Bilgisel'in yeni bölümünde Sivasspor ve Kayserispor arasındaki rekabeti odağımıza alacağız. İki şehrin takımları arasındaki gerilimin sebeplerini, tarihsel bir okuma yaparak bulmaya çalışacağız. Hazırsanız, başlayalım.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

36: Kaosa Dönüşen Sivasspor - Kayserispor Maçı

Merhaba ben Ali Yağız Baltacı. Bilgisayarda bu hafta Kayseri ile Sivas şehirleri arasındaki gerilimi ve bu gerilimin yeşil sahalarda nasıl bir faciayla sonuçlandığını ele aldık. Hazırsanız başlayalım. Sivas ve Kayseri. İç Anadolu'nun bu iki önemli şehri, Türkiye'nin iş dünyasındaki en etkili merkezler arasında yer alıyor. Bu alanda başkent Ankara'yı bile geride bırakan bu iki şehir, kendi aralarında her daim güç çatışması içinde oldu. Bu çekişme sadece iş dünyasında değil, yeşil sahalara da yansımıştı. Öyle bir çekişmeydi ki bu, Türkiye futbol tarihinin gördüğü en büyük faciayla sonuçlandı. Hikayemiz 1942 yılında, varlık vergisinin yürürlüğe girdiği günlerde başlıyor. Türkiye'de sermayenin, paranın ve gücün el değiştirdiği milat olarak da değerlendirilebilecek bir uygulamaydı bu. Yasayla birlikte, 2. Dünya Savaşı dönemindeki olağanüstü koşullarda yüksek kazanç ve servete sahip olmuş kişilerden bir defaya mahsus vergi alınması kararlaştırılmıştı. Ancak varlık vergisinin en ağır faturası İstanbullu gayrimüslimlere çıktı. Bu vergiyi karşılayamayan binlerce Rum, Ermeni ve Yahudi kökenli İstanbullu, sürgün edilmemek ya da hapis cezası almamak uğruna sahip olduğu her şeyi satmak zorunda kaldı. Bu mülklerin ve malların alıcısı ise Anadolu'nun taşra zenginleri olmuştu. Akıllı, çalışkan ve fırsatları değerlendirebilen, girişimci insanlardı bunlar. çoğunluğunu da Kayserili ve Sivaslılar oluşturuyordu. İki şehrin arasındaki rekabet de yeni sermaye gücüne, erişme arzusuna dayanıyordu. Diğer yandan o yıllarda Sivas'taki ticaretin büyük kısmı Kayserili tüccarların kontrolündeydi. Sivaslılar yüksek iş yüküne karşın düşük maaşla çalışıyordu. Bu durum şehir halkının Kayserili patronlara karşı öfke duymasına sebep oldu. Yıllarca biriken bu öfke bir futbol müsabakasında patlak verecekti. Demokrat Parti iktidarının en önemli politikalarından birisi, sporda profesyonelliğe geçişin hızlandırılmasıydı. 1955'te temellere atılan bu uygulamaların hedefi netti. Her şehirde bir profesyonel futbol kulübü olacaktı. Bu politikalarla birlikte Anadolu'daki yerel takımlar, bulundukları şehrin adını almaya ve tek bir çatı altında toplanmaya başladı. 27 Mayıs 1960 ihtilali sonrasında kurulan hükümetler de bu politikaları sürdürdü. Böylece 1966'nun ilkbaharında RGS, Sanayi Spor ve Orta Anadolu takımlarının birleşmesiyle Kayseri Spor kuruldu. Bir sonraki yılın Mayıs ayında ise Sivas Spor'un futbol macerası başladı. İki komşu şehrin profesyonel takımları arasındaki ilk karşılaşma ise 1967-68 sezonunda gerçekleşti. 17 Eylül 1967'de Kayseri Atatürk Stadyumu'nda oyundan karşılaşma için Sivas'tan yola çıkan taraftarlar 20 minibüs, 40 otobüs ve trenlerle Kayseri'ye ulaştı. En az 21 bin seyircinin izleyeceği karşılaşmanın tribünlerinde 6 bine yakın Sivas'la yer alıyordu. Ancak profesyonelle yeni geçmiş Türkiye futbolu, böylesi gergin bir maç ortamına henüz hazır değildi. Güvenlik önlemleri yetersiz, stadyumdaki polis sayısı da azdı. Karşılaşmanın 20. dakikasında Kayseri Spor, Küçükoktay'ın attığı golle bir sigara geçti. Olaylar tam da burada patlak verdi. Gole çılgınlar gibi sevindi Kayseri'li taraftarlar. Bunun üzerine hemen yanlarındaki tribünden maçı takip eden Sivaslılardan tepki geldi. Koltukların olmadığı taş ve mermerlerle döşenmiş tribünlerde çok ciddi bir gerilim baş gösterdi. Bir anda taraftarlar birbirine taş ve mermer fırlatmaya başladı. Kayseri polisi ise hem taraftarın tepkisinden çekinmiş hem de daha önce bu çapta bir kargaşaya tanık olmadıkları için yerlerinden kımıldayamamıştı. Tanıkların aktardığına göre Kayseri taraftarı Sivaslıların üzerine bıçak ve sopalarla yürümeye başlamıştı. Sivas Spor Tribünü'nde yaşanan panik sonucunda binlerce taraftar demir kapılara yüklendi. Kapıların açılmaması ve stadyumun çıkışındaki düzensizlik yüzünden 41 Sivaslı taraftar olay yerinde ezilme ve havasızlıktan dolayı yaşamını yitirdi. 300'ü aşkın kişi de taş, sopa ve bıçak darbeleriyle yaralandı. Bu olay, Türk spor tarihinde o güne dek yaşanmış en büyük faciaydı. Olaylar bununla da sınırlı kalmamış, çok daha büyük bir kaosa evrilmişti. Ancak burada bir ara verelim. Geri döndüğümüzde maçın sonunda yaşananlara odaklanacağız. Karşılaşma bitmişti bitmesine ama olaylar bitmek bilmiyordu. Canlarını kurtarıp stadyum dışına kaçabilen Sivas spor taraftarları çevredeki Kayseri plakalı 60 kadar aracı ateşe verdi. Ancak esas kıyamet yaşananların Sivas'ta duyulmasıyla koptu. Kayseri'de hemşerilerinin öldürüldüğü haberini alan Sivaslıların yıllardır biriktirdiği öfke gün yüzüne çıktı. Sokaklara dökülen binlerce Sivaslı, Kayseri'li girişimcilerin iş yerlerine saldırmaya başladı. sahibi bir Kayserili olan büyük belediye otelinin yatakları caddeye atılıp ateşe verildi. Yine Kayserililerin ikamet ettiği üç evin eşyaları dışarı çıkarılıp yakıldı. O günden sonra Sivas'ta yaşayan çok sayıda Kayserili şehri terk etmek zorunda kaldı. Bir gün sonra, Kayseri Ülker gazetesi olayları şu ifadelerle anlatıyordu. Bu olaylar genellikle Sivas'tan Kayseri'ye gelen altı bine yakın seyircinin aşırı taşkınlığı yüzünden gerçekleşmiştir. Yaşanan gerilim sonucunda Sivaslı seyirciler arasında doğan panik, insan kaybının bu kadar yüksek olmasına yol açmıştır. Sivas Haber gazetesi ise ''Katil şehir Kayseri'' manşetiyle olayı haberleştirmişti. Yazının ilerleyen kısmında daha da ileriye gidip şu ifadelere yer verdiler. ''Bizleri vururken onların Türklüğünden şüphe ediyoruz. Hiçbir Kayserili çıkıp da ben Türk'üm diyemez. Dese dahi yaptıkları hareket bizim kaybettiklerimizi geri getirmez. Bundan böyle Kayserileri Türk toprakları içinde yaşayan casuslar olarak tanıyacağız. Olaylar sırasında 41 Sivaslı 43 kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi yaralanmış, onlarca araç ve dükkan sağa kullanılamaz hale gelmişti. yaşananlar üzerine devlet duruma el koydu. Sivas'taki Kayserililerin dükkan ve evlerinin önüne kolluk kuvvetleri yerleştirildi. Kayseri ve Sivas'a girişler kapatılmış, iki şehir arasındaki otobüs seferleri iptal edilmiş, Kayseri Köprüsü de polis kontrolüne bırakılmıştı. Ancak tüm bu önlemler iş işten geçtikten sonra alınmıştı. Sivas'taki olayların sorumlusu olduğu suçlamasıyla 11 kişi tutuklandı. Dönemin başbakanı Süleyman Demirel, Rusya'ya yapacağı ziyareti erteleyip radyodan bir konuşma gerçekleştirdi. Konuşmasında durumu şu sözlerle değerlendirdi. şuursuz tahriklerle devam ettirilmek istenilen bu hadisenin futbol tarihimizde tek kalmasını temenni ederim." Spor işleriyle görevli Devlet Bakanı Kamil Ocak'ta yaptığı açıklamada Türkiye İkinci Ligi'nin kaldırılmasını teklif edeceğini duyurdu. Olayları yönetemeyen Kayseri Valisi ve Emniyet Müdürü görevlerinden alındı. Bu maçın ardından Sivas Spor ve Kayseri Spor uzun süre aynı gruplarda mücadele etmedi ve karşı karşıya gelmedi. Günümüzde iki takım arasındaki rekabet hala devam ediyor. Ancak bu rekabetin geçmişi oranla daha ılımlı bir düzeyde sürdüğünü ifade etmeliyiz. Sivas sporlular her sene 17 Eylül'de Kayseri'de ölen taraftarlarını anıyor. Kayseri spor ise bu olayların panik ve sıkışmadan dolayı yaşandığı fikrini savunmaya devam ediyor.

Merhaba ben Ali Yağız Baltacı. Bilgisayarda bu hafta Kayseri ile Sivas şehirleri arasındaki gerilimi ve bu gerilimin yeşil sahalarda nasıl bir faciayla sonuçlandığını ele aldık. Hazırsanız başlayalım.

Sivas ve Kayseri. İç Anadolu'nun bu iki önemli şehri, Türkiye'nin iş dünyasındaki en etkili merkezler arasında yer alıyor. Bu alanda başkent Ankara'yı bile geride bırakan bu iki şehir, kendi aralarında her daim güç çatışması içinde oldu. Bu çekişme sadece iş dünyasında değil, yeşil sahalara da yansımıştı.

Öyle bir çekişmeydi ki bu, Türkiye futbol tarihinin gördüğü en büyük faciayla sonuçlandı.

Hikayemiz 1942 yılında, varlık vergisinin yürürlüğe girdiği günlerde başlıyor. Türkiye'de sermayenin, paranın ve gücün el değiştirdiği milat olarak da değerlendirilebilecek bir uygulamaydı bu. Yasayla birlikte, 2. Dünya Savaşı dönemindeki olağanüstü koşullarda yüksek kazanç ve servete sahip olmuş kişilerden bir defaya mahsus vergi alınması kararlaştırılmıştı.

Ancak varlık vergisinin en ağır faturası İstanbullu gayrimüslimlere çıktı. Bu vergiyi karşılayamayan binlerce Rum, Ermeni ve Yahudi kökenli İstanbullu, sürgün edilmemek ya da hapis cezası almamak uğruna sahip olduğu her şeyi satmak zorunda kaldı. Bu mülklerin ve malların alıcısı ise Anadolu'nun taşra zenginleri olmuştu. Akıllı, çalışkan ve fırsatları değerlendirebilen, girişimci insanlardı bunlar. çoğunluğunu da Kayserili ve Sivaslılar oluşturuyordu. İki şehrin arasındaki rekabet de yeni sermaye gücüne, erişme arzusuna dayanıyordu. Diğer yandan o yıllarda Sivas'taki ticaretin büyük kısmı Kayserili tüccarların kontrolündeydi. Sivaslılar yüksek iş yüküne karşın düşük maaşla çalışıyordu. Bu durum şehir halkının Kayserili patronlara karşı öfke duymasına sebep oldu.

Yıllarca biriken bu öfke bir futbol müsabakasında patlak verecekti.

Demokrat Parti iktidarının en önemli politikalarından birisi, sporda profesyonelliğe geçişin hızlandırılmasıydı. 1955'te temellere atılan bu uygulamaların hedefi netti. Her şehirde bir profesyonel futbol kulübü olacaktı. Bu politikalarla birlikte Anadolu'daki yerel takımlar, bulundukları şehrin adını almaya ve tek bir çatı altında toplanmaya başladı.

27 Mayıs 1960 ihtilali sonrasında kurulan hükümetler de bu politikaları sürdürdü. Böylece 1966'nun ilkbaharında RGS, Sanayi Spor ve Orta Anadolu takımlarının birleşmesiyle Kayseri Spor kuruldu. Bir sonraki yılın Mayıs ayında ise Sivas Spor'un futbol macerası başladı.

İki komşu şehrin profesyonel takımları arasındaki ilk karşılaşma ise 1967-68 sezonunda gerçekleşti. 17 Eylül 1967'de Kayseri Atatürk Stadyumu'nda oyundan karşılaşma için Sivas'tan yola çıkan taraftarlar 20 minibüs, 40 otobüs ve trenlerle Kayseri'ye ulaştı. En az 21 bin seyircinin izleyeceği karşılaşmanın tribünlerinde 6 bine yakın Sivas'la yer alıyordu.

Ancak profesyonelle yeni geçmiş Türkiye futbolu, böylesi gergin bir maç ortamına henüz hazır değildi. Güvenlik önlemleri yetersiz, stadyumdaki polis sayısı da azdı. Karşılaşmanın 20. dakikasında Kayseri Spor, Küçükoktay'ın attığı golle bir sigara geçti. Olaylar tam da burada patlak verdi.

Gole çılgınlar gibi sevindi Kayseri'li taraftarlar. Bunun üzerine hemen yanlarındaki tribünden maçı takip eden Sivaslılardan tepki geldi. Koltukların olmadığı taş ve mermerlerle döşenmiş tribünlerde çok ciddi bir gerilim baş gösterdi.

Bir anda taraftarlar birbirine taş ve mermer fırlatmaya başladı. Kayseri polisi ise hem taraftarın tepkisinden çekinmiş hem de daha önce bu çapta bir kargaşaya tanık olmadıkları için yerlerinden kımıldayamamıştı. Tanıkların aktardığına göre Kayseri taraftarı Sivaslıların üzerine bıçak ve sopalarla yürümeye başlamıştı. Sivas Spor Tribünü'nde yaşanan panik sonucunda binlerce taraftar demir kapılara yüklendi. Kapıların açılmaması ve stadyumun çıkışındaki düzensizlik yüzünden

41 Sivaslı taraftar olay yerinde ezilme ve havasızlıktan dolayı yaşamını yitirdi. 300'ü aşkın kişi de taş, sopa ve bıçak darbeleriyle yaralandı. Bu olay, Türk spor tarihinde o güne dek yaşanmış en büyük faciaydı.

Olaylar bununla da sınırlı kalmamış, çok daha büyük bir kaosa evrilmişti. Ancak burada bir ara verelim. Geri döndüğümüzde maçın sonunda yaşananlara odaklanacağız.

Karşılaşma bitmişti bitmesine ama olaylar bitmek bilmiyordu. Canlarını kurtarıp stadyum dışına kaçabilen Sivas spor taraftarları çevredeki Kayseri plakalı 60 kadar aracı ateşe verdi. Ancak esas kıyamet yaşananların Sivas'ta duyulmasıyla koptu.

Kayseri'de hemşerilerinin öldürüldüğü haberini alan Sivaslıların yıllardır biriktirdiği öfke gün yüzüne çıktı. Sokaklara dökülen binlerce Sivaslı, Kayseri'li girişimcilerin iş yerlerine saldırmaya başladı. sahibi bir Kayserili olan büyük belediye otelinin yatakları caddeye atılıp ateşe verildi. Yine Kayserililerin ikamet ettiği üç evin eşyaları dışarı çıkarılıp yakıldı. O günden sonra Sivas'ta yaşayan çok sayıda Kayserili şehri terk etmek zorunda kaldı.

Bir gün sonra, Kayseri Ülker gazetesi olayları şu ifadelerle anlatıyordu. Bu olaylar genellikle Sivas'tan Kayseri'ye gelen altı bine yakın seyircinin aşırı taşkınlığı yüzünden gerçekleşmiştir. Yaşanan gerilim sonucunda Sivaslı seyirciler arasında doğan panik, insan kaybının bu kadar yüksek olmasına yol açmıştır.

Sivas Haber gazetesi ise ''Katil şehir Kayseri'' manşetiyle olayı haberleştirmişti. Yazının ilerleyen kısmında daha da ileriye gidip şu ifadelere yer verdiler. ''Bizleri vururken onların Türklüğünden şüphe ediyoruz. Hiçbir Kayserili çıkıp da ben Türk'üm diyemez. Dese dahi yaptıkları hareket bizim kaybettiklerimizi geri getirmez. Bundan böyle Kayserileri Türk toprakları içinde yaşayan casuslar olarak tanıyacağız.

Olaylar sırasında 41 Sivaslı 43 kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi yaralanmış, onlarca araç ve dükkan sağa kullanılamaz hale gelmişti.

yaşananlar üzerine devlet duruma el koydu. Sivas'taki Kayserililerin dükkan ve evlerinin önüne kolluk kuvvetleri yerleştirildi. Kayseri ve Sivas'a girişler kapatılmış, iki şehir arasındaki otobüs seferleri iptal edilmiş, Kayseri Köprüsü de polis kontrolüne bırakılmıştı. Ancak tüm bu önlemler iş işten geçtikten sonra alınmıştı.

Sivas'taki olayların sorumlusu olduğu suçlamasıyla 11 kişi tutuklandı. Dönemin başbakanı Süleyman Demirel, Rusya'ya yapacağı ziyareti erteleyip radyodan bir konuşma gerçekleştirdi. Konuşmasında durumu şu sözlerle değerlendirdi.

şuursuz tahriklerle devam ettirilmek istenilen bu hadisenin futbol tarihimizde tek kalmasını temenni ederim." Spor işleriyle görevli Devlet Bakanı Kamil Ocak'ta yaptığı açıklamada Türkiye İkinci Ligi'nin kaldırılmasını teklif edeceğini duyurdu. Olayları yönetemeyen Kayseri Valisi ve Emniyet Müdürü görevlerinden alındı. Bu maçın ardından Sivas Spor ve Kayseri Spor uzun süre aynı gruplarda mücadele etmedi ve karşı karşıya gelmedi.

Günümüzde iki takım arasındaki rekabet hala devam ediyor. Ancak bu rekabetin geçmişi oranla daha ılımlı bir düzeyde sürdüğünü ifade etmeliyiz. Sivas sporlular her sene 17 Eylül'de Kayseri'de ölen taraftarlarını anıyor. Kayseri spor ise bu olayların panik ve sıkışmadan dolayı yaşandığı fikrini savunmaya devam ediyor.

Bilgisel'de bu hafta, son yılların en popüler siyasetçilerinden Ekrem İmamoğlu'nun politik kariyerindeki kırılma anlarına odaklanacağız. Onun, Türk Ocağı Limasol kalesinden İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı'na uzanan hikayesine tanıklık edeceğiz. Hazırsanız, başlayalım.











Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!


----- Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Bilgisel'de bu hafta, son yılların en popüler siyasetçilerinden Ekrem İmamoğlu'nun politik kariyerindeki kırılma anlarına odaklanacağız. Onun, Türk Ocağı Limasol kalesinden İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı'na uzanan hikayesine tanıklık edeceğiz. Hazırsanız, başlayalım.

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir.  getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol. Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. Bonus Platinum Dinamik'le tanışın!Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi!
See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

22: Kalecilikten Politikaya : Ekrem İmamoğlu'nun Siyasi Yaşamı I Tekrar Dosyası

Bilgisel’in yeni bölümünde tüm özellikleriyle dünyanın en özel şehirlerinden olan İstanbul’un siyasi ve kültürel çerçevede 100 yıllık yolculuğunu derledik. Seçim öncesi İstanbul’un yerel dinamiklerini inceledik. Hazırsanız başlayalım.



Bölüm içerisinde referansta bulunduğumuz 31. Bölüm ektedir.

Kalecilikten Politikaya: Ekrem İmamoğlu'nun Siyasi Yaşamı

https://open.spotify.com/episode/61lwVwEsKVgaH5Pic2cReU?si=46d8771418764f09







Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Bilgisel’in yeni bölümünde tüm özellikleriyle dünyanın en özel şehirlerinden olan İstanbul’un siyasi ve kültürel çerçevede 100 yıllık yolculuğunu derledik. Seçim öncesi İstanbul’un yerel dinamiklerini inceledik. Hazırsanız başlayalım.

Bölüm içerisinde referansta bulunduğumuz 31. Bölüm ektedir.
Kalecilikten Politikaya: Ekrem İmamoğlu'nun Siyasi Yaşamı
https://open.spotify.com/episode/61lwVwEsKVgaH5Pic2cReU?si=46d8771418764f09

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir.  getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol. Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. Bonus Platinum Dinamik'le tanışın!Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi!
See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

21: Dünyanın Başkenti: İstanbul'un 100 Yılı

18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi'nin 109. yılında olağanüstü bir savaş hikayesiyle huzurlarınızdayız. Aynı asker, aynı savaşta, iki düşman ülkede birden kahraman olabilir mi? Alistair John Taylor mı yoksa Gazi Ali Can Çavuş mu? Tüyler ürpertici bu hikayeye hazırsanız başlayalım.





Oyuncular:

Beyaz Hala: Yasemin Yeşilgöz

Mustafa Kemal Paşa: Metin Bozkurt

Victoria Taylor: Dila Zeynep Dereli

Alistair John Taylor: Kadir Can Değer

Rehber: Gökbey Karataş

Türk Askeri: Zafer Peker

Köylü: Batuhan Kösegil









Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi'nin 109. yılında olağanüstü bir savaş hikayesiyle huzurlarınızdayız. Aynı asker, aynı savaşta, iki düşman ülkede birden kahraman olabilir mi? Alistair John Taylor mı yoksa Gazi Ali Can Çavuş mu? Tüyler ürpertici bu hikayeye hazırsanız başlayalım.


Oyuncular:
Beyaz Hala: Yasemin Yeşilgöz
Mustafa Kemal Paşa: Metin Bozkurt
Victoria Taylor: Dila Zeynep Dereli
Alistair John Taylor: Kadir Can Değer
Rehber: Gökbey Karataş
Türk Askeri: Zafer Peker
Köylü: Batuhan Kösegil

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir.  getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol. Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. Bonus Platinum Dinamik'le tanışın!Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi!
See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

20: Bir Çanakkale Öyküsü - İki Ulusun Kahramanı Ali Can Çavuş

Küçük bir Osmanlı şehrinden, mazlum bir halkın direniş karargahına, ardından Devrim’in ve Cumhuriyet’in başkentliğine uzanan yolculuk. Bilgisel’in yeni bölümünde Ankara’nın yakın tarihinde bir gezintiye çıkıp şehrin siyasi ve kültürel dokularını inceledik. Hazırsanız başlayalım.









Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

Küçük bir Osmanlı şehrinden, mazlum bir halkın direniş karargahına, ardından Devrim’in ve Cumhuriyet’in başkentliğine uzanan yolculuk. Bilgisel’in yeni bölümünde Ankara’nın yakın tarihinde bir gezintiye çıkıp şehrin siyasi ve kültürel dokularını inceledik. Hazırsanız başlayalım.

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir.  getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol. Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. Bonus Platinum Dinamik'le tanışın!Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi!
See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

19: Cumhuriyetin Şehri - Ankara'nın 100 Yılı

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Bilgisel’in özel bölümüyle huzurlarınızdayız. Türkiye’de kadınların seçme ve seçilme hakkı kazanması için daha cumhuriyet kurulmadan önce mücadele etmeye başlayan Nezihe Muhiddin’in ve Türkiye Kadınlar Birliği’nin öyküsünü çok seveceksiniz. Hazırsanız başlayalım.

Oyuncular:

Nezihe Muhiddin: Gülşah Dim

Mustafa Kemal Atatürk: Metin Bozkurt









Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!

------ Podbee Sunar -------

Bu podcast reklam içermektedir.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Bilgisel’in özel bölümüyle huzurlarınızdayız. Türkiye’de kadınların seçme ve seçilme hakkı kazanması için daha cumhuriyet kurulmadan önce mücadele etmeye başlayan Nezihe Muhiddin’in ve Türkiye Kadınlar Birliği’nin öyküsünü çok seveceksiniz. Hazırsanız başlayalım.
Oyuncular:
Nezihe Muhiddin: Gülşah Dim
Mustafa Kemal Atatürk: Metin Bozkurt

------- Podbee Sunar -------
Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir.  getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol. Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. Bonus Platinum Dinamik'le tanışın!Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi!
See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

18: Kadının Fendi: Nezihe Muhiddin ve Kadınlar Halk Fırkası

Bilgisel’in yeni bölümünde Yerel Seçimlere kısa bir zaman kala şehirlerimizi mercek altına alıyoruz. Ege’nin incisi İzmir’in 100 yıllık macerası; siyasi yapısı, yerel dinamikleri ve belediyecilik tarihiyle huzurlarınızdayız. Keyifli dinlemeler.

See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

17: Ege'nin İncisi - İzmir'in 100 Yılı

Bilgisel’in yeni bölümünde Türk sinemasının en kült yapımlarından olan Vizontele’nin kahkahaların arkasına gizlediği sosyo-politik saptamalarını sizler için derledik. Hazırsanız başlayalım.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

16: Kahkahalar Arkasına Gizlenmiş Bir Melodram - Vizontele

Bilgisel’in yeni bölümünde yıkılan Yugoslavya’nın enkazından futbol topuna sarılarak çıkan, Bosna Hersek tarihinin en büyük futbolcusu Edin Dzeko’nun öyküsüyle huzurlarınızdayız. Keyifli dinlemeler.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

15: Savaş ve Yıkımın Ortasından Zirveye - Edin Dzeko

Bilgisel'in yeni bölümünde koskoca bir devletin, bir hayvan türüne karşı açtığı savaşa tanık olacaksınız. Avustralya Ordusu'nun Emu Kuşları'na karşı verdiği mücadelenin hikayesi ile huzurlarınızdayız. Hazırsanız başlayalım.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

14: Tarihin En Enteresan Savaşı - Avustralya, Emu Kuşlarına Karşı

Bilgisel’in yeni bölümünde, büyük deprem felaketinin birinci yılında, kaybettiğimiz canlarımızı anarken, enkaz altında yaşamını yitiren Hataysporlu Christian Aysu’nun yüreklere dokunan hikayesiyle huzurlarınızdayız. Hazırsanız, başlayalım.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

13: Bir Son Saniye Golünün Öyküsü - Christian Atsu

Bilgisel'de bu hafta 27 yıl öncesine bir bakış atıyoruz. İki komşu ülkeyi, Türkiye ve Yunanistan'ı savaşın eşiğine getiren Kardak Kayayalıkları meselesini odağımıza alıyoruz. Hazırsanız, başlayalım.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

37: Ankara - Atina Arası Gerilim Hattı: Kardak Kayalıkları Krizi

Türkiye tarihinde iz bıraksa da geçen zamanda unutulmaya yüz tutan siyasi ve kültürel olaylara sesli bir kapı açıyoruz. Podbee Media yapımı Bilgisel ile hem yakın zaman Türkiye tarihine, hem de toplumsal olayların perde arkasını aralıyoruz.

Bilgisel

6 Şubat 2023'te, Kahramanmaraş merkezli depremde yaşananların üzüntüsünü derinden hissediyoruz. Depremde hayatını kaybedenleri saygıyla anıyor, aileleri ve sevdiklerine başsağlığı diliyoruz. Yaralı olan ve evini kaybeden tüm vatandaşlarımız için de acil şifalar temennisinde bulunuyoruz. Hepimize geçmiş olsun.

Bilgisel'in bu bölümünde Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarından, Milli Mücadele'nin ilk dönemine yansıyan bir hikâyeye odaklanacağız. Ebubekir Hâzım Bey'in vefa ve sadakatle örülü öyküsünü birlikte inceleyeceğiz. Hazırsanız, başlayalım.


See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

Podcast'e Soru Sor

Kaydet - Dinle - Gönder

Bildirimler

Bilgisel

Her hafta eklenen yeni bölümleri kaçırma!