Bilgiye ulaşma hızımız arttıkça hiçbir bilginin tek başına değeri kalmıyor. Öte yandan, disiplinler ve anlayışlar arası nasıl bağlantı kurduğumuz ve kendi hikayemize yerleştirdiğimiz önem kazanıyor. Noktalar dönemi bitiyor ve bağlantılar dönemi başlıyor. Siz neleri bağlıyorsunuz?
------- Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Bilgiye ulaşma hızımız arttıkça hiçbir bilginin tek başına değeri kalmıyor. Öte yandan, disiplinler ve anlayışlar arası nasıl bağlantı kurduğumuz ve kendi hikayemize yerleştirdiğimiz önem kazanıyor. Noktalar dönemi bitiyor ve bağlantılar dönemi başlıyor. Siz neleri bağlıyorsunuz?
------- Podbee Sunar -------

Bu podcast, On Dijital Bankacılık hakkında reklam içerir. Bankacılık On'la Rahat. Dünya Döndükçe EFT-Havale- Fast Ücreti Yok. ON Mobil'i _ndir! 
Bu podcast, Pegasus hakkında reklam içerir. Yeni seyahat rotanı planlamak için hemen https://www.flypgs.com/ ’u veya Pegasus Mobil uygulamasını ziyaret et!
Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. 

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

Bağlantılar Her Şeydir

Daha yeni başlıyordan herkese merhaba. Ben Ceren. Ben de Faruk. Ceren ben sana bir takım sorular sorarak başlamak istiyorum. Bana hemen cevap vereceksin. Tamam. Tamam mı? Tamam. Madagaskar'ın başkenti neresidir? Bilmiyorum. Peki. Güney Afrika Cumhuriyeti'nin madenleri nelerdir? Altın, kömür, elmas. Ve ne kadar üretiyorlar yılda? Hiçbir fikrim yok. Bilmiyorsun. Evet. Tamam. Veya bana Samanyolu'na en yakın 10 tane galaksiyi say. O kadar uzağa düşünemedim. İstersen 10 dakika vereyim. 10 dakika içinde ben eminim ki bu soruların cevabını verebilirsin. Hatta üzerine küçük hikayeler yazacak bile zamanım olabilir. Çünkü Google'da arayıp bulursun. Şimdi buradan hangi konuya girmek istiyorum biliyor musun? Bizim eğitim sistemimizden başlamak istiyorum. Bizim demeyeyim yalnız. Bütün dünyanın eğitim sisteminden başlayalım. Ta 200 yıldır aynı şekilde bir eğitim sürecinden geçiyoruz. Hepimiz bir sınıfa dolduruluyoruz küçük yaşta 10'ar 20'ar. Hatta ben buna bir şişe bakış ölçüsü içinde değerlendiriyorum. Senin karakterin farklı olabilir, geldiğin yer farklı olabilir, psikolojin farklı olabilir. Ve bir sınıfa dolduruluyoruz. Aynı o şişeler gibi içimize bilgiler dolduruluyor. Daha doğrusu beyin hücrelerimiz dolduruluyor. Ve en sonunda da diploma diye bir kapak takılıyor ve pazara çıkıyoruz. Şimdi bugünün çağında bunun ne kadar mantıki olduğunu düşünelim. Ben buna beyin hücrelerinin eğitimi diyorum. Demin sana sorduğum sorular belki biraz abartılıydı. Ama bunun çok daha gerçekten okullarda verilen, diyelim pasarofça anlaşmasının tarihi, Türkiye'nin vilayetlerinin sayısı veya güneş sistemindeki gezegenlerin dizilişi veya Avrupa ülkelerinin başkenti, bunların hepsi bize ezberletilen konular. Fakat şimdi bugün bakıyorsun, aslında senden bütün bu bilgiler bir tık uzakta. Ve sen aslında büyük bir ihtimalle sınavla da sınandın. Bu konuları gerçekten ezberlemenin ne kadar gereği var bundan sonraki dünyada? Bunu bir network bakış açısı altında tartışmamız gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü beyinde işte bu beyin hücreleri var. Ama onun yanında bir de o beyin hücrelerini birbirine birleştiren minik elektrik akımları sinapslar var. Onlar da aslında sana o bilgileri niçin kullandığın konusunda anlam kazandırıyor. Şimdi biz hala bu bilgiye ulaşma imkanı olmayan bir dönemin sistemiyle yetiştiriliyoruz. Ve nasıl kullanacağımızı bilgiyi bilmiyoruz. Buradan bugünkü konuşmamız olan bağlantılara geçmemiz gerektiğini düşünüyorum. Yani siz gerçekten bir bilgi açlığıyla büyümüş bir jenerasyonsunuz. Yani Madagaskar'ın başkentini bilmek sizi çok heyecanlandırıyor. Ama bizim için Madagaskar'ın başkenti üç saniyelik bir efor. Dolayısıyla bizim için önemli olan yetkinlik, Madagaskar'ın başkentinin bizim ilgi alanlarımıza nasıl bağlandığı ve nasıl bir şekilde bizim onu paketleyip daha farklı bir şekilde kendi ağımıza oturtabileceğimiz... Nasıl kullanmak gerektiğini. Nasıl kullanmam gerektiğini. Senin beyin hücrelerinin alabileceğin birkaç milyon katı bilgi zaten senden bir tık ötede. Sen bunları nasıl değerlendireceğini bilmiyoruz. Daha öğrenmedik diyeyim. Daha eğitim sistemi o noktaya gelmiş değil. Evet, ama bu kendi kendimize verebileceğimiz bir eğitim belki de. Evet, tabii. Buradan şu konuya girmek istiyorum. Şimdi, beyin hücreleri noktalardır. İnsanlar da noktadır, kurumlar da noktadır. Bir noktada... Ülkeler de bir noktadır. Ülkeler de birer noktadır. Şimdi sen bunların hepsini teknoloji ilerledikçe, band genişlikleri arttıkça, iletişim olanakları farklılaştıkça bunların hepsine daha fazla yükler koyuyorsun. Bu bağlantıları çok daha fazla birleştiriyorsun. Ve oluşan bilginin akmasını çok daha fazla imkan tanıyorsun. Şimdi buna göre yeni bir paradigma oluşuyor. Buna göre davranışlarımızın yeniden şekillenmesi gerekiyor. Yani noktalar değil, bağlantılar gözüyle bizim bakmamız lazım. Bağlantılar gözüyle bakmak da nasıl bir pratik? Yani günbegün bağlantılar gözüyle bakmak ne demek? Aslında anlam arayışında olmak bir bağlantılar gözüyle bakmak değil midir? Yani öğrendiğimiz her şeyi, yaşadığımız her şeyi, işte bağlandığımız herkesi bir araya getirmemizde bir anlam bulmaya çalışmak ve o anlamı kendimizin iş dünyasındaki, kişisel hayatımızdaki yerine oturtmak. Bu değil midir aslında bağlantıların gücünü kullanmak? Sonuç odaklı bakabilmek yani bu bilgilerden ben bu bilgileri edineceğim benim beyin hücrelerimde olsun diye bakmak yerine ben bu bilgilerden, elimin altındaki bilgilerden nasıl yararlanabilirim diye bakmak gerekiyor diye düşünüyorum. Yani bu konuya ağırlık vermek gerekir. Şimdi şöyle bir şey var yani bizler hep mesleki olarak eğitim alışkanlığını yaşadık. Yani üniversite eğitimi, yüksekokul eğitimi. Veya sınıflardaki dersler. Bunların hepsi işte bir konuda bir takım kompartmanları doldurmaktan geçiyor. Veya tarih kitaplarındaki bölümler. Atıyorum yani gelecek sınav için hazırlanman gereken bölümler. Şimdi bunların hepsi kompartman, kompartman, kompartman. Ve bunların arasındaki ilişkiyi biz kurmuyoruz. Kurmayı öğrenmiyoruz. Diyelim sen sosyologsun. Belki aynı zamanda da iyi gitar çalabiliyorsun. Bakalım bunların arasındaki bağlantıyı nasıl kuruyoruz? Şimdi şu örneği vermek istiyorum. Sen herhangi bir meslek dalında, diyelim makine mühendisi olarak yetişiyorsun. Bunu aslında geçen bölümde konuşuyorduk ama biraz daha açmamız lazım galiba. Hah burada. Diyelim makine mühendisi olarak yetişiyorsun ama bunun yanında sosyolojiye merakın var. Şimdi bu iki kavramı birleştirip sen kendine özgü bir alan yaratabilirsin. Yani bunlar kompartıman kompartıman değil, aslında o iki kompartımanın birleştiği noktada hem mesleki olarak, hem kişisel olarak, hem de iş olarak yeni yeni fırsatlar yattığını göreceksin. İlla ki bir alanda daha dörün, daha derin, iyi olmanın biraz eskide kaldığını düşünüyorum. Ama iki disiplinin birbirine değdiği noktada fırsatların yattığını daha fazla görüyoruz. Özellikle geçen bölümde konuştuğumuz kırılımların farklı disiplinlerin birbirine değdiği yerden çıktığını görüyoruz. Kesinlikle. Ayrıca iki disiplinin üzerine bilgi edilmenin de artık çok kolay olmasıyla beraber o iki disiplini birbiriyle nasıl bağlayabileceğimiz, nasıl bağlantı kurabileceğimiz üzerine bir farkındalığa erişmek de kolay oluyor. Yani bir disiplini öğrenmek işte makine mühendisinden sürekli örnek veriyoruz diye çok kolay ama makine mühendisinin işte gitar çalmaya veya sosyolojiye veya yemek yapmaya nasıl bağlandığını çalışınca orada bir yaratıcılık imkanı duyuyor. Çünkü o kadar fazla zaten şu anda bilgiye erişim hızlı insanlar her şeyi kendilerine öğretebiliyorlar ki niş alanlar bularak o bağlantıların gücünü yaşamamız gerekiyor. Bir şey daha var. Bilginin aslında kendini aşağı yukarı her yıl katladığını düşünelim. Bu aslında çok büyük bir gelişme. Dolayısıyla artık bir birey, bir kurum, bir nokta kendi başına bir anlam ifade etmiyor. Bu noktaların birleştiği yerlerde çok daha büyük olanaklar çıkıyor. Zaten bu da aslında geleceğin paradigmasının en önemli unsurlarından biri olduğunu düşünüyorum. Evet, geçen sene MIT'de mezuniyetimizde bir tane pankart açtılar. Pankartta kimsenin tek başına yeterince akıllı olmadığını bilecek kadar akıllı yazıyordu. Çok doğruydu mesela. Yani sen tek başına çalışabilirsin ama tek başına çalışarak elde ettiğin sonuç hiçbir zaman için bağlantılarını kullanarak elde ettiğin sonuçtan daha iyi olmayacak. Bu bakış açısının farklılığı gelecek için çok daha fazla anlamlı. Ben üç konuya çok dikkatli bakmamız gerektiğini düşünüyorum. Doğru bakış açısı, doğru yetkinliklerin geliştirilmesi ve doğru gereçlerin kullanılması. Bunlar bizim dönemimizle sizin döneminiz arasında çok farklı. Bunu bir bağlantılar bakış açısı içinde gözen geçirmek gerektiğini düşünüyorum. Peki son olarak birazcık da insani boyutu üzerine konuşalım. Çünkü işte biz günlük hayatta ama aynı zamanda dijital hayatta sürekli bir bağlantı kuruyoruz. Yani sokakta geçen insanla da bir bağlantı kuruyoruz çoğu zaman. İşte dijital dünyada bir yorum paylaştığımız insanla da bir bağlantı kuruyoruz. Bu bağlantıların gücünü nasıl biz kullanabiliriz? Yani aslında sürekli öğretilmeye çalışılan bu networking becerisi sence özünde nedir? Buradan aslında şu noktaya geçebiliriz. A bakış açısıyla, hiyerarşik bakış açılarıyla. Şimdi şirketlerdeki bakış açısı genelde organizasyonel bakış açısıdır. En yukarıdaki en yetkilidir, en aşağı doğru indikçe işte yetkisizleşir, daha çok emir kuluna dönüşür diyelim. Halbuki ağ bakış açısı için de burada çok daha egaliter, çok daha eşitlikçi bir bakış açısı var. herkesin çok daha benzer haklara sahip olduğu, benzer ilişkilere sahip olduğu, daha doğrusu daha eşitlikçi bir bakış açısı içinde değerlendiriyor ağlar. Bu özellikle ağ yapılaşmaları içinde çok büyük farklılıklar getiriyor. O yüzden aslında karşımıza çıkan herkes, yeni bağlantı bize yeni bir şey katabilir. Kurum bakış açısında bu yok ama ağ bakış açısında bu var. Yani sadece senin hiyerarşilerde yükselmeni sağlayabilecek bağlantılar önemli değil, senin o ağlarda kendine daha niş bir alan belirleyebilmeni sağlayabilecek her bağlantı önemli. Mesela şöyle bir örnek vermek çok güzel olabilir. Bizim 2022 döneminde galiba başlangıç noktası Akademi'de Ahmet diye bir etkili genç liderimiz vardı. Çok parlak bir insandı gerçekten. Türkiye'de internetin çekim kuvvetinin çok düşük olduğu bir köyden. Bizim Akademi'ye başvurdu. Akademi'de çok başarılı oldu. Çok iyi değerlendirdi Akademi'nin network'ünü, Akademi'nin potansiyelini. Ve daha sonra akademide öğrendiği şeyleri döndü, tabii burada çalışmalarına devam ediyor teknoloji sektöründe ama döndü, kendi doğduğu yerde anlatmaya başladı. Yani orada aslında Ahmet öyle bir yerden gelmiş olmanın bakış açısıyla bu materyali görüp, onu oraya götürmenin potansiyelini gördü. Yani birleştirdiği bağlantıların kuvvetini kullanarak kendine bir niş belirledi. Dokunmanın gücü diyelim. Dokunmanın gücü ve bağlantıları görmenin gücü. Yani burada çok büyük bir öğreti var bence. O da her bizim işimize yarayacağını düşünmediğimiz an, anı, insan, durum aslında bizim işimize yarıyor. Biz bunu aslında daha önceki bölümlerde konuşmuştuk. Zayıf bağlantılarla güçlü bağlantılar. Güçlü bağlantılar aslında işte bu hiyerarşik bağlantılar. As üst düzey içinde olan bağlantılar veya aile bağlantıları. Bunlar senin zorunlu, önceden belirlenmiş olan bağlantıların. Bunun bir de zayıf bağlantılar ayağı var. Yani senin tesadüfen karşılaştığın veyahut farklı ortamlarda bir kaderin cilvesi sonunda bir araya getiren bağlantılar. Aslında fırsatların özellikle orada yattığını da görüyorsun. Yani iki kişinin yolda çarpışmasından doğacak bir ilişkinin, Veya bir köşede, bir sempozyumda, bir kahve molasında tanıdığın ve kartvizitini alıp verdiğin insanlarla olacak fırsatların önemini aslında orada görebiliyorsun. Covid zamanında çok tartışılan bir konu oldu. Çünkü Covid seni evde oturmak zorunda bıraktığı halde toplantılara katılmana rağmen, işlerin devam etmesine rağmen zayıf bağlantılara çok büyük bir sekte vurdu. Evet, ve Grenovetter diyor ki zaten zayıf bağlantılarla iş buluyorsun, eş buluyorsun. Güçlü bağlantılarla değil. Bu konu üzerine yapılan araştırmaya da zaten daha önce değinmiştik. Yani aslında şey çok enteresan değil mi? Yani bu kadar teknolojiyle ilgili bir konu, bu kadar teknik bir konu ama içinde çok enteresan bir romantizm var. Bundan sonra bir konuya daha girmemiz gerektiğini düşünüyorum, küreselleşme. Şimdi küreselleşme bugün aslında çok özellikle ekonomik ve politik dünyada indemi tutan konulardan bir tanesi. Herkesin bas bas bağırdığı bir şey var, küreselleşme bitiyor diye. İşte ne bileyim ben bu bir takım savaş olasılıkları veyahut ülkelerin ticari olarak birbirini blok etmeleri bunların hepsi insanların içinde bir takım şüpheler uyandırıyor. Acaba küreselleşme bitiyor mu diye. Ben bunu katiyen kabul etmiyorum. Hiç doğru bir şey değil. Evet, biten bir küreselleşme var. Bizim yine geçmişten taşıdığımız, alıştığımız bir küreselleşme unsuru var. onun biraz azaldığını düşünebiliriz. Aslında bu küresel bağlantılarda biz beş tane unsurdan bahsediyoruz. Ben bunu küreselleşmenin beş aklısı olarak nitelendiriyorum. İnsan akışı, mal ve hizmet akışı, sermaye akışı, finans akışı ve data akışı. Şimdi bir tek sermaye akışında bir takım azalmalar görüyorsun. İnsan akışında katiyen azalma yok. Yani işte bu göçmen akışları bir taraftan oluyor ki bunlar gittikçe artıyor. Onun yerine bir de gelişmekte olan ülkelerden, gelişmiş ülkeleri olan entelektüel insan akışı var. Mal ve hizmet akışı işte görüyoruz yani şu anda azalan bir şey yok orada. Şu anda da artmaya devam ediyor. Serma akışında nispeten belki bir azalma var. Finans akışı kesinlikle devam ediyor fakat en önemlisi data akışı sınırsız bir şekilde artıyor. Ve şimdi burada belki alışılagelmiş neoliberal küreselleşmede bir azalma olabilir. Hatta belki bitiyor da olabilir. Ama küreselleşmenin kendisinin bittiğini kabul etmek çok zor. Küreselleşmeyi biz bu şekilde tanımlanmamız gerekiyor. Çünkü alıştığımız neoliberal küreselleşme değil, asıl gerçek küreselleşmenin kendisi. Zaten tarihin başından beri yandaki köye incik boncuk satmaya gitmekten itibaren devamlı bu networklerin yayılması işi devam etti. Bugün çok daha hızlı devam ediyor. Bunu da düşünmemiz lazım. Bu yandaki köye incik boncuk satmaya gitme metaforuna bağlı olarak senin her zaman söylediğin bir şeyden bahsetmek istiyorum. Hani 2016-2017 yıllarında çok üstel bir şekilde artan bir Türkiye diasporası oluştu dünyada. Yani dünyanın çeşitli yerlerinde yaşayan Türk entelektüeller, gençler, çalışanlar. Herkes bunu çok olumsuz bir gelişim olarak değerlendirirken, sen çok olumlu bir gelişim olarak değerlendiriyordun. Çünkü sonunda Türkler dünyada daha kuvvetli hub'lar, daha kuvvetli bağlantılara sahip noktalar haline gelebilecekti. Hala böyle mi düşünüyorsun? Olumlu demek biraz zor. Yani bugünkü yapının içinde, bugünkü koyduğumuz alışkanlıklar içinde bunu beyin göçü olarak algılayabiliriz. Fakat buna uygun bir sistemi geliştirdiğimiz takdirde bu beyin gücüdür. Yani Türkiye'nin önemli bir entelektüel beyin gücünü biz ihraç ettik, başka ülkelere gönderdik, başka üniversitelere gönderdik. Ama burada önemli de bir fırsat yarattığını düşünüyorum, onların verimli ortamlarıyla. Burada sonuca yönelik projeler geliştirmenin altyapısını sağlama imkanına sahip olduğumuzu düşünüyoruz. Nitekim ki biz böyle bir proje üzerinde çalışmaya devam ediyoruz. Bu yalnız tabi akademik düzeyde değil. Birçok uzmanımız var yurt dışında. Birçok yöneticimiz var. Bunları bir bağlantı ağ içinde değerlendirme imkanını bulabildiğimiz takdirde çok büyük fırsatlar yatabileceğini düşünüyorum. Aynı şekilde aslında son 10 yılda Türkiye'nin değişen nüfus yapısını da böyle bir şekilde algılayabiliriz. Yani ağa bakış açısıyla değerlendirirsek, Türkiye'ye şu anda bütün çevre ülkelerden bir insan akımlı olması bizi kuvvetlendirir. Çünkü bizi daha kuvvetli bir bağlayıcı yapar. Ama kurum bakış açısıyla baktığımızda kaynaklar kıt. O yüzden o kaynaklar Türkiye'lilere ayrılması gerekiyor. Bu insanlara biz ne vereceğiz, ne alacağız? Bu yapıya göre düşünmemiz lazım. Mesela başka bir demografik örnek vermek gerekirse birçok ülkede nüfus müthiş yaşlanıyor. Şimdi onların iş gücü sağlaması lazım. Burada da bir takım farklı insan akışkanlığı göreceğiz ileride. Şimdi bunları kayıp olarak nitelendireceğimize buradan biz nasıl fırsatlar yaratabiliriz diye bakabilmemiz lazım. Evet, çünkü aslında aynı ağın içerisinde bir sürü not kendini kuvvetlendirmeye çalışıyor. Dolayısıyla buradaki mesele o ağdan nasıl yararlanabileceğimizi çözmek. Evet, yine aynı noktaya geliyoruz. Yalnız başına anlam ifade etmiyorsun artık. Yani ne sen, ne şirketler, ne ülkeler kendi başlarında, kendi içinde bir anlam ifade etmiyor. Aradaki trafiğin, bilgi akışının veyahut diğer akışlarla birlikte buradaki fırsatları değerlendirmek çok önemli. Üniversitelerin birbirine entegre olabilmesi, akademik dünyadaki entegrasyon. Bunları değerlendirebilmek aslında politikacıların genelde iyi düşünüp değerlendirilmesi gereken konular. Çünkü bu fırsatlar elimizin altında yatıyor. Bunu kabul ederim. Değerlendirip değerlendirmemek artık o karar vericilerin becerisine kalmış bir şey. Peki kapatırken güzel bir pratikle uğurlayalım dinleyicilerimize. Ev ödememiz. Ev ödememiz nedir? Ev ödememiz Ben dinleyicimizin, ilgi alanının, mesleğinin ve yeteneklerinin nerede optimum alanı araştırması gerektiğini düşünüyorum. Yani aslında burada mesele o nişi bulmak için. Evet. Kendine bir taramak, çevrene bir taramak, ağını bir taramak, kabiliyetlerini bir taramak. Sonra ben bu... İnsanlar, yine en başa dönelim istersen, insanlar şişe değil. Değil. İnsanların özellikleri var, yetkinlikleri var, karakterleri var, bilgileri var. En başarılıları da bu özelliklerini harmanlayarak nasıl bir yapı içinde kendini dünyaya tanıtacağı. Onun için de kendisini bir insanın iyi tanıması gerektiğini ve onu bütünselleştirecek gereçleri destek olarak kullanmasından geçtiğini düşünüyorum. Bunu da herkes ancak kendisi bulabilir. Bu da aslında çok iyi bir ev ödevidir diye düşünüyorum. Yani daha az pasarofçu anlaşması, daha fazla kişisel analizler. Teşekkür ederiz dinlediğiniz için. Çok teşekkürler.

Daha yeni başlıyordan herkese merhaba. Ben Ceren. Ben de Faruk. Ceren ben sana bir takım sorular sorarak başlamak istiyorum. Bana hemen cevap vereceksin. Tamam. Tamam mı? Tamam. Madagaskar'ın başkenti neresidir? Bilmiyorum. Peki. Güney Afrika Cumhuriyeti'nin madenleri nelerdir? Altın, kömür, elmas. Ve ne kadar üretiyorlar yılda? Hiçbir fikrim yok. Bilmiyorsun. Evet. Tamam. Veya bana Samanyolu'na en yakın 10 tane galaksiyi say.

O kadar uzağa düşünemedim. İstersen 10 dakika vereyim. 10 dakika içinde ben eminim ki bu soruların cevabını verebilirsin. Hatta üzerine küçük hikayeler yazacak bile zamanım olabilir. Çünkü Google'da arayıp bulursun. Şimdi buradan hangi konuya girmek istiyorum biliyor musun? Bizim eğitim sistemimizden başlamak istiyorum. Bizim demeyeyim yalnız.

Bütün dünyanın eğitim sisteminden başlayalım. Ta 200 yıldır aynı şekilde bir eğitim sürecinden geçiyoruz. Hepimiz bir sınıfa dolduruluyoruz küçük yaşta 10'ar 20'ar. Hatta ben buna bir şişe bakış ölçüsü içinde değerlendiriyorum. Senin karakterin farklı olabilir, geldiğin yer farklı olabilir, psikolojin farklı olabilir. Ve bir sınıfa dolduruluyoruz. Aynı o şişeler gibi içimize bilgiler dolduruluyor. Daha doğrusu beyin hücrelerimiz dolduruluyor. Ve en sonunda da diploma diye bir kapak takılıyor ve pazara çıkıyoruz. Şimdi bugünün çağında bunun ne kadar mantıki olduğunu düşünelim. Ben buna beyin hücrelerinin eğitimi diyorum. Demin sana sorduğum sorular belki biraz abartılıydı. Ama bunun çok daha gerçekten okullarda verilen, diyelim pasarofça anlaşmasının tarihi, Türkiye'nin vilayetlerinin sayısı veya güneş sistemindeki gezegenlerin dizilişi veya Avrupa ülkelerinin başkenti, bunların hepsi bize ezberletilen konular. Fakat şimdi bugün bakıyorsun, aslında senden bütün bu bilgiler bir tık uzakta.

Ve sen aslında büyük bir ihtimalle sınavla da sınandın. Bu konuları gerçekten ezberlemenin ne kadar gereği var bundan sonraki dünyada? Bunu bir network bakış açısı altında tartışmamız gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü beyinde işte bu beyin hücreleri var. Ama onun yanında bir de o beyin hücrelerini birbirine birleştiren minik elektrik akımları sinapslar var.

Onlar da aslında sana o bilgileri niçin kullandığın konusunda anlam kazandırıyor. Şimdi biz hala bu bilgiye ulaşma imkanı olmayan bir dönemin sistemiyle yetiştiriliyoruz. Ve nasıl kullanacağımızı bilgiyi bilmiyoruz. Buradan bugünkü konuşmamız olan bağlantılara geçmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Yani siz gerçekten bir bilgi açlığıyla büyümüş bir jenerasyonsunuz. Yani Madagaskar'ın başkentini bilmek sizi çok heyecanlandırıyor. Ama bizim için Madagaskar'ın başkenti üç saniyelik bir efor. Dolayısıyla bizim için önemli olan yetkinlik, Madagaskar'ın başkentinin bizim ilgi alanlarımıza nasıl bağlandığı ve nasıl bir şekilde bizim onu paketleyip daha farklı bir şekilde kendi ağımıza oturtabileceğimiz... Nasıl kullanmak gerektiğini. Nasıl kullanmam gerektiğini. Senin beyin hücrelerinin alabileceğin birkaç milyon katı bilgi zaten senden bir tık ötede. Sen bunları nasıl değerlendireceğini bilmiyoruz. Daha öğrenmedik diyeyim. Daha eğitim sistemi o noktaya gelmiş değil. Evet, ama bu kendi kendimize verebileceğimiz bir eğitim belki de.

Evet, tabii. Buradan şu konuya girmek istiyorum. Şimdi, beyin hücreleri noktalardır. İnsanlar da noktadır, kurumlar da noktadır. Bir noktada... Ülkeler de bir noktadır. Ülkeler de birer noktadır. Şimdi sen bunların hepsini teknoloji ilerledikçe, band genişlikleri arttıkça, iletişim olanakları farklılaştıkça bunların hepsine daha fazla yükler koyuyorsun. Bu bağlantıları çok daha fazla birleştiriyorsun.

Ve oluşan bilginin akmasını çok daha fazla imkan tanıyorsun. Şimdi buna göre yeni bir paradigma oluşuyor. Buna göre davranışlarımızın yeniden şekillenmesi gerekiyor. Yani noktalar değil, bağlantılar gözüyle bizim bakmamız lazım. Bağlantılar gözüyle bakmak da nasıl bir pratik? Yani günbegün bağlantılar gözüyle bakmak ne demek? Aslında anlam arayışında olmak bir bağlantılar gözüyle bakmak değil midir? Yani öğrendiğimiz her şeyi, yaşadığımız her şeyi, işte bağlandığımız herkesi bir araya getirmemizde bir anlam bulmaya çalışmak ve o anlamı kendimizin iş dünyasındaki, kişisel hayatımızdaki yerine oturtmak. Bu değil midir aslında bağlantıların gücünü kullanmak? Sonuç odaklı bakabilmek yani bu bilgilerden ben bu bilgileri edineceğim benim beyin hücrelerimde olsun diye bakmak yerine ben bu bilgilerden, elimin altındaki bilgilerden nasıl yararlanabilirim diye bakmak gerekiyor diye düşünüyorum. Yani bu konuya ağırlık vermek gerekir. Şimdi şöyle bir şey var yani bizler hep mesleki olarak eğitim alışkanlığını yaşadık. Yani üniversite eğitimi, yüksekokul eğitimi. Veya sınıflardaki dersler. Bunların hepsi işte bir konuda bir takım kompartmanları doldurmaktan geçiyor. Veya tarih kitaplarındaki bölümler. Atıyorum yani gelecek sınav için hazırlanman gereken bölümler. Şimdi bunların hepsi kompartman, kompartman, kompartman. Ve bunların arasındaki ilişkiyi biz kurmuyoruz. Kurmayı öğrenmiyoruz. Diyelim sen sosyologsun. Belki aynı zamanda da iyi gitar çalabiliyorsun. Bakalım bunların arasındaki bağlantıyı nasıl kuruyoruz? Şimdi şu örneği vermek istiyorum. Sen herhangi bir meslek dalında, diyelim makine mühendisi olarak yetişiyorsun. Bunu aslında geçen bölümde konuşuyorduk ama biraz daha açmamız lazım galiba. Hah burada. Diyelim makine mühendisi olarak yetişiyorsun ama bunun yanında sosyolojiye merakın var. Şimdi bu iki kavramı birleştirip sen kendine özgü bir alan yaratabilirsin.

Yani bunlar kompartıman kompartıman değil, aslında o iki kompartımanın birleştiği noktada hem mesleki olarak, hem kişisel olarak, hem de iş olarak yeni yeni fırsatlar yattığını göreceksin. İlla ki bir alanda daha dörün, daha derin, iyi olmanın biraz eskide kaldığını düşünüyorum. Ama iki disiplinin birbirine değdiği noktada fırsatların yattığını daha fazla görüyoruz. Özellikle geçen bölümde konuştuğumuz kırılımların farklı disiplinlerin birbirine değdiği yerden çıktığını görüyoruz.

Kesinlikle. Ayrıca iki disiplinin üzerine bilgi edilmenin de artık çok kolay olmasıyla beraber o iki disiplini birbiriyle nasıl bağlayabileceğimiz, nasıl bağlantı kurabileceğimiz üzerine bir farkındalığa erişmek de kolay oluyor. Yani bir disiplini öğrenmek işte makine mühendisinden sürekli örnek veriyoruz diye çok kolay ama makine mühendisinin işte gitar çalmaya veya sosyolojiye veya yemek yapmaya nasıl bağlandığını çalışınca orada bir yaratıcılık imkanı duyuyor.

Çünkü o kadar fazla zaten şu anda bilgiye erişim hızlı insanlar her şeyi kendilerine öğretebiliyorlar ki niş alanlar bularak o bağlantıların gücünü yaşamamız gerekiyor. Bir şey daha var. Bilginin aslında kendini aşağı yukarı her yıl katladığını düşünelim. Bu aslında çok büyük bir gelişme. Dolayısıyla artık bir birey, bir kurum, bir nokta kendi başına bir anlam ifade etmiyor. Bu noktaların birleştiği yerlerde çok daha büyük olanaklar çıkıyor. Zaten bu da aslında geleceğin paradigmasının en önemli unsurlarından biri olduğunu düşünüyorum.

Evet, geçen sene MIT'de mezuniyetimizde bir tane pankart açtılar. Pankartta kimsenin tek başına yeterince akıllı olmadığını bilecek kadar akıllı yazıyordu. Çok doğruydu mesela. Yani sen tek başına çalışabilirsin ama tek başına çalışarak elde ettiğin sonuç hiçbir zaman için bağlantılarını kullanarak elde ettiğin sonuçtan daha iyi olmayacak.

Bu bakış açısının farklılığı gelecek için çok daha fazla anlamlı. Ben üç konuya çok dikkatli bakmamız gerektiğini düşünüyorum. Doğru bakış açısı, doğru yetkinliklerin geliştirilmesi ve doğru gereçlerin kullanılması. Bunlar bizim dönemimizle sizin döneminiz arasında çok farklı. Bunu bir bağlantılar bakış açısı içinde gözen geçirmek gerektiğini düşünüyorum.

Peki son olarak birazcık da insani boyutu üzerine konuşalım. Çünkü işte biz günlük hayatta ama aynı zamanda dijital hayatta sürekli bir bağlantı kuruyoruz. Yani sokakta geçen insanla da bir bağlantı kuruyoruz çoğu zaman. İşte dijital dünyada bir yorum paylaştığımız insanla da bir bağlantı kuruyoruz.

Bu bağlantıların gücünü nasıl biz kullanabiliriz? Yani aslında sürekli öğretilmeye çalışılan bu networking becerisi sence özünde nedir? Buradan aslında şu noktaya geçebiliriz. A bakış açısıyla, hiyerarşik bakış açılarıyla. Şimdi şirketlerdeki bakış açısı genelde organizasyonel bakış açısıdır. En yukarıdaki en yetkilidir, en aşağı doğru indikçe işte yetkisizleşir, daha çok emir kuluna dönüşür diyelim. Halbuki ağ bakış açısı için de burada çok daha egaliter, çok daha eşitlikçi bir bakış açısı var.

herkesin çok daha benzer haklara sahip olduğu, benzer ilişkilere sahip olduğu, daha doğrusu daha eşitlikçi bir bakış açısı içinde değerlendiriyor ağlar. Bu özellikle ağ yapılaşmaları içinde çok büyük farklılıklar getiriyor.

O yüzden aslında karşımıza çıkan herkes, yeni bağlantı bize yeni bir şey katabilir. Kurum bakış açısında bu yok ama ağ bakış açısında bu var. Yani sadece senin hiyerarşilerde yükselmeni sağlayabilecek bağlantılar önemli değil, senin o ağlarda kendine daha niş bir alan belirleyebilmeni sağlayabilecek her bağlantı önemli.

Mesela şöyle bir örnek vermek çok güzel olabilir. Bizim 2022 döneminde galiba başlangıç noktası Akademi'de Ahmet diye bir etkili genç liderimiz vardı. Çok parlak bir insandı gerçekten. Türkiye'de internetin çekim kuvvetinin çok düşük olduğu bir köyden. Bizim Akademi'ye başvurdu. Akademi'de çok başarılı oldu. Çok iyi değerlendirdi Akademi'nin network'ünü, Akademi'nin potansiyelini. Ve daha sonra akademide öğrendiği şeyleri döndü, tabii burada çalışmalarına devam ediyor teknoloji sektöründe ama döndü, kendi doğduğu yerde anlatmaya başladı. Yani orada aslında Ahmet öyle bir yerden gelmiş olmanın bakış açısıyla bu materyali görüp, onu oraya götürmenin potansiyelini gördü. Yani birleştirdiği bağlantıların kuvvetini kullanarak kendine bir niş belirledi.

Dokunmanın gücü diyelim. Dokunmanın gücü ve bağlantıları görmenin gücü. Yani burada çok büyük bir öğreti var bence. O da her bizim işimize yarayacağını düşünmediğimiz an, anı, insan, durum aslında bizim işimize yarıyor.

Biz bunu aslında daha önceki bölümlerde konuşmuştuk. Zayıf bağlantılarla güçlü bağlantılar. Güçlü bağlantılar aslında işte bu hiyerarşik bağlantılar. As üst düzey içinde olan bağlantılar veya aile bağlantıları. Bunlar senin zorunlu, önceden belirlenmiş olan bağlantıların. Bunun bir de zayıf bağlantılar ayağı var. Yani senin tesadüfen karşılaştığın veyahut farklı ortamlarda bir kaderin cilvesi sonunda bir araya getiren bağlantılar. Aslında fırsatların özellikle orada yattığını da görüyorsun. Yani iki kişinin yolda çarpışmasından doğacak bir ilişkinin, Veya bir köşede, bir sempozyumda, bir kahve molasında tanıdığın ve kartvizitini alıp verdiğin insanlarla olacak fırsatların önemini aslında orada görebiliyorsun. Covid zamanında çok tartışılan bir konu oldu. Çünkü Covid seni evde oturmak zorunda bıraktığı halde toplantılara katılmana rağmen, işlerin devam etmesine rağmen zayıf bağlantılara çok büyük bir sekte vurdu.

Evet, ve Grenovetter diyor ki zaten zayıf bağlantılarla iş buluyorsun, eş buluyorsun. Güçlü bağlantılarla değil. Bu konu üzerine yapılan araştırmaya da zaten daha önce değinmiştik. Yani aslında şey çok enteresan değil mi? Yani bu kadar teknolojiyle ilgili bir konu, bu kadar teknik bir konu ama içinde çok enteresan bir romantizm var.

Bundan sonra bir konuya daha girmemiz gerektiğini düşünüyorum, küreselleşme. Şimdi küreselleşme bugün aslında çok özellikle ekonomik ve politik dünyada indemi tutan konulardan bir tanesi. Herkesin bas bas bağırdığı bir şey var, küreselleşme bitiyor diye. İşte ne bileyim ben bu bir takım savaş olasılıkları veyahut ülkelerin ticari olarak birbirini blok etmeleri bunların hepsi insanların içinde bir takım şüpheler uyandırıyor. Acaba küreselleşme bitiyor mu diye. Ben bunu katiyen kabul etmiyorum. Hiç doğru bir şey değil. Evet, biten bir küreselleşme var. Bizim yine geçmişten taşıdığımız, alıştığımız bir küreselleşme unsuru var.

onun biraz azaldığını düşünebiliriz. Aslında bu küresel bağlantılarda biz beş tane unsurdan bahsediyoruz. Ben bunu küreselleşmenin beş aklısı olarak nitelendiriyorum. İnsan akışı, mal ve hizmet akışı, sermaye akışı, finans akışı ve data akışı. Şimdi bir tek sermaye akışında bir takım azalmalar görüyorsun. İnsan akışında katiyen azalma yok.

Yani işte bu göçmen akışları bir taraftan oluyor ki bunlar gittikçe artıyor. Onun yerine bir de gelişmekte olan ülkelerden, gelişmiş ülkeleri olan entelektüel insan akışı var. Mal ve hizmet akışı işte görüyoruz yani şu anda azalan bir şey yok orada. Şu anda da artmaya devam ediyor.

Serma akışında nispeten belki bir azalma var. Finans akışı kesinlikle devam ediyor fakat en önemlisi data akışı sınırsız bir şekilde artıyor. Ve şimdi burada belki alışılagelmiş neoliberal küreselleşmede bir azalma olabilir. Hatta belki bitiyor da olabilir. Ama küreselleşmenin kendisinin bittiğini kabul etmek çok zor. Küreselleşmeyi biz bu şekilde tanımlanmamız gerekiyor.

Çünkü alıştığımız neoliberal küreselleşme değil, asıl gerçek küreselleşmenin kendisi. Zaten tarihin başından beri yandaki köye incik boncuk satmaya gitmekten itibaren devamlı bu networklerin yayılması işi devam etti. Bugün çok daha hızlı devam ediyor. Bunu da düşünmemiz lazım.

Bu yandaki köye incik boncuk satmaya gitme metaforuna bağlı olarak senin her zaman söylediğin bir şeyden bahsetmek istiyorum. Hani 2016-2017 yıllarında çok üstel bir şekilde artan bir Türkiye diasporası oluştu dünyada. Yani dünyanın çeşitli yerlerinde yaşayan Türk entelektüeller, gençler, çalışanlar. Herkes bunu çok olumsuz bir gelişim olarak değerlendirirken, sen çok olumlu bir gelişim olarak değerlendiriyordun. Çünkü sonunda Türkler dünyada daha kuvvetli hub'lar, daha kuvvetli bağlantılara sahip noktalar haline gelebilecekti. Hala böyle mi düşünüyorsun?

Olumlu demek biraz zor. Yani bugünkü yapının içinde, bugünkü koyduğumuz alışkanlıklar içinde bunu beyin göçü olarak algılayabiliriz. Fakat buna uygun bir sistemi geliştirdiğimiz takdirde bu beyin gücüdür.

Yani Türkiye'nin önemli bir entelektüel beyin gücünü biz ihraç ettik, başka ülkelere gönderdik, başka üniversitelere gönderdik. Ama burada önemli de bir fırsat yarattığını düşünüyorum, onların verimli ortamlarıyla.

Burada sonuca yönelik projeler geliştirmenin altyapısını sağlama imkanına sahip olduğumuzu düşünüyoruz. Nitekim ki biz böyle bir proje üzerinde çalışmaya devam ediyoruz. Bu yalnız tabi akademik düzeyde değil. Birçok uzmanımız var yurt dışında. Birçok yöneticimiz var. Bunları bir bağlantı ağ içinde değerlendirme imkanını bulabildiğimiz takdirde çok büyük fırsatlar yatabileceğini düşünüyorum.

Aynı şekilde aslında son 10 yılda Türkiye'nin değişen nüfus yapısını da böyle bir şekilde algılayabiliriz. Yani ağa bakış açısıyla değerlendirirsek, Türkiye'ye şu anda bütün çevre ülkelerden bir insan akımlı olması bizi kuvvetlendirir. Çünkü bizi daha kuvvetli bir bağlayıcı yapar. Ama kurum bakış açısıyla baktığımızda kaynaklar kıt. O yüzden o kaynaklar Türkiye'lilere ayrılması gerekiyor. Bu insanlara biz ne vereceğiz, ne alacağız? Bu yapıya göre düşünmemiz lazım. Mesela başka bir demografik örnek vermek gerekirse birçok ülkede nüfus müthiş yaşlanıyor. Şimdi onların iş gücü sağlaması lazım. Burada da bir takım farklı insan akışkanlığı göreceğiz ileride. Şimdi bunları kayıp olarak nitelendireceğimize buradan biz nasıl fırsatlar yaratabiliriz diye bakabilmemiz lazım. Evet, çünkü aslında aynı ağın içerisinde bir sürü not kendini kuvvetlendirmeye çalışıyor. Dolayısıyla buradaki mesele o ağdan nasıl yararlanabileceğimizi çözmek. Evet, yine aynı noktaya geliyoruz. Yalnız başına anlam ifade etmiyorsun artık. Yani ne sen, ne şirketler, ne ülkeler kendi başlarında, kendi içinde bir anlam ifade etmiyor. Aradaki trafiğin, bilgi akışının veyahut diğer akışlarla birlikte buradaki fırsatları değerlendirmek çok önemli. Üniversitelerin birbirine entegre olabilmesi, akademik dünyadaki entegrasyon. Bunları değerlendirebilmek aslında politikacıların genelde iyi düşünüp değerlendirilmesi gereken konular. Çünkü bu fırsatlar elimizin altında yatıyor. Bunu kabul ederim. Değerlendirip değerlendirmemek artık o karar vericilerin becerisine kalmış bir şey. Peki kapatırken güzel bir pratikle uğurlayalım dinleyicilerimize. Ev ödememiz. Ev ödememiz nedir? Ev ödememiz

Ben dinleyicimizin, ilgi alanının, mesleğinin ve yeteneklerinin nerede optimum alanı araştırması gerektiğini düşünüyorum. Yani aslında burada mesele o nişi bulmak için. Evet. Kendine bir taramak, çevrene bir taramak, ağını bir taramak, kabiliyetlerini bir taramak. Sonra ben bu... İnsanlar, yine en başa dönelim istersen, insanlar şişe değil. Değil.

İnsanların özellikleri var, yetkinlikleri var, karakterleri var, bilgileri var. En başarılıları da bu özelliklerini harmanlayarak nasıl bir yapı içinde kendini dünyaya tanıtacağı. Onun için de kendisini bir insanın iyi tanıması gerektiğini ve onu bütünselleştirecek gereçleri destek olarak kullanmasından geçtiğini düşünüyorum. Bunu da herkes ancak kendisi bulabilir. Bu da aslında çok iyi bir ev ödevidir diye düşünüyorum. Yani daha az pasarofçu anlaşması, daha fazla kişisel analizler. Teşekkür ederiz dinlediğiniz için. Çok teşekkürler.

Bizi birbirimize yakınlaştıran dijital sosyal ağların oluşturduğu yeni değerlere odaklanan Daha Yeni Başlıyor podcastinin yaratıcıları Faruk Eczacıbaşı ve Ceren Zeytinoğlu, Üretim Bandı’nın yaratıcısı Eran Filiba moderatörlüğünde 9 Mart günü Bahçe Galata'da dinleyicilerle buluşmuştu.









Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Bizi birbirimize yakınlaştıran dijital sosyal ağların oluşturduğu yeni değerlere odaklanan Daha Yeni Başlıyor podcastinin yaratıcıları Faruk Eczacıbaşı ve Ceren Zeytinoğlu, Üretim Bandı’nın yaratıcısı Eran Filiba moderatörlüğünde 9 Mart günü Bahçe Galata'da dinleyicilerle buluşmuştu.

------- Podbee Sunar -------

Bu podcast, On Dijital Bankacılık hakkında reklam içerir. Bankacılık On'la Rahat. Dünya Döndükçe EFT-Havale- Fast Ücreti Yok. ON Mobil'i _ndir! 
Bu podcast, Pegasus hakkında reklam içerir. Yeni seyahat rotanı planlamak için hemen https://www.flypgs.com/ ’u veya Pegasus Mobil uygulamasını ziyaret et!
Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. 

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

Değişen Dünyaya Kendimi Nasıl Hazırlayacağım? I Bahçe Galata Dinleyici Buluşması

Dijital sosyal ağlar özünde iyi yada kötü altyapılar değiller. İyiye kullanılmaları için doğru algoritmalara, politikalara ve piyasa şartlarına ihtiyaç var. Bu bölümde etik kaygılar bağlamında duruşumuzdan ve çalışmalarımızdan bahsettik. Kaydı 30 Aralık 2022’de almıştık. Baştaki kısmı ise, Büyük Felaket’ten 22 gün sonra, 28 Şubat 2023’de ekledik. Büyük felaket bize sosyal medyanın ve dijital ağların afet yönetimindeki önemini gösterdi. Biz de elimizdeki kuvvetli teknolojileri dayanışma için kullanmak üzere kolları sıvadık. Dijital sosyal ağlar ile toplum olarak dayanışmamızı kesintisiz sürdürebileceğiz. Ayrıca, depremden etkilenen vatandaşlarımızın uzun vadede yanlarında olabilmek ve hayata bağlanmalarını kolaylaştırabilmek adına projeler üretmeye başladık. İlgilenenler Başlangıç Noktası sosyal medya hesaplarından depremzedeler için olan projelerimizi takip edebilir ve destek olabilirler.











Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Dijital sosyal ağlar özünde iyi yada kötü altyapılar değiller. İyiye kullanılmaları için doğru algoritmalara, politikalara ve piyasa şartlarına ihtiyaç var. Bu bölümde etik kaygılar bağlamında duruşumuzdan ve çalışmalarımızdan bahsettik. Kaydı 30 Aralık 2022’de almıştık. Baştaki kısmı ise, Büyük Felaket’ten 22 gün sonra, 28 Şubat 2023’de ekledik. Büyük felaket bize sosyal medyanın ve dijital ağların afet yönetimindeki önemini gösterdi. Biz de elimizdeki kuvvetli teknolojileri dayanışma için kullanmak üzere kolları sıvadık. Dijital sosyal ağlar ile toplum olarak dayanışmamızı kesintisiz sürdürebileceğiz. Ayrıca, depremden etkilenen vatandaşlarımızın uzun vadede yanlarında olabilmek ve hayata bağlanmalarını kolaylaştırabilmek adına projeler üretmeye başladık. İlgilenenler Başlangıç Noktası sosyal medya hesaplarından depremzedeler için olan projelerimizi takip edebilir ve destek olabilirler.

------- Podbee Sunar -------

Bu podcast, On Dijital Bankacılık hakkında reklam içerir. Bankacılık On'la Rahat. Dünya Döndükçe EFT-Havale- Fast Ücreti Yok. ON Mobil'i _ndir! 
Bu podcast, Pegasus hakkında reklam içerir. Yeni seyahat rotanı planlamak için hemen https://www.flypgs.com/ ’u veya Pegasus Mobil uygulamasını ziyaret et!
Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. 

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

Dijital Yaşam Etiği

Dijital sosyal ağların mevcut hiyerarşileri (devletler, büyük şirketleri, kurumları) kökten dönüştürmesini beklemek gerçekçi değil. Öte yandan her geçen gün daha fazla insan hayatını dijital ağların yarattığı fırsatlarla kazanıyor. Artık üssel büyüyen kırılım teknolojilerinin gücünü arkasına almayan hiyerarşiler ayakta kalamıyor. Ağlar ve hiyerarşilerin güç dengesi nasıl tesis edilebilir? Kırılım teknolojilerin daha fazla insana fayda yaratması için, devletler, uluslararası şirketler ve kurumlar nasıl değişmeli?













Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Dijital sosyal ağların mevcut hiyerarşileri (devletler, büyük şirketleri, kurumları) kökten dönüştürmesini beklemek gerçekçi değil. Öte yandan her geçen gün daha fazla insan hayatını dijital ağların yarattığı fırsatlarla kazanıyor. Artık üssel büyüyen kırılım teknolojilerinin gücünü arkasına almayan hiyerarşiler ayakta kalamıyor. Ağlar ve hiyerarşilerin güç dengesi nasıl tesis edilebilir? Kırılım teknolojilerin daha fazla insana fayda yaratması için, devletler, uluslararası şirketler ve kurumlar nasıl değişmeli?

------- Podbee Sunar -------

Bu podcast, On Dijital Bankacılık hakkında reklam içerir. Bankacılık On'la Rahat. Dünya Döndükçe EFT-Havale- Fast Ücreti Yok. ON Mobil'i _ndir! 
Bu podcast, Pegasus hakkında reklam içerir. Yeni seyahat rotanı planlamak için hemen https://www.flypgs.com/ ’u veya Pegasus Mobil uygulamasını ziyaret et!
Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. 

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

Sistem Mevcudu Koruyacak, AMA… 

Dijital sosyal ağların kurgusu, yarattığı fırsatlar kadar karanlık taraflarıyla da insan hayatını değiştiriyor. Siber saldırılar, gizlilik sorunları, veri hakimiyeti ve güvenlik tehditleri çevrimiçi kimliklerimizin kırılganlığını ortaya koyuyor. Bu bölümde, karanlık tarafa karşı kendimizi nasıl koruyabileceğimizi ve tehlikeleri yönetebileceğimizden bahsediyoruz.













Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Dijital sosyal ağların kurgusu, yarattığı fırsatlar kadar karanlık taraflarıyla da insan hayatını değiştiriyor. Siber saldırılar, gizlilik sorunları, veri hakimiyeti ve güvenlik tehditleri çevrimiçi kimliklerimizin kırılganlığını ortaya koyuyor. Bu bölümde, karanlık tarafa karşı kendimizi nasıl koruyabileceğimizi ve tehlikeleri yönetebileceğimizden bahsediyoruz.

------- Podbee Sunar -------

Bu podcast, On Dijital Bankacılık hakkında reklam içerir. Bankacılık On'la Rahat. Dünya Döndükçe EFT-Havale- Fast Ücreti Yok. ON Mobil'i _ndir! 
Bu podcast, Pegasus hakkında reklam içerir. Yeni seyahat rotanı planlamak için hemen https://www.flypgs.com/ ’u veya Pegasus Mobil uygulamasını ziyaret et!
Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. 

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

Karanlık Taraf

Dijital dünyanın fırsatlarından yararlanmak, en analog şekilde kendini tanımaktan geçiyor. Bilginin erişilebilirliğinin arttığı günümüzde, bağlantılar kurarak anlam yaratma kabiliyeti her şeyden önemli. Kendini tanımak bireyi, ne istediğini, neyi iyi yaptığını ve dünya için iyi ne yapabileceğini düşünmeye itiyor. Bu üç çemberin kesişimine Japonlar “ikigai” diyor. Bu bölümde, dijital ağlarda değer yaratmak isteyen herkesin ilk önce kendini tanıması gerektiğinden bahsediyoruz.











Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Dijital dünyanın fırsatlarından yararlanmak, en analog şekilde kendini tanımaktan geçiyor. Bilginin erişilebilirliğinin arttığı günümüzde, bağlantılar kurarak anlam yaratma kabiliyeti her şeyden önemli. Kendini tanımak bireyi, ne istediğini, neyi iyi yaptığını ve dünya için iyi ne yapabileceğini düşünmeye itiyor. Bu üç çemberin kesişimine Japonlar “ikigai” diyor. Bu bölümde, dijital ağlarda değer yaratmak isteyen herkesin ilk önce kendini tanıması gerektiğinden bahsediyoruz.

------- Podbee Sunar -------

Bu podcast, On Dijital Bankacılık hakkında reklam içerir. Bankacılık On'la Rahat. Dünya Döndükçe EFT-Havale- Fast Ücreti Yok. ON Mobil'i _ndir! 
Bu podcast, Pegasus hakkında reklam içerir. Yeni seyahat rotanı planlamak için hemen https://www.flypgs.com/ ’u veya Pegasus Mobil uygulamasını ziyaret et!
Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. 

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

Yeni Zenginlik: Kendini Tanımak

Dünya çapında liderlerin yaş ortalaması 60. Öte yandan dünyanın yaş ortalaması 30. Mevcut liderlerin dünya görüşü, İnternet Çağı’nın dijital sosyal ağlarını yönetmeye ve iyiye doğru şekillendirmek için yeterli olmuyor. Jenerasyonlar arası iletişim nasıl kurulmalı? Yeni jenerasyonların dijital kabiliyetlerinden nasıl yararlanılmalı? Bu bölümde, teknolojiyle beraber “kıdem” ve “deneyim” tanımlarımızı nasıl değiştirebileceğimizi tartışıyoruz.
------- Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Dünya çapında liderlerin yaş ortalaması 60. Öte yandan dünyanın yaş ortalaması 30. Mevcut liderlerin dünya görüşü, İnternet Çağı’nın dijital sosyal ağlarını yönetmeye ve iyiye doğru şekillendirmek için yeterli olmuyor. Jenerasyonlar arası iletişim nasıl kurulmalı? Yeni jenerasyonların dijital kabiliyetlerinden nasıl yararlanılmalı? Bu bölümde, teknolojiyle beraber “kıdem” ve “deneyim” tanımlarımızı nasıl değiştirebileceğimizi tartışıyoruz.
------- Podbee Sunar -------

Bu podcast, On Dijital Bankacılık hakkında reklam içerir. Bankacılık On'la Rahat. Dünya Döndükçe EFT-Havale- Fast Ücreti Yok. ON Mobil'i _ndir! 
Bu podcast, Pegasus hakkında reklam içerir. Yeni seyahat rotanı planlamak için hemen https://www.flypgs.com/ ’u veya Pegasus Mobil uygulamasını ziyaret et!
Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. 

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

Kıdem ve Teknoloji Paradoksu

Üssel büyüme, sabit bir oranın üstüne çıkan her türlü büyümedir. Üssel büyüme gösteren sistemler, büyüme katsayısını katlar ve eğri bir grafik çizer. Bir teknolojinin üssel olması için birkaç 10 sene boyunca üssel olarak büyümesi gerekir. Örneğin; dizel motorlar üssel teknolojiler değildir. Ama bilgisayar teknolojileri 20.yüzyılın ortasından beri üssel büyümüştür. Bu bölümde üssel teknolojilerden ve yapay zekanın açtığı yeni dönemden bahsediyoruz.
------- Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Üssel büyüme, sabit bir oranın üstüne çıkan her türlü büyümedir. Üssel büyüme gösteren sistemler, büyüme katsayısını katlar ve eğri bir grafik çizer. Bir teknolojinin üssel olması için birkaç 10 sene boyunca üssel olarak büyümesi gerekir. Örneğin; dizel motorlar üssel teknolojiler değildir. Ama bilgisayar teknolojileri 20.yüzyılın ortasından beri üssel büyümüştür. Bu bölümde üssel teknolojilerden ve yapay zekanın açtığı yeni dönemden bahsediyoruz.
------- Podbee Sunar -------

Bu podcast, On Dijital Bankacılık hakkında reklam içerir. Bankacılık On'la Rahat. Dünya Döndükçe EFT-Havale- Fast Ücreti Yok. ON Mobil'i _ndir! 
Bu podcast, Pegasus hakkında reklam içerir. Yeni seyahat rotanı planlamak için hemen https://www.flypgs.com/ ’u veya Pegasus Mobil uygulamasını ziyaret et!
Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. 

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

Üssel Büyüme

Kırılım, bizim “disruption” kavramını dilimizde aktarmak için kullandığımız kelime. İçinden geçtiğimiz Kırılım Çağı'nda, güçlü değişim rüzgarlarını arkalarına alanlar başarılı oluyor. Bu bölüm kırılımları dayanışma, dayanıklılık ve esneklik ile nasıl yakalayabileceğimiz ve kendi yararımıza kullanabileceğimiz üzerine.
------- Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Kırılım, bizim “disruption” kavramını dilimizde aktarmak için kullandığımız kelime. İçinden geçtiğimiz Kırılım Çağı'nda, güçlü değişim rüzgarlarını arkalarına alanlar başarılı oluyor. Bu bölüm kırılımları dayanışma, dayanıklılık ve esneklik ile nasıl yakalayabileceğimiz ve kendi yararımıza kullanabileceğimiz üzerine.
------- Podbee Sunar -------

Bu podcast, On Dijital Bankacılık hakkında reklam içerir. Bankacılık On'la Rahat. Dünya Döndükçe EFT-Havale- Fast Ücreti Yok. ON Mobil'i _ndir! 
Bu podcast, Pegasus hakkında reklam içerir. Yeni seyahat rotanı planlamak için hemen https://www.flypgs.com/ ’u veya Pegasus Mobil uygulamasını ziyaret et!
Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. 

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

İnternetin Kırılım Çağı

Teknolojinin gücünden yararlanmamız günümüz dünyasında bir ihtiyaç haline geldi. Ağ teknolojileri bizi zaman ve mekan kısıtlarının dışına çıkarıp küreselde potansiyelimizi gerçekleştirmemize yardımcı olur. Yeni bakış açıları bizi bu ağlarda daha kuvvetli bir konuma getirir ve yeni bir hikaye başlar.
------- Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Teknolojinin gücünden yararlanmamız günümüz dünyasında bir ihtiyaç haline geldi. Ağ teknolojileri bizi zaman ve mekan kısıtlarının dışına çıkarıp küreselde potansiyelimizi gerçekleştirmemize yardımcı olur. Yeni bakış açıları bizi bu ağlarda daha kuvvetli bir konuma getirir ve yeni bir hikaye başlar.
------- Podbee Sunar -------

Bu podcast, On Dijital Bankacılık hakkında reklam içerir. Bankacılık On'la Rahat. Dünya Döndükçe EFT-Havale- Fast Ücreti Yok. ON Mobil'i _ndir! 
Bu podcast, Pegasus hakkında reklam içerir. Yeni seyahat rotanı planlamak için hemen https://www.flypgs.com/ ’u veya Pegasus Mobil uygulamasını ziyaret et!
Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. 

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

Yeni Başlayan Ne?

Başlangıç Noktası Lideri Ceren Zeytinoğlu ve Türkiye Bilişim Vakfı Başkanı Faruk Eczacıbaşı karşılıklı oturup dünyayı birbirine yakınlaştıran dijital sosyal ağların oluşturduğu yeni değerleri ve fırsatları konuşuyor.

Podcast'e Soru Sor

Kaydet - Dinle - Gönder

Bildirimler

Daha Yeni Başlıyor

Her hafta eklenen yeni bölümleri kaçırma!