kösegil









Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi'nin 109. yılında olağanüstü bir savaş hikayesiyle huzurlarınızdayız. Aynı asker, aynı savaşta, iki düşman ülkede birden kahraman olabilir mi? Alistair John Taylor mı yoksa Gazi Ali Can Çavuş mu? Tüyler ürpertici bu hikayeye hazırsanız başlayalım.


Oyuncular:
Beyaz Hala: Yasemin Yeşilgöz
Mustafa Kemal Paşa: Metin Bozkurt
Victoria Taylor: Dila Zeynep Dereli
Alistair John Taylor: Kadir Can Değer
Rehber: Gökbey Karataş
Türk Askeri: Zafer Peker
Köylü: Batuhan Kösegil

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir.  getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol. Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. Bonus Platinum Dinamik'le tanışın!Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi!
See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

20: Bir Çanakkale Öyküsü - İki Ulusun Kahramanı Ali Can Çavuş

Küçük bir Osmanlı şehrinden, mazlum bir halkın direniş karargahına, ardından Devrim’in ve Cumhuriyet’in başkentliğine uzanan yolculuk. Bilgisel’in yeni bölümünde Ankara’nın yakın tarihinde bir gezintiye çıkıp şehrin siyasi ve kültürel dokularını inceledik. Hazırsanız başlayalım.









Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Küçük bir Osmanlı şehrinden, mazlum bir halkın direniş karargahına, ardından Devrim’in ve Cumhuriyet’in başkentliğine uzanan yolculuk. Bilgisel’in yeni bölümünde Ankara’nın yakın tarihinde bir gezintiye çıkıp şehrin siyasi ve kültürel dokularını inceledik. Hazırsanız başlayalım.

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir.  getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol. Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. Bonus Platinum Dinamik'le tanışın!Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi!
See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

19: Cumhuriyetin Şehri - Ankara'nın 100 Yılı

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Bilgisel’in özel bölümüyle huzurlarınızdayız. Türkiye’de kadınların seçme ve seçilme hakkı kazanması için daha cumhuriyet kurulmadan önce mücadele etmeye başlayan Nezihe Muhiddin’in ve Türkiye Kadınlar Birliği’nin öyküsünü çok seveceksiniz. Hazırsanız başlayalım.

Oyuncular:

Nezihe Muhiddin: Gülşah Dim

Mustafa Kemal Atatürk: Metin Bozkurt









Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Bilgisel’in özel bölümüyle huzurlarınızdayız. Türkiye’de kadınların seçme ve seçilme hakkı kazanması için daha cumhuriyet kurulmadan önce mücadele etmeye başlayan Nezihe Muhiddin’in ve Türkiye Kadınlar Birliği’nin öyküsünü çok seveceksiniz. Hazırsanız başlayalım.
Oyuncular:
Nezihe Muhiddin: Gülşah Dim
Mustafa Kemal Atatürk: Metin Bozkurt

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir.  getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol. Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. Bonus Platinum Dinamik'le tanışın!Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi!
See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

18: Kadının Fendi: Nezihe Muhiddin ve Kadınlar Halk Fırkası

Bilgisel’in yeni bölümünde Yerel Seçimlere kısa bir zaman kala şehirlerimizi mercek altına alıyoruz. Ege’nin incisi İzmir’in 100 yıllık macerası; siyasi yapısı, yerel dinamikleri ve belediyecilik tarihiyle huzurlarınızdayız. Keyifli dinlemeler.

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

17: Ege'nin İncisi - İzmir'in 100 Yılı

Bilgisel’in yeni bölümünde Türk sinemasının en kült yapımlarından olan Vizontele’nin kahkahaların arkasına gizlediği sosyo-politik saptamalarını sizler için derledik. Hazırsanız başlayalım.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

16: Kahkahalar Arkasına Gizlenmiş Bir Melodram - Vizontele

Bilgisel’in yeni bölümünde yıkılan Yugoslavya’nın enkazından futbol topuna sarılarak çıkan, Bosna Hersek tarihinin en büyük futbolcusu Edin Dzeko’nun öyküsüyle huzurlarınızdayız. Keyifli dinlemeler.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

15: Savaş ve Yıkımın Ortasından Zirveye - Edin Dzeko

Bilgisel'in yeni bölümünde koskoca bir devletin, bir hayvan türüne karşı açtığı savaşa tanık olacaksınız. Avustralya Ordusu'nun Emu Kuşları'na karşı verdiği mücadelenin hikayesi ile huzurlarınızdayız. Hazırsanız başlayalım.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

14: Tarihin En Enteresan Savaşı - Avustralya, Emu Kuşlarına Karşı

Bilgisel’in yeni bölümünde, büyük deprem felaketinin birinci yılında, kaybettiğimiz canlarımızı anarken, enkaz altında yaşamını yitiren Hataysporlu Christian Aysu’nun yüreklere dokunan hikayesiyle huzurlarınızdayız. Hazırsanız, başlayalım.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

13: Bir Son Saniye Golünün Öyküsü - Christian Atsu

Tıpkı 2002'de olduğu gibi 2023'te de seçime katılacağını açıklayan Cem Uzan'ın siyasete girişinden, Türkiye'yi terk etmesine uzanan süreci ele aldık. Keyifli dinlemeler.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

7: 2002 Seçimleri ve Cem Uzan'ın 'Fantastik' Hikayesi

Türkiye tarihinde iz bıraksa da geçen zamanda unutulmaya yüz tutan siyasi ve kültürel olaylara sesli bir kapı açıyoruz. Podbee Media yapımı Bilgisel ile hem yakın zaman Türkiye tarihine, hem de toplumsal olayların perde arkasını aralıyoruz.

Bilgisel

2010 yılında, dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın çıkan kasedi gündeme oturmuştu. Bu kasetin ardından istifa eden Baykal'ın yerine gelecek isim CHP'nin halk nezdindeki imajını değiştirecekti. Keyifli dinlemeler.

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

Podcast'e Soru Sor

Kaydet - Dinle - Gönder

Bildirimler

Bilgisel

Her hafta eklenen yeni bölümleri kaçırma!