8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Bilgisel’in özel bölümüyle huzurlarınızdayız. Türkiye’de kadınların seçme ve seçilme hakkı kazanması için daha cumhuriyet kurulmadan önce mücadele etmeye başlayan Nezihe Muhiddin’in ve Türkiye Kadınlar Birliği’nin öyküsünü çok seveceksiniz. Hazırsanız başlayalım.

Oyuncular:

Nezihe Muhiddin: Gülşah Dim

Mustafa Kemal Atatürk: Metin Bozkurt









Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Bilgisel’in özel bölümüyle huzurlarınızdayız. Türkiye’de kadınların seçme ve seçilme hakkı kazanması için daha cumhuriyet kurulmadan önce mücadele etmeye başlayan Nezihe Muhiddin’in ve Türkiye Kadınlar Birliği’nin öyküsünü çok seveceksiniz. Hazırsanız başlayalım.
Oyuncular:
Nezihe Muhiddin: Gülşah Dim
Mustafa Kemal Atatürk: Metin Bozkurt

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir.  getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol. Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. Bonus Platinum Dinamik'le tanışın!Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi!
See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

18: Kadının Fendi: Nezihe Muhiddin ve Kadınlar Halk Fırkası

Yazılan yazıların, üst perdeden yapılan açıklamaların ve suçlamaların ardı arkası kesilmiyordu. Türk Kadınlar Birliği üyelerinin bir tek vatan haini inandırmadıkları kalmıştı. Birliğin olağanüstü toplantısında Başkan Nezihe Muhittin kürsüye çıktı. Türkiye'de kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi için mücadele etmeyi sürdüreceklerini söyledi. Öfkeli ve sert konuşmasını işte bu meydan okumayla bitirdi.

Biz ölünceye kadar bu hak uğrunda çalışacağız. Ve ömrümüz kifayet etmez, bu hakkı alamazsak, ahbabımız, torunlarımız mutlaka alacaktır.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde demir iradeli bir kadının hikayesiyle huzurlarınızdayız. 1923'te kurulan Türkiye Cumhuriyeti, Cumhuriyet devrimleri kapsamında 1934 yılında kadınlara da seçme ve seçilme hakkı tanıdı. Günümüze kadar gelen resmi anlattılardı hep. Cumhuriyet devrimlerinin kadınlara onurunu iade ettiği, Türkiye'nin kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyan ilk Müslüman toplumlu ülke olduğu hatta bu konuda çoğu Avrupa ülkesinin bile Türkiye'nin gerisinde kaldığı vurgulandı. Hiç kuşkusuz Türkiye'nin kağdaşlaşma devrimlerinde kadınlar için atılan adımlar büyük kazanımlar içeriyor. Peki kadınlara bu haklar altın tepside mi bahşedildi?

Türkiye'de kadınlar tüm dünyanın kadınları gibi erkeklerle aynı haklara sahip olmak için büyük bir savaş veriyorlar. 1934'den 11 sene önce henüz cumhuriyetin yeni kurulduğu günlerde seçme ve seçilme hakkı için çalıştılar, mücadele ettiler. Bu uğurda horlanıp aşağılandılar. İftiralara, suçlamalara, soruşturmalara maruz kaldılar. Bu mücadelenin başrollerinden birinde Nezihe Muhittin vardı.

Ben Ali Yağız Baltacı. Bilgisayar'ın yeni bölümünde ülkesi ve ülkesinin kadınları için mücadele etmek zorunda kaldığı engeller neticesinde akli dengesini dahi yitirmiş bir kadının olağanüstü mücadelesini sizlerle paylaşacağız.

Nezihe Muhittin kimdir? 1889'da ceza hakimi Muhittin Bey'in kızı olarak Kandilli'de doğdu.

O zamanların toplumsal yapısında kız çocukların en iyi eğitimi almasını savunan bir babaya sahip olmak en büyük şanstı. Arapça ve Farsça'nın ardından Almanca ve Fransızca öğrendi. Öğrendiği yabancı diller sayesinde uluslararası yayınlara ve akımlara vakıf olmayı başardı. Sosyal yaşamın içinde yer aldı. O günlerde bir kadın için pek de sıradan olmayan sporlarla ilgilendi. At bindi. Kandilli'den kayıkla tek başına boğaza açıldı.

İkinci meşrutiyetin hürriyet rüzgarlarının estiği yıllardı. Kızların eğitim için Avrupa'ya gönderilmesini destekleyen ilk yazısı yayımlandığında sadece 18 yaşındaydı. İstibdat döneminde doğan Nezihe, henüz 19'undayken 1908 devrimini görmüştü. Abdülhamid'i devirip yeniden meşrutiyeti ilan eden Jön Türkler'e, gencecik yaşında büyük bir destek verdi genç Nezihe Hanım. 1909 Marif Nezareti'nin öğretmenlik sınavını kazanıp hayata atıldı. Kız İdadi Mektebi'nde fen bilimleri hocası oldu.

O dönemin en büyük efsanelerinden Halide Edip'ten sonra adından en çok bahsettiren kadın aktivisti. 1912'de Balkan Savaşları sonrası hayır işleri için kurulan Osmanlı Türk Hanımları Esirgeme Derneği'nin kurucusu oldu. Donanmayı desteklemek için kurulan Donanma Cemiyetinin Kadınlar Şubesi'nin de yönetiminde yer aldı. Bu süreçte edebiye yönünü sürekli geliştirdi.

Hep yazdı. Şebabi tabap, benliğim benimdir, İstanbul'da bir Landru gibi kadınların sorumlularını işleyen romanlar kaleme aldı. Ancak asıl büyük mücadelesi ve derdi büyüyordu. Başka bir şey düşünüyordu. Nezihe Muhittin, kadınların seçme ve seçilme hakkına sahip olmasını istiyordu.

1900'lerin başında ABD ve Avrupa'da kadınların bu hak için verdiği mücadelelerden, grevlerden, eylemlerden çok etkilenmişti. Yeni Türkiye'de kadınlar da aynı mücadeleyi vermeliydi. Milli mücadelenin zaferle sonuçlanmasının ardından Nezihe Muhittin bu konuyu gündemine aldı.

O günlerde Kurtuluş Savaşı'nın karargahı Ankara'da yeni rejimin temelleri atılıyordu. Henüz daha cumhuriyet bile kurulmamıştı. Mustafa Kemal Paşa Anadolu'da birleştirdiği direniş örgütlerini Cumhuriyet Halk Fırkası adıyla bir siyasi hareket haline getirmek istiyordu.

...meclis seçime gitme kararı aldı. Müzakereye açılan seçim kanununun ikinci maddesinde... ..."18 yaşını geçen her erkek seçime hakkına sahiptir." yazıyordu. Kimsenin de bu maddeye bir itirazı yoktu.

Tam da bu sırada Ahmet Emin Yalman'ın vakit gazetesinin açtığı kadınlara seçme ve seçilme hakkı tartışması büyük ilgi gördü. Bu tartışmanın ardından Nezihe Muhittin artık kendi sırasının geldiğini hissetti ve harekete geçti.

15 Haziran 1923'te daha cumhuriyet bile kurulmamıştı. Kadınların siyasi hakları için bir kadın şurası toplamaya karar verdiklerini açıkladı. O sırada Milli Mücadele'nin silahlı salfası henüz sonuçlanmıştı. Mustafa Kemal Paşa'nın da sürekli olarak ifade ettiği üzere kadınlar, zaferin kazanılmasında çok önemli rollere sahipti. Andolu kadını savaş boyunca İnebolu'dan Ankara'ya yürüyerek mermi taşımış,

Tren ve köprü yapımlarında gece gündüz çalışmış cephe gerisinde hemşirelik hasta bakıcılığı yapmıştı. Nitekim Mustafa Kemal Paşa 27 Ekim 1922'de Mudanya müteharikesinin hemen ardından Bursa'daki öğretmen okulunda yaptığı konuşmada şunları söyledi. Şehit askeri minnetle yad ediyorum. Kurtuluşa emek vermiş herkesi selamlıyorum.

Dünyanın hiçbir kadını, ben vatanımı kurtarmak için Türk kadınından daha çok çalıştım diyemez. Peki bu övgülerin siyasi bir sonucu da olmayacak mıydı? Nezihe Muhittin işte o günlerde bu sonuç için öne atıldı. Bir siyasi parti kurmaya karar verdi. Üstelik henüz daha CHP bile kurulmamıştı.

Bunun için ilk etapta bir toplantı organize etti. Arkadaşlarıyla birlikte örgütlenerek bir şura toplamaya karar verdi. Çağrı Meddin de kadınları bu şuraya çağırdı. Memleket kadınının öz şahsiyetini ve haysiyetini koruyacak feraseti vardır. O kadınlar ki hiçbir zorluktan yılmamış, güçlükler karşısında aciz kalmamıştır.

Düşmandan temizlenen mukaddes vatan toprağı, memleketin cefakar ve vakur kadınlarını bir kere daha vazifeye çağırıyor.

Bu çağrının sonunda 15 Haziran 1923 günü Darülfünün konferans salonunda toplanan Kadınlar Şurası'nda beklenen karar çıktı. Kadınlar Halk Fırkası kurulacaktı. Nezihe Muhittin ise ne istediklerini anlattığı Vakit gazetesinde çıkan yazısında devrimin kadınlara haklarını vermesi için çalışacaklarını çok güçlü bir şekilde ifade etti.

Onları bize vermeseler bile biz onları alacağız. Hiç şüphesiz hak, azmin, fiilin ve liyakatindir. Kadınlarımızın şu 15 seneden beri ibraz ettiği fikri teşebbüs ve faaliyet, o mevkilere oturmak için bize bir hak bahşetmiştir. Memleketin gerçek ihtiyacı da o mevkilere bizim sahip olmaklığımızı emrediyor.

Ancak Nezihe Muhittin ve arkadaşlarının bu atılgan, kararlı tutumu Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde pek hoş karşılanmadı. Daha henüz Lozan görüşmeleri tamamlanmadan, ülkenin sınırları, rejimi hatta ismi bile belli olmadan kadınların bu çabaları çok yadırgandı. Hedefteki isimse Nezihe Muhittin oldu.

Kadınlar Partisi'nin tüzüğü ve programı basında yer aldı. İlk hedef belediye seçimlerinde oy verme hakkıydı. Kadınların askerlik hizmetini yapması gibi radikal talebele bile programında yer veren partinin Andolda örgütlenmesi için harekete geçilecekti. Parti üyesi kadınlardan ir ve ilçe temsilcileri seçildi. Basında ise eleştirel yorumlar yapılıyordu.

Leziye Muhittin'in gizli bir ajandası olduğunu iddia edip, tüm dertleri mebus olmak minvalinde yorumlar yapıldı. Valilik, parti kuruluşuna karar vermesi için evrakları ve tüzüğü Ankara'ya İçişleri Bakanlığı'na gönderdi. İlk kez bir parti kuruluyordu. Buna da ancak Ankara karar verebilirdi.

Kamuoyunun kulağını ise kadınların siyasi hakları ile ilgili kar suyu kaçırılmıştı bir kere. 1923 Temmuz'unda İzmir'de yapılan milletvekili seçim yerinde sandıklardan aday olmadıkları halde Halide Edibe 3, Atatürk'ün eşi Latife Hanım'a da bir oy çıkmıştı.

Kadınlar Halk Fırkası'na ilgi artıyordu. Gelin görün ki ilgi ve tanınırlık arttıkça kendilerine karşı muhalefetle derinleşti. Parti kuruluşu için cevap 8 ay sonra geldi. Kadınlar Halk Fırkası'nın programı Bazı Düşünceler sebebiyle hükümetçe reddedilmişti. Bu düşüncelerin neler olduğu hakkındaysa hiçbir ayrıntıya girilmedi.

Bu noktada bölümümüze kısa bir ara veriyoruz. Geri döndüğümüzde bu cesur kadının mücadelesini anlatmayı sürdüreceğiz.

Kadınlar Partisi'nin kuruluşuna izin verilmezken, Türkiye Devleti'nin ilk resmi siyasi partisi 9 Eylül 1923'te kuruldu. Artık Cumhuriyet Halk Fırkası resmileşmişti. Şimdilik başka partiye gerek yoktu. Nezihe Muhittin başka bir çare düşünmeye başladı.

siyasi mücadeleleri için önünü tıkanmıştı. Daha yavaş adımlarla ilerlemeye karar verdi. Partinin programını biraz yumuşatıp, tüzüklerine ''Birliğin siyasetle alakası yoktur'' maddesini eklediler. Bu programla başvurdukları valilik, bu kez Türk Kadınlar Birliği'nin kurulmasına izin verdi.

siyasi parti kurulamamış ama birlik kurulmuştu. Ama esas hedef değişmemişti. 400 üyeye ulaşan birlik seçimlerde Halide Edip ve Nezihe Muhittin'i mebusluk için aday gösterdi. Sembolik olan bu adaylıklara en büyük tepki Cumhuriyet gazetesi ve Yunus Nadi'den geldi. Cinsi latif, havva kızları gibi cinsiyetçi tanımlamalarla andığı kadınlarla alay eden

Kendi propagandalarını yapmakla suçlayan Yunus Nadi ile Nezihe Muhittin arasında gazeteler üzerinden sert bir polemik başladı. Nezihe Muhittin, Yunus Nadi'ye zehir zemberek bir yanıt verdi.

Yunan çizmeleri Ankara önlerine vardığında, memleketin kadınları istiklal yolunda günlerce yürüyüp mermi taşırken cinsi latif miydi? Veyahut cephe gerisinde yaralarınızı saran, icabında cenk meydanında düşmanla vuruşanlar havva kızları mıdır? Haleti ruhiyeniz ile hakir gördüğünüz o kadınlar, evvela şahsiyetini, pekala istikbalini de çürümüş zihinlerden kurtarmaya muktedir olacaktır.

Aynı günlerde Cumhuriyet gazetesi de Şehzade Seyit isyanına atıfta bulunarak Nezihe Muhittin'e saldırıyordu. Türkiye'nin hayatında çok mühim meseleler mevcut olduğu bir zamanda hanımlarımızın mebusluk propagandası veya reklamı ile meşgul olmalarını lakaytane seyredemezdik.

Eleştiriler sadece fikirsel temelde kalmadı. Cinsiyetçi yazılar ve yorumlar da yapılıyordu. Yunus Nadi 1 yazısında kadınların mücadelesini şu ifadelerle küçümsedi. Salonda zarifane konuşmaktan yahut gazetecilere resimlerini vermekten. Yahut da balodan sinemaya, sinemadan dansa koşan hanımlara karşı açık ve samimi konuşalım, biz erkekler hürmet de etsek yalandır. Bu hürmet ancak onların zarafetlerine daha ince bir çeşni vermek ve sonra da bu zarafeti şaşırmış ve hayran seyri temaşa seyretmek içindir.

Tüm bunlar yaşanırken Nezihe Muhittin devrin önemli kanaat önderleriyle toplantılar düzenledi. Camilerde kadınlarla ilgili vaaz vermek için diyanet işlerine başvurdu. Dünyadaki kadın hareketleriyle ilişkiler kurdu. Eleştiriler arttıkça Nezihe Hanım daha çok hırslanıyordu. Kadınlar Birliği üyeleri 1926 yılında bu kez Cumhuriyet Halk Fırkasına üye olmak için başvurdular. Başvuru karşısında şaşıran CHP bir yanıt veremedi. Başvuruyla ilgili gazetelerin sıkıştırdığı CHP müfettişi, Kadınlar evlerinde yapacak iş bulamazsa bu işlerle ilgilenmeye başlayabilirler dedi. Kadınlar birliği ne yapıp ediyor gazetelerin birinci sayfalarından düşmüyordu. Kadınlar polis de olabilir gibi açıklamalarla kamuoyunun kadın meselesine ilgisini hep diri tutmayı başardılar. Cumhuriyet bu teklifi de alaycı bir dille karşılamakta gecikmedi. Mebus olamayacağını anlayan kadınlar şimdi de polis olmak istiyor.

1927 yılında toplanan Türk Kadınlar Birliği kongresinde 3 yıl önce programdan çıkarılan siyasal hakların alınması için çalışılacaktır maddesi yeni bir formülle geri getirildi. Nezihe Muhittin yeniden başkanlığa seçildi. İşte bu sonun başlangıcı olacaktı. Devletle inatlaşan kadınlar için düğmeye basıldı.

Linç kampanyası kongreden hemen sonraki gün başlatıldı. Üyelerden birkaç basına, CHP'ye, valiye ve emniyete mektup yazarak Nezihe Muhittin yolsuzluk yaptığını, kongrede seçimlerde yapılan usulsüzlükler sebebiyle Kadınlar Birliği'nin illegal bir yapılanma olduğunu iddia ettiler.

Ertesi gün Nezihe Muhittin hemen bir basın toplantısı düzenleyerek bütün iddiaları reddetti. Yeni program valilikçe onaylandı. Yolsuzluk iddiaları da asılsız çıktı. Türk Kadınlar Birliği 1927 seçimleri için çalışmaya başladı. Bu kez yine Ankara'yı ters köşeye yatıracak bir hamle yapıldı. CHP'den kadın aday gösterilmesi için çalışılacaktı. CHP bu hamleye anayasaya uygun değil diyerek karşı çıktı.

Kadınlar Birliği bir adım daha ileri gitti ve seçimler için aralarında Nezihe Muhittin'in de olduğu 4 kadın adayını kamuoyuna açıkladı.

Bütün gözler kadınlar birliğine çevrilmişti. Basın, birliğin tüm toplantılarını yakından izliyordu. Sadece yerli basın değil, yabancı basın da birliğin peşindeydi. New York Times muhabirinin izlediği toplantıyla seçim kampanyasında ikinci bir adım daha atıldı. Bir heyet kurulacak. Bu heyet, Cumhurbaşkanı Atatürk'ü ziyaret ederek, ondan anayasanın değiştirilerek kadınlara oy hakkı verilmesini isteyecekti.

kampanya meclisinde gündemine geldi. Kadın vekil adaylığını destekleyen vekillere yanıt, Savunma Bakanı Recep Peker'den geldi. Kürsüye çıkan Peker, Kadınlar Birliği'nin adını vermeden, bir heyet diye bahsedip, kadınları meclis yerine orduya çağırdı. Madem ki Türk vatanıyla ve mukadderatıyla fiilen meşgul olmak arzusundasınız, o halde bu meşguliyeti fiilinin şerefli bir cephesi vardır ki sizi oraya davet ederim.

Atatürk'e çok yakın isimlerden fali Rıfkı da tartışmaya sert biçimde katılmıştı. Milliyette çıkan yazısında bu davada ciddiyet görmediğini söyleyip kadınlar birliğine seslendi. Erkeklerle uğraşmaya başlamadan önce inkılapları Türk kadınlarına kabul ettirmeye çalışın. Artık Kadınlar Birliği'ne karşı atış serbestti. Bu arada birliğin seçimlerde gösterdiği feminist erkek aday Kenan Bey de baskılara dayanamayarak adaylıktan çekildi. Türk Kadınlar Birliği devlete muhalif, anarşist bir oluşum olarak lance ediliyordu. Üstlerine çok gelindiğini anlayan Nezihe Muhittin saldırılara karşı geri adım atmak zorunda kaldı. Türk Kadınlar Birliği seçimlerde milletvekili adayı göstermekten vazgeçtiğini açıkladı.

Nezihe Muhittin geri adım atmıştı atmasına ama asıl hedefini ve misyonunu asla unutmadı. O günlerde o meşhur konuşmasını yaptı. Biz ölünceye kadar bu hak hurunda çalışacağız ve ömrümüz kifayet etmez bu hakkı alamazsak ahbabımız, torunlarımız mutlaka alacaktır.

Baskılara meydan okuyan Nezihe Muhittin'e yanıt çok sert oldu. Önce 25 Ağustos 1927 günü, TKB'nin Helbeli Ala'da düzenlediği yaz kampı polis tarafından basıldı. İzinsiz olduğu gerekçesiyle çadırlar söküldü. Birliğin Değirmendere'ye düzenlediği gemi gezisi de iptal edildi.

Kısa bir süre sonra daha önce işe yaramayan yolsuzluk iddiaları yeniden sandıklardan çıkarıldı. Basında Nezihe Muhittin'i itibarsızlaştırma kampanyası başlatıldı. 10 Eylül günü polis dernek binasında arama yaptı. Valilik aramanın ardından basına Nezihe Muhittin'in birlik kasasından 500 lirayı kendisi için harcadığını, dernek merkezini evi gibi kullandığını açıkladı. 19 Eylül günü polis, kadınlar birliğinin faaliyetlerini geçici olarak durdurdu ve belgelerini el koydu. Nezihe Muhittin ise henüz pes etmemişti. Birliği olağanüstü kongreye çağırdı. Polisten evraklarının kendisine iadesini istedi.

Polis belgeleri vermeyerek kongrenin yapılmasını yasakladı. Cemiyet idaresi gelişmeler üzerine Nezihe Muhittin'in Cihangir'deki evinde toplandı. Savcılığa dilekçi yazıldı. Heyet üyeleri gazetelere Muhittin'i destekleyen beyanlar verdiler. Muhittin'in arkasında yabancı güçlerin olduğu, Cihangir'de evinde oturduğu söylenen Belçikalı bir kadın tarafından yönlendirildiği yazıldı. Nihayetinde valilik eliyle Türk Kadınlar Birliği'ne darbe yapıldı.

Birliğe kayyum bir yönetim atandı. Nezihe Hanım'ı şikayet eden birlik üyeleri, valilik tarafından birliğin yeni yönetim olarak atandılar. Yeni Türkiye Kadınlar Birliği'nin ilk icraatı da Nezihe Muhittin'i ihraç etmek oldu. Nezihe Muhittin, kendi kurduğu Türk Kadınlar Birliği'nden resmen kovulmuştu.

hakkındaki iddiaları için iğrenç dedi. Basında uzun süre onun adından sadece adli haberlerinde bahsettiler. Hakkında açılan davalar 1929 yılında çıkan afla düşene kadar devam etti. Türk Kadınlar Birliği'nin yeni başkanı Latife Bekir gazetecilerin siyasetle ilgilenecek misiniz sorusuna ilginç bir yanıt verdi. Hayır biz Nezihe Hanım gibi hayallerin peşinden koşacak değiliz.

Nezihe Hanım o hayallerinin peşinde koşmaya bir süre daha devam etti. 1930'da Serbest Cumhuriyet Fırkası onu Beyoğlu ikinci sıradan aday gösterdi. İlk sırada Atatürk'ün kız kardeşi Makbule Hanım vardı. Ancak buna rağmen seçilemedi. Serbest Cumhuriyet Fırkası da bir süre sonra kapanarak kendini feshetti. Nezihe Hanım geri çekildi.

...yazılarını yazmaya ve öğretmenlik yapmaya devam etti. Uğruna linç edildiği, hayatın kendisine zindan edildiği hayali ise... ...1934 yılında gerçekleşti. Meclis, 5 Aralık 1934 günü... ...kadınlara seçme ve seçime hakkı veren Kanun'un teklifini kabul etti. Bu uğurda uzun yıllar mücadele eden Nezihe Hanım'dansa... Çoğu yerde hiç bahsedilmedi. Öyle ki kutlama için düzenlenen toplantıya Nezihe Muhittin çağrılmadı. Ama o yine de suya sabona dokunmaktan vazgeçmedi. İsimsiz yazılar yazdı. Türk Kadını adında bir kitap kaleme aldı. Seçme ve seçilme hakkının verilmesinden sonra 1935'teki ilk seçimde İstanbul'dan bağımsız aday oldu.

Nezihe Muhittin gibi siyasi hayallerimiz yok diyen Latife Bekir de 1946 yılında CHP'den meclise girdi. Birlik daha sonraki yıllarda Kemalist kadınların hayırseverlik kurumu haline geldi. 90'lardaki layıklık mücadelerinde başı çekti. Artık tamamen elini eteğini çeken Nezihe Muhittin ise evinde her ayın ilk cuması kadınlarla çay sohbetlerinde bir araya geliyor, lise öğretmenliği yapıyor, popüler romanlar yazarak hayatını kazanmaya çalışıyordu. Ancak bu unutulmaya ve yalnızlaştırılmaya çalışılan heyecanlı bünyesi ve berrak zihni daha fazla dayanamadı. Ömrünün son demlerini akıl hastanesinde geçirdi.

10 Şubat 1958 günü Şişli'deki o akıl hastanesinde tek başınayken hayatını kaybetti. Şişli Camii'nden kaldırılan cenazesinde eşinden ve yakın dostlarından başka kimse yoktu. Kurucusu olduğu Türk Kadınlar Birliği bir çelenk göndermekle yetindi. Nezihe Hanım'ın tek oğlu Malik de annesinin ölümünden sonra ortalardan kayboldu. Onun da Beyoğlu sokaklarında yaşadığı ve öldüğü söylenir.

Türkiye'de kadınlara verilen haklar bir lütuf değildi. O haklar için daima hayaller kuruldu, uykular kaçtı. Bu haklar için büyük bir savaş veren Nezihe Hanım, kendi kurduğu birliğine atılsa da mücadelesi asla unutulmadı.

Yeni devletin kadınlara bir hediye ve lütuf gibi sunduğu seçme seçilme hakkı aslında zorlu şura toplantılarının, öfkeli nutukların, hararetli tartışmaların, polis baskınlarının, mahkeme kapılarının, kayyumların, bildiri savaşlarının, hakaret ve aşağılamaların sonucunda büyük bir mücadeleyle kazanılmıştı. Tüm bu sürecin Nezihe Hanım'a armağanıysa... ...yitirdiği akli dengesi ve cenazesine gönderilen bir kuru çiçek oldu.

Bizler de Bilgisayar'ın bu bölümünde Neziha Hanım'ı ve onun mücadelesini, davasını Dünya Kadınlar Günü şerefine saygıyla anıyoruz. Evde, sokakta, mecliste, iş yerinde, atölyede, okulda üreten ve var eden kadınların ayrımcılığa ve cinsiyetçiliğe karşı bizlere ilham veren tüm mücadelelerine selam ve saygıyla. Dünya Kadınlar Günü'nüz kutlu olsun.

Bilgisel'de bu hafta, son yılların en popüler siyasetçilerinden Ekrem İmamoğlu'nun politik kariyerindeki kırılma anlarına odaklanacağız. Onun, Türk Ocağı Limasol kalesinden İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı'na uzanan hikayesine tanıklık edeceğiz. Hazırsanız, başlayalım.











Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!


----- Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Bilgisel'de bu hafta, son yılların en popüler siyasetçilerinden Ekrem İmamoğlu'nun politik kariyerindeki kırılma anlarına odaklanacağız. Onun, Türk Ocağı Limasol kalesinden İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı'na uzanan hikayesine tanıklık edeceğiz. Hazırsanız, başlayalım.

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir.  getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol. Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. Bonus Platinum Dinamik'le tanışın!Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi!
See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

22: Kalecilikten Politikaya : Ekrem İmamoğlu'nun Siyasi Yaşamı I Tekrar Dosyası

Bilgisel’in yeni bölümünde tüm özellikleriyle dünyanın en özel şehirlerinden olan İstanbul’un siyasi ve kültürel çerçevede 100 yıllık yolculuğunu derledik. Seçim öncesi İstanbul’un yerel dinamiklerini inceledik. Hazırsanız başlayalım.



Bölüm içerisinde referansta bulunduğumuz 31. Bölüm ektedir.

Kalecilikten Politikaya: Ekrem İmamoğlu'nun Siyasi Yaşamı

https://open.spotify.com/episode/61lwVwEsKVgaH5Pic2cReU?si=46d8771418764f09







Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Bilgisel’in yeni bölümünde tüm özellikleriyle dünyanın en özel şehirlerinden olan İstanbul’un siyasi ve kültürel çerçevede 100 yıllık yolculuğunu derledik. Seçim öncesi İstanbul’un yerel dinamiklerini inceledik. Hazırsanız başlayalım.

Bölüm içerisinde referansta bulunduğumuz 31. Bölüm ektedir.
Kalecilikten Politikaya: Ekrem İmamoğlu'nun Siyasi Yaşamı
https://open.spotify.com/episode/61lwVwEsKVgaH5Pic2cReU?si=46d8771418764f09

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir.  getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol. Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. Bonus Platinum Dinamik'le tanışın!Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi!
See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

21: Dünyanın Başkenti: İstanbul'un 100 Yılı

18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi'nin 109. yılında olağanüstü bir savaş hikayesiyle huzurlarınızdayız. Aynı asker, aynı savaşta, iki düşman ülkede birden kahraman olabilir mi? Alistair John Taylor mı yoksa Gazi Ali Can Çavuş mu? Tüyler ürpertici bu hikayeye hazırsanız başlayalım.





Oyuncular:

Beyaz Hala: Yasemin Yeşilgöz

Mustafa Kemal Paşa: Metin Bozkurt

Victoria Taylor: Dila Zeynep Dereli

Alistair John Taylor: Kadir Can Değer

Rehber: Gökbey Karataş

Türk Askeri: Zafer Peker

Köylü: Batuhan Kösegil









Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi'nin 109. yılında olağanüstü bir savaş hikayesiyle huzurlarınızdayız. Aynı asker, aynı savaşta, iki düşman ülkede birden kahraman olabilir mi? Alistair John Taylor mı yoksa Gazi Ali Can Çavuş mu? Tüyler ürpertici bu hikayeye hazırsanız başlayalım.


Oyuncular:
Beyaz Hala: Yasemin Yeşilgöz
Mustafa Kemal Paşa: Metin Bozkurt
Victoria Taylor: Dila Zeynep Dereli
Alistair John Taylor: Kadir Can Değer
Rehber: Gökbey Karataş
Türk Askeri: Zafer Peker
Köylü: Batuhan Kösegil

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir.  getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol. Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. Bonus Platinum Dinamik'le tanışın!Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi!
See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

20: Bir Çanakkale Öyküsü - İki Ulusun Kahramanı Ali Can Çavuş

Küçük bir Osmanlı şehrinden, mazlum bir halkın direniş karargahına, ardından Devrim’in ve Cumhuriyet’in başkentliğine uzanan yolculuk. Bilgisel’in yeni bölümünde Ankara’nın yakın tarihinde bir gezintiye çıkıp şehrin siyasi ve kültürel dokularını inceledik. Hazırsanız başlayalım.









Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Küçük bir Osmanlı şehrinden, mazlum bir halkın direniş karargahına, ardından Devrim’in ve Cumhuriyet’in başkentliğine uzanan yolculuk. Bilgisel’in yeni bölümünde Ankara’nın yakın tarihinde bir gezintiye çıkıp şehrin siyasi ve kültürel dokularını inceledik. Hazırsanız başlayalım.

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir.  getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol. Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. Bonus Platinum Dinamik'le tanışın!Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi!
See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

19: Cumhuriyetin Şehri - Ankara'nın 100 Yılı

Bilgisel’in yeni bölümünde Yerel Seçimlere kısa bir zaman kala şehirlerimizi mercek altına alıyoruz. Ege’nin incisi İzmir’in 100 yıllık macerası; siyasi yapısı, yerel dinamikleri ve belediyecilik tarihiyle huzurlarınızdayız. Keyifli dinlemeler.

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

17: Ege'nin İncisi - İzmir'in 100 Yılı

Bilgisel’in yeni bölümünde Türk sinemasının en kült yapımlarından olan Vizontele’nin kahkahaların arkasına gizlediği sosyo-politik saptamalarını sizler için derledik. Hazırsanız başlayalım.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

16: Kahkahalar Arkasına Gizlenmiş Bir Melodram - Vizontele

Bilgisel’in yeni bölümünde yıkılan Yugoslavya’nın enkazından futbol topuna sarılarak çıkan, Bosna Hersek tarihinin en büyük futbolcusu Edin Dzeko’nun öyküsüyle huzurlarınızdayız. Keyifli dinlemeler.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

15: Savaş ve Yıkımın Ortasından Zirveye - Edin Dzeko

Bilgisel'in yeni bölümünde koskoca bir devletin, bir hayvan türüne karşı açtığı savaşa tanık olacaksınız. Avustralya Ordusu'nun Emu Kuşları'na karşı verdiği mücadelenin hikayesi ile huzurlarınızdayız. Hazırsanız başlayalım.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

14: Tarihin En Enteresan Savaşı - Avustralya, Emu Kuşlarına Karşı

Bilgisel’in yeni bölümünde, büyük deprem felaketinin birinci yılında, kaybettiğimiz canlarımızı anarken, enkaz altında yaşamını yitiren Hataysporlu Christian Aysu’nun yüreklere dokunan hikayesiyle huzurlarınızdayız. Hazırsanız, başlayalım.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

13: Bir Son Saniye Golünün Öyküsü - Christian Atsu

Türkiye tarihinde iz bıraksa da geçen zamanda unutulmaya yüz tutan siyasi ve kültürel olaylara sesli bir kapı açıyoruz. Podbee Media yapımı Bilgisel ile hem yakın zaman Türkiye tarihine, hem de toplumsal olayların perde arkasını aralıyoruz.

Podcast'e Soru Sor

Kaydet - Dinle - Gönder

Bildirimler

Bilgisel

Her hafta eklenen yeni bölümleri kaçırma!