Bilgisel'in bu bölümünde Mesut Özil'in futbol macerasını mercek altına alıyoruz. Gelsenkirchen'in gettolarından Real Madrid'e, Arsenal'den Başakşehir'e kadar uzanan kariyerini inceliyoruz. Hazırsanız, başlayalım.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

51: Mesut Özil'in Çalkantılı Kariyeri

Merhaba ben Ali Yağız Baltacı. Bilgisayar'ın bu bölümünde yeşil sahaların en karmaşık hikayelerinden birine Mesut Özel'in kariyerine odaklanacağız. Hazırsanız başlayalım.

Yabancı işçi istihdamı, Almanya'nın 2. Dünya Savaşı sonrasında yeniden ayağa kalkma sürecinin önemli politikalarından birisiydi. Yıkılmış bir ulusun yeniden kalkınması için iş gücüne ihtiyaç vardı. Bunun için ağır sanayi hamleleri, fabrikalar ve üretim ekonomisi alternatifi olmayan bir zorunluluktu.

Elbette tüm bu sanayi hamlelerini yürütecek insan gücüne de ihtiyaç vardı. Bunun için 30 Ekim 1961'de Türkiye ve Federal Almanya arasında iş gücü anlaşması imzalandı. Bu doğrultuda 27 Kasım 1961'de Türkiye'den Almanya'ya ilk işçi kafilesi yola koyuldu. Sirkecigarı'ndan çıkıp Düsseldorf'a ilerleyen bu tren takip eden yıllarda Türkiye'den Almanya'ya göç edecek yüzbinlerce insanın yapacağı

Umut yolculuğunun ilk vasıtası olacaktı. Zonguldak'ın Devre kilisesinden çıkan Özil ailesi de 70'lerde Almanya'nın yolun tutanlardandı. Mustafa Özil çok genç yaşta Gülizar Hanım'la evlenmiş, ilk çocuklarıysa 1986'da dünyaya gelmişti. İsmini Mutlu koydular.

İkinci çocukları ise iki sene sonra doğdu. Ona da ilk oğulları Mutlu ile aynı anlamı taşıyan Mesut adını verdiler. Mustafa ve Gülizar çifti, göçmen olarak geldikleri yeni vatanlarında Mutlu ve Mesut olmanın yolunu evlatlarında bulmuştu.

Mesut'un bebeklik günlerinde soğuk savaş daha yeni bitmişti. Berlin duvarı yıkılmış, Doğu ve Batı Almanya birleşmişti. Çocukluk yıllarında tüm yaşıtları gibi Mesut da soluğu sokakta aldı. Gersen Kirişe'nin göçmen gettosunda futbol topuyla tanıştı. Maymun kafesi olarak adlandırılan yoldan bozma bir sahada gece gündüz top peşinde koşarak büyüdü.

Nefes almak ve yemek yemek dışında tek yaptığı şey futbol oynamaktı Mesut'un. Ailesi onun bu ilgisini fark etmişti. Bunun üzerine 1995 yılında şehrin amatör kulüplerinden Vesfalia 04 Gelsen Kirşen'e yazdırdılar oğullarını.

12 yaşına geldiğinde imkanları daha geniş olan... ...Royd vs. S'nin altyapısına girdi Mesut. Dışarıdan bakıldığında zayıflıktan kopmak üzere olan bir çocuktu. Kocaman gözleriyle arkadaşlarının alay konusu olan Mesut... ...futbol topuyla buluştuğu anda adeta bir sihir yaratıyor... ...meşin yuvarlığa hükmediyordu. Yaşıtlarına göre fazla iyiydi. Baba Mustafa Özül'ün de bunun farkına varması uzun sürmedi.

Mesut 16 yaşındayken ESSEN'den gelen profesyonel mukavele teklifini geri çevirdi baba Özil. Oğlunun kolundan tuttuğu gibi şehrin en köklü kulübü Schalke 04'ün kapısını çaldı. Mesut artık Avrupa'nın en iyi altyapılarından birinde futbol öğrenecekti. Zaman içinde tüm yeteneklerini gösterdi Mesut. Schalke 04'ün başkanı Gerhard Rehberg, onun genç takımda gösterdiği performansı izleyince bir hazine bulduklarını hemen anlamıştı.

Ancak Mesut'un daha büyük müsabakalarda boy göstermesi tabiri caizse pişmesi gerekiyordu. Bu doğrultuda Yıldız adaylarını ana vatanına, Türkiye'ye gönderme kararı aldılar. İlk önce Galatasaray başkanı Özsan Canaydı'na önerildi Mesut. Başkan, arkadaşlar bir baksın deyince Florya'ya tesislere götürüldü. Galatasaray'ın altyapı sorumluları çocuğu görür görmez çok cılız, solucan gibi, bundan topçu olmaz, denemeye bile gerek yok diyerek geri çevirdiler bu genci. Ardından soluğu Beşiktaş'ın tesislerinde aldılar. Burada da Mesut için futbolcu tipi yok yorumu yapıldı. Mesut, kendini geliştirebileceği bir kulüp bulamadan Almanya'ya geri dönmek zorundaydı.

Kariyerine doğup büyüdüğü topraklarda devam etti genç Mesut. Schalke formasıyla çıktığı ilk profesyonel maçtaki rakibi Frankfurt olmuştu. Karşılaşmanın 80. dakikasında Hamit Altıntop'un yerine oyuna girdi genç yetenek. Sonraki maçlarda aldığı süreyi arttırdı. Kısa zamanda takımın değişmez ismi olmuştu. 18 yaşındaki genç Mesut artık Bundesliga'nın gelecek vaat eden yetenekleri arasındaydı.

Takvimler 31 Ocak 2008'i gösterdiğinde Mesut'un hayatını değiştirecek olay gerçekleşti. 2007-2008 sezonunun ara transfer döneminde Werder Bremen'in yolunu tuttu. Bremen, Mesut'a çok iyi gelmişti. Burada gerçek anlamda kendini buldu genç oyuncu. 2009-2010 sezonunda takımın orta sahadaki çapası olmuştu. O sezonun sonunda Werder Bremen ile İstanbul'da oynanan UEFA Kupası finalinde de forma giydi. Bremen finali kaybetmiş olsa da Mesut 4 yıl önce geri çevrildiği şehre UEFA Kupası finalisti olarak dönmüştü.

Bremen'deki performansı 20 yaşındaki Yıldız Adayı'nın isminin de duyulmasını sağladı. Sadece 3 sene önce İstanbul'da ayaklarına kadar gittiği yetkililer, kaçırdıkları balığın büyüklüğünü fark etmiş, Mesut'un Türkiye Amirliği Takımı'nı tercih etmesi için kulis çalışmaları yapmaya başlamıştı. Ancak iş işten geçmişti. Mesut, Almanya Amirliği Takımı'nı tercih ettiğini duyurdu. Bu tercihinin sebebini de şu sözlerle açıkladı.

Ben ve ailem her zaman Türk kalacağız. Fakat doğduğum, yaşadığım ülke olan Almanya'nın formasıyla kendimi daha iyi hissediyorum.

O günlerde Mesut'un Türkiye formasıyla oynaması için ciddi bir kamuoyu oluşturulmuştu. Bu baskılara karşı dönemin milli takım teknik direktörü Fatih Terim, şu sözlerle tartışmalara noktayı koydu. Bir ara tutturdunuz Mesut. Ya adam gelmek istemiyor dedik. Kimse inanmadı, istemedi onu. Ben diyorum ki eğer ben bir insana rica ile Türk milli takım formasını verecek isem işte o zaman beni burada çarmıha geri... Bu forma

Bizim formamız. Bu forma bu ülkenin forması. Bu forma dünyanın her tarafındaki Türklerin forması. Onun için bunu isteyenler giyecek. Giymediği zaman üzülenler giyecek. Ben olduğum sürece burada bundan sonra bunu isteyerek, ölerek, bayılarak sevenler, isteyenler giyecek.

2010 Dünya Kupası'nda Almanya milli takımının formasını geçirdi sırtına Mesut. Dünya üçüncüsü olan takımıyla Gana'ya attığı gol tüm gezegende tanınmasını sağladı. Dışarıya Mesut korkunç soru, şurada gol! Mükemmel bir gol! Mesut için Bremen yolculuğu da fazla uzun sürmeyecekti. O artık Avrupa'nın gelecek vaat eden en büyük yeteneklerinden biriydi. 17 Ağustos 2010'da hayatının imzasını attı. İspanya devi Real Madrid'in formasını giyecek, dünyanın en iyileriyle birlikte oynayacaktı.

Los Galacticos'a transferini Real'den teklif geldiğinde geri çeviremezsiniz. Sözleriyle değerlendirdi genç oyuncu. Burada takımın yıldızı Ronaldo ile yakaladığı uyum dikkat çekiyordu. Çıkmadılar şimdi Cristiano Ronaldo! Cristiano Ronaldo!

Madrid 2 bin önde işte Mesut Özil, Di Maria harika bir top Mesut'tan geçti sağ taşıdı topağalara gönderdi Portekizli

O sezon ligdeki 38 maçın 35'inde görev alan Mesut, Ronaldo'ya yaptığı birbirinden güzel asistlerle adeta ışıldıyordu. O yılın sonunda altın ayakkabı ödülünü alan Ronaldo, Türk asıllı Yıldız'a teşekkür edecek ve benim oyunuma çok fazla katkı sağladı diyecekti. Ronaldo yıllar sonra verdiği bir başka röportajda da, Mesut geldikten sonra gol rekorunu kırdım diyerek partnerinin hakkını bir kez daha teslim etti. 2010-2011 sezonunu 25 asistle tamamlayan Özil muazzam bir seviyeye ulaşmıştı artık. Ertesi sezon takımın patronu Jose Mourinho onu oyun kurucu olarak görevlendirdi. Aynı yıl Real Madrid La Liga şampiyonluğu kazandı.

Üçüncü yılında da yine asist kralı oldu Yıldız Oyuncu. Bu başarıyı La Liga'da üç sene üst üste tekrarlayan ilk futbol cünvanını da kazandı böylece. O artık 25 yaşında kariyerinin zirvesinde bir süperstardı. Üstüne üstlük Real Madrid'in değişmez isimleri arasında yer alıyordu. Ancak yeni bir macera da önünde uzanıyordu Mesut'un. 2 Eylül 2013'te 50 milyon euro karşılığında bir başka dünya devi Arsenal'e transfer oldu.

Biraz zaman geçti. Biz neyiz? Yarım saat sonra kapı kapanışı. Arsenal, Mesut Özil'in saygısını çıkarttı. O'na 5 yıl kontrakt verilmişti. O saygısını vermişti. Mesut Özil, Premier League'da oynuyor.

Bu, Türk asıllı bir futbolcu için ödenmiş en yüksek bonservis bedeli olarak tarihe geçmişti. O günlerde Almanya ve İspanya basını Madrid'in Mesut neden gönderdiğini epey sorguladı. Yapılan haberlerde Mesut'un özel hayatı ve disiplin sorunları yaşadığı, kulübün bundan rahatsız olduğu iddia ediliyordu. Mesut ise yıllar sonra verdiği bir röportajda Arsenal'e transferi için gitmek istemiyordum. Madrid'de mutluydum.

''Neden böyle oldu anlamadım. Beni Londra'ya götüren uçak Madrid'den kalktığında ağladım.'' diyecekti. Arsenal, Kuzey Londra'da cephane işçileri tarafından kurulmuş, günümüzde de işçi sınıfından büyük taraftar kitlesine sahip bir kulüptü. Zonguldak'tan gelsen Kirşen'e göç eden, işçi bir ailenin çocuğunu da hemen berimsemişlerdi. Dolayısıyla Mesut, Emirates'te büyük bir konukseverlikle karşılandı.

Arsenele transferinin ertesi yılındaysa Mesut'un kariyeri için bambaşka bir doruk noktası yaşandı. Brezilya'da düzenlenen 2014 Dünya Kupası'nı kazanan Almanya'nın kadrosundaki en değerli isimlerin başında geliyordu. Daha iyi bir yaşam umuduyla Almanya'ya göç eden mütevazi insanların, gelsen Kirşen'in göçmen gettolarında futbol oynayarak büyüyen bir deri bir kemik çocuğu, Almanya'ya 24 yıl sonra Dünya Kupası'nı getiren takımın bir partisi olmuştu.

Ne var ki hayat, Mesut için hep böyle toz pembe devam etmeyecekti. Mesut, yeni vereceği kararlarla bambaşka bir yola sapmak üzereydi. Ancak burada bölüme kısa bir ara vereceğiz. Geri döndüğümüzde ise, Mesut'un kariyerindeki iniş sürecine odaklanacağız.

Mesut tam 7 yıl boyunca Kuzey Londra temsilcisinin formasını giydi. Bu hikaye başta çok iyi başlamıştı. Ancak zamanla performansı düşüyordu Mesut'un. Sık sık sakatlanıyor, bir maç harikadar yaratıp sonraki 5 maçta ortadan kayboluyordu. 7 sezonda oynayabileceği 266 premierlik maçının sadece 184'ünde forma şansı bulabilmişti Mesut. Birçok eleştirmen, Mesut'un futboldan sıkıldığına yönelik yorumlar yapıyordu artık. Ancak Mesut'un kariyerini değiştiren esas olay yeşil sahalarda değil, politika sahnesinde gerçekleşti. 14 Mayıs 2018'de o dönem Cumhurbaşkanlığı seçimleri için yarışan Recep Tayyip Erdoğan ile kameralar karşısına geçti.

24 Haziran 2018 seçimleri öncesi kampanyasını yürüten Erdoğan, Londra'ya resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. Kraliçe Elizabeth ve Başbakan Theresa May ile görüşen Erdoğan, Londra'da Four Seasons Otel'de dinlenmeye çekilecekti. Otelde Premier League'de top koşturan Cenk Tosun, Mesut Özil ve İlkay Gündağ'ın burada Erdoğan'ı karşıladılar.

Tayyip Bey'le samimi görüntüler veren üç futbolcu da Türkiye Cumhurbaşkanı'na formalarını hediye etti. Mesut belki bilinçli olarak, belki de alerade bir düşünceyle gerçekleştirdiği bu buluşmanın tüm yaşamını değiştireceğini ne kadar hayal ediyordu bilmiyoruz.

Ancak Erdoğan ile verdiği fotoğraflar hem Almanya hem Türkiye hem de İngiltere basınında geniş bir yer buldu. En sert eleştiriler de Almanya'dan geliyordu. Zira o dönem Türkiye ile Almanya arası fazlasıyla gergindi. Erdoğan Almanya'yı PKK ve FETÖ militanlarını Türkiye'ye iade etmediği için çok sert bir dille eleştiriyordu. Hatta Almanya için Nazi kelimesini bile kullanmıştı.

Ey Almanya, sizin demokrasiyle yakından uzaktan alakanız yok. Sizin şu andaki uygulamalarınız geçmişteki nazi uygulamalarından farklı değil, bunu böyle biliniz.

Almanya kamuoyuysa Erdoğan'ın her geçen gün daha fazla otoriterleştiğini, bu tutumuyla Türkiye'deki basın ve ifade hürriyetini yok etmek üzere olduğunu savunuyordu. Mesut'un böyle bir atmosferde Erdoğan ile buluşması işleri karıştırmıştı. Almanya medyası Erdoğan'ın seçim öncesi Türk diasporasıyla yakınlaşma girişimine

Mesut'un alet olduğu yorumunda bulunuyordu. Aynı buluşmada Erdoğan'la görüşen futbolcular arasında İlkay Gündoğan da yer alıyordu. İlkay da tıpkı Mesut gibi Almanya Milli Takım forması giyen Türk asıllı bir futbolcuydu. Buna rağmen Gündoğan bu kadar sert eleştiriler almamıştı. Ancak asıl kıyamet 2018 Dünya Kupası sonrasında koptu.

Son şampiyon Almanya'nın gruptan çıkamamasının sorumluları arasında Mesut'un da adı sıkça geçiyordu. Korkunç bir eleştiri furyası başladı. Almanya'da spor ve siyaset basının hedefindeki başlıca isim Özil olmuştu. Erdoğan'ın yancısı ve yardakçısı tarzında haberler yapılıyordu artık. Mesut'un Dünya Kupası'nda berbat bir performans sergilediğine, Erdoğan ile fotoğraf çektirme maharetlerini yeşil sahada göstermediğine dönük eleştiriler yağıyordu.

Uzun süre suskun kalan Mesut, 23 Temmuz 2018'de zehirzenberek bir açıklama yayınladı ve Almanya milli takımını bıraktığını duyurdu. İki sayfalık açıklamada özetle şunlar söyleniyordu. Almanya'ya vergi ödememe, Alman okullarına bağışlarda bulunmama ve Almanya ile Dünya Kupası'nı kazanmama rağmen hala topluma kabul edilmedim.

Çünkü onların gözünde hala göçmenim. Kazandığımızda Alman, kaybettiğimizde göçmen oluyorum. Podolsky ve Kloze hiçbir zaman Lech Alman olarak görülmedi. Ben neden Türk Alman olarak görüldüm anlamıyorum. Türk ve Müslüman olduğum için mi? Türklüğüme saygı göstermemeleri artık bardağa taşılan son damla oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan Londra'ya geldiğinde kendisini ziyaret ettim. Çünkü kendisi bir devleti temsil ediyor.

Kendisine benim gösterdiğim saygıyı Kraliçe Elizabeth ve Başbakan May de gösterdi. Konuyu politik bir propagandaya dönüştürmek ahlaksızcaydı. Almanya için bir daha oynamayacağım. Irkçılık asla kabul edilemez." Mesut Özil'in bu açıklaması tek kelime ile bir hesaplaşma anlamı taşıyordu.

Açıklamanın ardından birçok yorum yapıldı. Kimisi Mesut'u haklı buluyor, kimisi onu eleştirmeye devam ediyordu. Kimisi ise Mesut'un siyasette değil, yeşil sahalarda günerlerini göstermesi gerektiğini düşünüyordu. Tüm bu yorumlar bir yana ortada bir gerçek vardı. Mesut Özil için 10 yıldır korumasını terlettiği Almanya Milli Takımı defteri tamamen kapanmıştı.

Mesut'un 2014'te havaya kaldırdığı Dünya Kupası, Erdoğan ile verdiği fotoğrafların gölgesinde kalmıştı.

Mesut'un Almanya medyasıyla hesaplaşması, Türkiye'de iktidara yakın çevrelerde geniş bir destek buldu. Bizzat Erdoğan konuya ilişkin açıklama yaptı. Mesut için aslan gibi bir duruş gösterdi, dedi. Almanya'da doğup büyümüş bir Mesut özelimiz, bir ilkayımız, İngiltere'de kendileriyle beraber bir fotoğraf çektirdik diye kendisini bu toplumda dışladılar. Doğrusu hazmedemediler.

Bu süreç kariyerinin sonuna yaklaşan Mesut için de yeni bir fırsat doğurdu. Ocak 2018'de yani kıyametin kopmasından sadece birkaç ay önce Arsenal ile mukavelesini üç yıl daha uzatmıştı. Böylece haftalık kazancını 350 bin pound'a çıkardı. O artık takımın en çok kazanan futbolcusuydu. Covid-19 sürecinde maaşından kesinti yapılmasını kabul etmedi Özil. Bu günlerde İngiltere basınında yoğun tepkisini çekti.

Hatta İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn bile esprili bir dille Mesto'yu yüklenerek, elindekiyle idare etsen olmuyor mu şeklinde bir eleştiri getirmişti. Mesto'nun sağdaki performansı düştükçe, sağ dışındaki açıklamalarının sayısı da arttı. 2018 sonrası sık sık Uygur Türklerinin Çin'de yaşadığı zulmlerden bahsetmeye ve bu yönde paylaşımlar yapmaya başladı.

Mesut'un Premier Lig'in en önemli finansörlerinden Çin'e karşı takındığı bu tutum Londra macerasının da sonuna hazırlıyordu. Mesut artık Türk ve Müslüman kimliğini daha fazla ön plana çıkarıyordu. Sık sık Türkiye'ye geliyor, İstanbul'un gece hayatında boy gösteriyor, Acun Ilcalı gibi dev medya fenomenleriyle aynı kalelerde yer alıyor, Erdoğan'ın açıklamalarını beğeniyordu.

Değişen tutumunun üstüne performansındaki düşüş de eklenmiş kadroya girememeye başlamıştı. 2020-2021 futbol sezonunda kariyerinin en kötü dönemini geçiren Mesut için Arsenal teknik direktörü Arteta yaptığı bir açıklamada şu ifadeleri dile getirdi.

Herkes düşüncelerini paylaşmakta özgür. Benim tarafımdan söylenebilecek tek şey, Mesut'u oynatmamamın tamamen futbolici bir karar olduğu. Vicdanım çok rahat. Çünkü ona her zaman adil davrandım.

Her ne kadar Arteta böyle söylese de başta Arsene'nin efsanevi teknik direktörü Arsene Wenger olmak üzere birçok spor otoritesi Mesut'a karşı alınan tavrın Çin aleyhindeki paylaşımlarından kaynaklandığını savunuyordu. Tüm bunlar yaşanırken Mesut için de 2018'den beri ektiği tohumları biçme vakti gelmişti.

Almanya milli takımını bırakan, Arsenal'de kadro dışı kalan Mesut Özil, kısa zamana önce kendisinin nikah şahitliğini de yapan Tayyip Erdoğan'ın telkini ve desteğiyle 18 Ocak 2021'de Fenerbahçe'ye transfer oldu. İlk önce herkese selamlıyorum. Başkanımız dediği gibi Fenerbahçe için bir rüyadı. Benim için bir hayaldi. İki taraf içinde bu muhteşem bağlantı artık olacak. O yüzden çok mutluyum. İnşallah takıma sahada yeteneğimle faydalı olacağım. Allah'ın izniyle. Başarılı bir sezon geçiririz takım olarak. Ben inanıyorum Fenerbahçe'ye. Her zaman inanmışımdır bir Fenerbahçeli olarak. O yüzden burada olduğum için de çok mutluyum. Herkese teşekkür ediyorum.

Özel'in transferini, Dünya Yıldızı Fenerbahçe'de manşetleriyle duyuran bazı gazeteler, Sarılağacıvertlilerin tarihindeki en değerli transferlerinden birini yaptığını savunuyordu.

Fenerbahçe'ye imza atarken çok heyecanlıyım. Ben her zaman Fenerbahçeliydim. Bir rüya benim için gerçekleşiyor, diyen Mesut'un ifadeleri bazı soru işaretleri barındırıyordu. Zira Mesut, bahsettiği rüyayı kariyerinin son döneminde kendisi için oldukça cazip şartlarda bir mukaveleye imza atarken değil, gerçekten bir dünya yıldızı olduğu günlerde de gerçekleştirebilme olanağına sahipti.

Nitekim Fenerbahçe kariyeri Mesut dışında hiç kimse için pek de karlı bir dönem olmadı. 2020-2021 sezonunu bir asistlere goysuz kapatan Özil, 2021-2022 sezonundaysa sahada bile görünmüyordu.

Rüya transfer, beklentilerin çok altında kalmıştı. Bu performansın üstüne bir maç sonrası Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal ile soyunma odasında bir gerginlik yaşadı. Bunun üzerine Kartal, 24 Mart 2022'de Mesut'un kadro dışı kalmasına karar verdi. Kartal'ın ardından takımın başına geçen Jorge Jesus da Mesut'u kadroda düşünmediğini yönetime bildirdi. Rüya çok kısa sürmüştü.

Ne yapacağı merak konusu olan 33 yaşındaki oyuncu 14 Temmuz 2022'de Erdoğan'a yakınlığıyla bilinen Başakşehir'in yolunu tuttu. İstanbul Kulübü ile 1 artı 1 yıllık mukavele imzaladı. Bu, Mesut'un imzaladığı son kontrat olacaktı. Ağrıları ve sakatlıkları geçmek bilmeyen Özil, sadece 9 ay sonra 22 Mart 2023'de futbolu bıraktığını açıkladı.

Tüm futbol severlerin ağzına bir parmak bal çalmıştı Mesut. Yeteneği ve başarılarıyla kendi mevkisinde bir dönem dünyanın en iyileri arasında gösterilmişti. 26 yaşından itibaren duraklama ve düşüş dönemine geçen kariyeri onu bugün bir dönemin en iyilerinden sıfatıyla anmamızı sağlıyor. Oysa Mesut tüm zamanların en iyilerinden biri olabilecek yeteneğe sahipti.

Gelsenkirchen'in göçmen getolarında başlayan yaşamı, Almanya'ya Dünya Kupası kazandıran Altın Kadro'ya, Santiago Bernabeu da Ronaldo'nun partnerliğine, Kuzey Londra'nın yıldızlığına kadar uzandı. Mesut Özil, tüm doğru ve yanlışlarıyla bir dönem yeşil sahalarda adından söz ettirmeyi başardı.

Bilgisel'de bu hafta, son yılların en popüler siyasetçilerinden Ekrem İmamoğlu'nun politik kariyerindeki kırılma anlarına odaklanacağız. Onun, Türk Ocağı Limasol kalesinden İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı'na uzanan hikayesine tanıklık edeceğiz. Hazırsanız, başlayalım.











Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!


----- Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Bilgisel'de bu hafta, son yılların en popüler siyasetçilerinden Ekrem İmamoğlu'nun politik kariyerindeki kırılma anlarına odaklanacağız. Onun, Türk Ocağı Limasol kalesinden İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı'na uzanan hikayesine tanıklık edeceğiz. Hazırsanız, başlayalım.

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir.  getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol. Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. Bonus Platinum Dinamik'le tanışın!Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi!
See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

22: Kalecilikten Politikaya : Ekrem İmamoğlu'nun Siyasi Yaşamı I Tekrar Dosyası

Bilgisel’in yeni bölümünde tüm özellikleriyle dünyanın en özel şehirlerinden olan İstanbul’un siyasi ve kültürel çerçevede 100 yıllık yolculuğunu derledik. Seçim öncesi İstanbul’un yerel dinamiklerini inceledik. Hazırsanız başlayalım.



Bölüm içerisinde referansta bulunduğumuz 31. Bölüm ektedir.

Kalecilikten Politikaya: Ekrem İmamoğlu'nun Siyasi Yaşamı

https://open.spotify.com/episode/61lwVwEsKVgaH5Pic2cReU?si=46d8771418764f09







Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Bilgisel’in yeni bölümünde tüm özellikleriyle dünyanın en özel şehirlerinden olan İstanbul’un siyasi ve kültürel çerçevede 100 yıllık yolculuğunu derledik. Seçim öncesi İstanbul’un yerel dinamiklerini inceledik. Hazırsanız başlayalım.

Bölüm içerisinde referansta bulunduğumuz 31. Bölüm ektedir.
Kalecilikten Politikaya: Ekrem İmamoğlu'nun Siyasi Yaşamı
https://open.spotify.com/episode/61lwVwEsKVgaH5Pic2cReU?si=46d8771418764f09

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir.  getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol. Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. Bonus Platinum Dinamik'le tanışın!Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi!
See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

21: Dünyanın Başkenti: İstanbul'un 100 Yılı

18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi'nin 109. yılında olağanüstü bir savaş hikayesiyle huzurlarınızdayız. Aynı asker, aynı savaşta, iki düşman ülkede birden kahraman olabilir mi? Alistair John Taylor mı yoksa Gazi Ali Can Çavuş mu? Tüyler ürpertici bu hikayeye hazırsanız başlayalım.





Oyuncular:

Beyaz Hala: Yasemin Yeşilgöz

Mustafa Kemal Paşa: Metin Bozkurt

Victoria Taylor: Dila Zeynep Dereli

Alistair John Taylor: Kadir Can Değer

Rehber: Gökbey Karataş

Türk Askeri: Zafer Peker

Köylü: Batuhan Kösegil









Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi'nin 109. yılında olağanüstü bir savaş hikayesiyle huzurlarınızdayız. Aynı asker, aynı savaşta, iki düşman ülkede birden kahraman olabilir mi? Alistair John Taylor mı yoksa Gazi Ali Can Çavuş mu? Tüyler ürpertici bu hikayeye hazırsanız başlayalım.


Oyuncular:
Beyaz Hala: Yasemin Yeşilgöz
Mustafa Kemal Paşa: Metin Bozkurt
Victoria Taylor: Dila Zeynep Dereli
Alistair John Taylor: Kadir Can Değer
Rehber: Gökbey Karataş
Türk Askeri: Zafer Peker
Köylü: Batuhan Kösegil

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir.  getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol. Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. Bonus Platinum Dinamik'le tanışın!Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi!
See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

20: Bir Çanakkale Öyküsü - İki Ulusun Kahramanı Ali Can Çavuş

Küçük bir Osmanlı şehrinden, mazlum bir halkın direniş karargahına, ardından Devrim’in ve Cumhuriyet’in başkentliğine uzanan yolculuk. Bilgisel’in yeni bölümünde Ankara’nın yakın tarihinde bir gezintiye çıkıp şehrin siyasi ve kültürel dokularını inceledik. Hazırsanız başlayalım.









Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Küçük bir Osmanlı şehrinden, mazlum bir halkın direniş karargahına, ardından Devrim’in ve Cumhuriyet’in başkentliğine uzanan yolculuk. Bilgisel’in yeni bölümünde Ankara’nın yakın tarihinde bir gezintiye çıkıp şehrin siyasi ve kültürel dokularını inceledik. Hazırsanız başlayalım.

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir.  getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol. Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. Bonus Platinum Dinamik'le tanışın!Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi!
See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

19: Cumhuriyetin Şehri - Ankara'nın 100 Yılı

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Bilgisel’in özel bölümüyle huzurlarınızdayız. Türkiye’de kadınların seçme ve seçilme hakkı kazanması için daha cumhuriyet kurulmadan önce mücadele etmeye başlayan Nezihe Muhiddin’in ve Türkiye Kadınlar Birliği’nin öyküsünü çok seveceksiniz. Hazırsanız başlayalım.

Oyuncular:

Nezihe Muhiddin: Gülşah Dim

Mustafa Kemal Atatürk: Metin Bozkurt









Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Bilgisel’in özel bölümüyle huzurlarınızdayız. Türkiye’de kadınların seçme ve seçilme hakkı kazanması için daha cumhuriyet kurulmadan önce mücadele etmeye başlayan Nezihe Muhiddin’in ve Türkiye Kadınlar Birliği’nin öyküsünü çok seveceksiniz. Hazırsanız başlayalım.
Oyuncular:
Nezihe Muhiddin: Gülşah Dim
Mustafa Kemal Atatürk: Metin Bozkurt

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir.  getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol. Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. Bonus Platinum Dinamik'le tanışın!Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi!
See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

18: Kadının Fendi: Nezihe Muhiddin ve Kadınlar Halk Fırkası

Bilgisel’in yeni bölümünde Yerel Seçimlere kısa bir zaman kala şehirlerimizi mercek altına alıyoruz. Ege’nin incisi İzmir’in 100 yıllık macerası; siyasi yapısı, yerel dinamikleri ve belediyecilik tarihiyle huzurlarınızdayız. Keyifli dinlemeler.

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

17: Ege'nin İncisi - İzmir'in 100 Yılı

Bilgisel’in yeni bölümünde Türk sinemasının en kült yapımlarından olan Vizontele’nin kahkahaların arkasına gizlediği sosyo-politik saptamalarını sizler için derledik. Hazırsanız başlayalım.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

16: Kahkahalar Arkasına Gizlenmiş Bir Melodram - Vizontele

Bilgisel’in yeni bölümünde yıkılan Yugoslavya’nın enkazından futbol topuna sarılarak çıkan, Bosna Hersek tarihinin en büyük futbolcusu Edin Dzeko’nun öyküsüyle huzurlarınızdayız. Keyifli dinlemeler.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

15: Savaş ve Yıkımın Ortasından Zirveye - Edin Dzeko

Bilgisel'in yeni bölümünde koskoca bir devletin, bir hayvan türüne karşı açtığı savaşa tanık olacaksınız. Avustralya Ordusu'nun Emu Kuşları'na karşı verdiği mücadelenin hikayesi ile huzurlarınızdayız. Hazırsanız başlayalım.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

14: Tarihin En Enteresan Savaşı - Avustralya, Emu Kuşlarına Karşı

Bilgisel’in yeni bölümünde, büyük deprem felaketinin birinci yılında, kaybettiğimiz canlarımızı anarken, enkaz altında yaşamını yitiren Hataysporlu Christian Aysu’nun yüreklere dokunan hikayesiyle huzurlarınızdayız. Hazırsanız, başlayalım.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

13: Bir Son Saniye Golünün Öyküsü - Christian Atsu

Bilgisel'in yeni bölümünde Hatay'ın, Türkiye sınırlarına dahil olma sürecini inceliyoruz. Mustafa Kemal Atatürk'ün şahsi meselesi olarak gördüğü bu şehrin hikayesini mercek altına alıyoruz. Hazırsanız, başlayalım.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

52: Atatürk'ün Son Savaşı: Hatay'ın Türkiye Sınırlarına Katılma Süreci

Türkiye tarihinde iz bıraksa da geçen zamanda unutulmaya yüz tutan siyasi ve kültürel olaylara sesli bir kapı açıyoruz. Podbee Media yapımı Bilgisel ile hem yakın zaman Türkiye tarihine, hem de toplumsal olayların perde arkasını aralıyoruz.

Bilgisel

Bilgisel'in bu haftaki bölümünde literatüre Futbol Savaşı olarak geçen bir süreci inceliyoruz. İki komşu ülkenin, El Salvador ve Honduras'ın arasındaki anlaşmazlıkların perde arkasına odaklanıyoruz. Yeşil sahalardan savaş meydanlarına sıçrayan bu gerilimin kırılma anlarını irdeliyoruz. Hazırsanız, başlayalım.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

Podcast'e Soru Sor

Kaydet - Dinle - Gönder

Bildirimler

Bilgisel

Her hafta eklenen yeni bölümleri kaçırma!